‘LGBTİ+ radarına dönüşen polis kim gey kim trans kontrol ediyor. Bu açık bir hak ihlalidir’

İstanbul polisi, eşcinsellerin yürüyüşlerini Onur Haftası’nın hemen peşinden gerçekleşen Trans Onur Yürüyüşü sırasında da bir hafta arayla ikinci kez engelledi. Gerekçe, bir kez daha İstanbul Valiliği’nin yasak kararıydı. Valilik yapılmak istenen 8. Trans Onur Yürüyüşü‘nü yasakladığını duyurdu. Taksim’e yürümek isteyen LGBTİ+ aktivistlerine polis müdahale etti. 7 eylemci gözaltına alındı.

Bu gözaltı süresince yaşananlar gündeme oturunca, Yeşil Gazete olarak gözaltına alınanlar içinde yer alan Fotoğrafçı Ömer Tevfik Erten‘den yaşananları trans hikayeleri üreten bir belgeselci gözü ile değerlendirmesini istedik…

***

Özgecan Aşlamacı Şahin:  Trans Onur Yürüyüşü ‘ne Valilik tarfından yine izin verilmedi. Yasağa rağmen yüründü ve sen de her zamanki gibi bu anları fotoğrafladın. Öncelikle yasaklama konusunda ne düşünüyorsun?

Ömer Tevfik Erten

Ömer Tevfik Erten:  İki yıldır çeşitli bahanelerle onur yürüyüşlerine izin verilmiyor. Geçtiğimiz Onur Haftası’nda olduğu gibi hiçbir gerekçe gösterilmeden  LGBTİ+ görünen ya da olabilme ihtimali olan vatandaşlar İstiklal Caddesi’ne alınmadı. LGBTİ+ radarına dönüşen polis bütün işini bırakıp kim gey kim trans onu kontrol ediyor ve sokağa girişi engelliyor. Bu açık bir hak ihlalidir. Bizler bu ülkenin vatandaşıyız sokakta yürümek en temel hakkımız.

Özgecan: Alana girmeden önce ya da alanda alınan güvenlik önlemleri nelerdi? Gözaltına alınışınız nasıl oldu?

Ömer Tevfik: Yürüyüş yasaklandığı için bir grup aktivist Pangaltı Metro Durağı’nda buluştu. Etrafta polis yoktu; basın açıklaması okundu ve Taksim’e doğru 100 kişilik bir grup yürüyüşe başladı. Etraftaki insanlar yürüyüşe alkışlarıyla destek veriyordu. Bu sırada TOMA göründü ve müdahale başladı. Ara sokaklara dağıldık. Neşemiz yerinde, sıcaktan şikayet ederek sakin sakin sokaklarda yürüyorduk polis de arkamızdan gelirken.

Uzun bir yürüyüşün ardından aramızda 30 metrelik bir mesafe oluştu. Birimiz ”hadi kız şu taksiye binelim ” dedi ve 7 kişi taksiye bir anda bindik. Sığdık sığamadık derken polis geldi ve aracın önünü kesti. ”Kız böyle gözaltı mı olur bari kaçsaydık”, ”takside olmasın memur bey” desekte kimliklerimiz alındı.

Özgecan: Her zamanki gibi gullümlü olmuş. Karakolda ne kadar beklettiler? Orada neler oldu?

Ömer Tevfik: İşlemlerimizin çok uzun sürmeyeceği söylendi. Avukatımız Levent Pişkin yanımızdaydı. GBT kontrolü yapıldı ve serbest bırakıldık.

Serinleyelim diye dondurma aldık o sırada polisler geldi ve tekrar gözaltına alındık.

“Türkün Türküsü diye bir şarkı dinlettiler”

Özgecan: Tekrar ne sebeple gözaltına aldıklarını söylediler?

Ömer Tevfik: Tutanak tutulacak, ifadelerimiz alınacakmış. Ellerimizde yelpazeyle beklemeye başladık. Polislerle sohbet ediyor, gülüp eğleniyoruz.

Bir ara memurların hepsi etrafımızda toplandı. Bizi gördükleri için memnun gibiydiler. Bu esnada başkomiser olduğunu düşündüğümüz kişi bize kaba  davrandı. Avukatımız memura haklarımızı hatırlattı. Ufak bir gerginlikten sonra doktor kontrolü için hastaneye götürüldük.

Bence bu toplumda sizin de yeriniz olmalı” dedi memur. ”Biz zaten bu toplumda varız” dedik. Memleket nere sorusundan sonra Türkün Türküsü diye bir şarkı dinlettiler. Şarkıda her şey Türk. Karakola geldik, ifadelerimiz alındı ve serbest bırakıldık.

“Toplumun her yerinde var olmaya devam edeceğiz.”

Özgecan: Peki bu seneki Trans Onur Yürüyüşü hakkındaki düşüncelerin neler?

Ömer Tevfik: Trans onur haftası tüm aksilik ve engellemelere rağmen onurlu direnişin ve haklı olmanın neşesini içinde barındırıyordu. Yürüyüşe engel olunması bizi ait olduğumuz alanlardan uzaklaştırmaya yetmeyecek; toplumun her yerinde var olmaya devam edeceğiz.

Toplum biziz. Zafer dediğiniz şey kendiniz olabilmeyi başarabilmek ve bunda ısrarcı olmakla alakalı. Bizleri gecelere hapsetmeye çalışanlar boşuna uğraşıyor bilin ki kendimiz olmaktan, sokaklardan ve onurumuzdan vazgeçmiyoruz: Kudurun ayol!

 

Röportaj: Özgecan Aşlamacı Şahin

(Yeşil Gazete)

Özgecan Aşlamacı Şahin
Özgecan Aşlamacı Şahin

Damarlarında Karadeniz kanı taşıması sebebiyle kendini “Laz Kizi” olarak tanımlasa da İstanbul’da doğdu- büyüdü. İstanbul Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünü bitirerek Çocuk Fizyoterapisti olma hayalini gerçekleştirdi. 26 yaşında ani bir kararla Mersin’e taşındı. Bu sırada Karadeniz Bölgesi’nde yapılmak istenen HES’lere karşı mücadele yürütürken tanıştığı Yeşil Gazete sayesinde, Mersin başta olmak üzere Türkiye ve dahi Dünya’nın her yerinde ekolojik mücadelenin devam ettiğini gördü. Mersin’de Kadın Mücadelesi yürütürken, “sakin sakin” takip ettiği Yeşil Gazete’nin ekibine Mersin’deki Kadın Eylemi Zinciri’nin haberini yaparak birdenbire dahil oldu. Henüz sadece Kadın haberleri yapan ve şaşkınlığını üzerinden atamayan Özgecan; Çocuk Fizyoterapistliği’ne, Kadın Mücadelesi’ne ve Ekolojik Mücadele’ye devam ederken sürpriz haber ve yazılarla da ileride karşımızda olacak gibi…

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

[İklim Masası] COP29 kararları zayıf: “Jeopolitik gelişmeler iklim eylemini yavaşlatıyor”

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen İklim Zirvesi’nde (tam adıyla 29....

EN ÇOK OKUNANLAR