[Kuşlar, Orman ve Ben] Memlekette şu masal işi nasıl buralara geldi anlatayım II

Türkiye’de Doğa ve İnsan Konularının Yakın Tarihi’nde Tanıklıklar

Güneşin Aydemir

***

21 – Memlekette şu masal işi nasıl buralara geldi anlatayım II

Bu hafta da yazının devamının gelmesine Alper bir şaşırdı, bir şaşırdı sormayın. Malum hemen her Çarşamba (tatile gittiği haftalar hariç) messengerıma Alper’den şöyle bir mesaj geliyor: “Güneşin selam. Var mı yazı bu hafta?”. Yanında da sevimli bir emoji. Benim verdiğim cevaplar daha da sevimli tahmin edebileceğiniz gibi. Son haftalarda üst üste yazıları patlatınca, “Allah Allah iyi misin?, bir sorun yok di mi?” diye yazdı dün.

Ama daha önce de demiştim. Bana yazma ilhamı yılda bir kere geliyor. Ne yazıyorsam o zaman yazıyorum. İlhamı kaçırmadan devam edeyim.

Çanakkale’de namını yaydığım masal konusuna kafayı takan Muti aynı zamanda 18 Mart Üniversitesinin Radyosu’nda Çarşamba günleri Kentte Sanat, Kampüste Sanat isimli bir radyo programı yapıyordu. Bu programlardan birine beni de çağırdı ve masal, doğa, sanat üzerine tadından yenilmez bir program yaptık birlikte. Şimdi arşivlere bakıldığında tarihi 19 Mart 2013 imiş.

Muti beni her kente gittiğimde koluna takıp çeşitli insanlarla tanıştırmaya başladı. Öyle ki bir ara neredeyse yoldan adam çevirip bana tanıştırıyordu. Birkaç ayın sonunda Çanakkale’nin içinde bir şeyler yapan herkesle tanışma fırsatım oldu böylelikle. Bu günlerden birinde Kent Müzesi’ne gittik. Çanakkale Belediyesi’ne bağlı bir müze kent müzesi. Müdürü Cevat İnce müzeciliğe gönül vermiş, bu yönde çok kıymetli çalışmaları olan biri. Müzede Çanakkale Kenti’ne özellik katan her konu inceleniyor, sözlü tarih çalışmaları yapılıyor, arşivleniyor. Küçük ama gönülden çalışan güzel bir ekibi de var müzenin. Çanakkale’ye yolunuz düşerse mutlaka uğrayın derim.

Muti ile Cevat Bey’in kapısını çaldık. Bir iki hoş beşten sonra “biz masal anlatmak istiyoruz burada” gibisinden bir şeyler söyledik. Başta bir sessizlik oldu. Sonra itiraz. Ardından alışma evresi derken, kabullenme aşamasında müzenin hali hazırda kent sohbetleri için ayırdığı Çarşamba akşamlarından ayda bir tanesini masal için koparmayı başardık.

Bu arada gıda topluluğu kurma çabalarımız da devam ediyordu. O zamana kadar pek çok üretici ile toplantılar yapmış, hatta Belediye tarafından bize Çanakkale’nin meşhur Aynalı Çarşısında bir dükkan bile tahsis edilmişti. Bu masal konusunu aslında gıda topluluğunu da destekleyeceğini düşünüyorduk. Ne de olsa bir topluluk masalsız olmazdı. Sadece karın değil, zihin de, akıl da doymalıydı.

2013 yılının Aralık ayında Kent Müzesi’nde masal söyleşilerine başladık. Her ay bir konuk çağırdık*. Buluşmalar öyle bir karşılık buldu ki, insanlar merdivenlerde oturdular. Bu buluşmalarda seçtiğimiz konular ve konuklarla masal konusuna değişik perspektiflerden bakmaya çalıştık. Doğa, sosyoloji, psikoloji, sinir bilim, geleneksel masal anlatıcılığı, zanaat, sanat tarihi, arkeoloji, bilgi kaynakları gibi pek çok konu bağlamında masalları ele aldık. Bütün bu söyleşilerin kayıtları da kent müzesi arşivlerinde tutuluyor.

Bu şekilde masal çarşambaları tam 3 yıl sürdü. Şimdilerde Kent Müzesi’nde her ayın son çarşambası masal çözümlemeleri yapılıyor. (Bu çalışmada Çanakkale yöresinden derlenmiş masallar söyleşi öncesi bir blogda önceden herkesle paylaşılıyor. Ardından söyleşide masalın içindeki motifler, metaforlar, şifreler, kıssalar üzerine fikirler paylaşılıyor. Katılımcılar arasında sosyolog, antropolog, halk bilimciler de var. Herkese açık bu çalışmaları takip etmek isterseniz, Çanakkale Kent Müzesi adresini ziyaret edebilirsiniz.)

Bu arada 2014 yılının Mayıs ayında Kazdağı ve yöresindeki maden, termik santral, baraj gibi doğayı geri dönüşsüz bozacak olan projelere dikkat çekmek üzere bir buluşma yapıldı. O yıllarda Bayramiç’te bir de tohum şenliği yapılıyordu. (Şu yazdıklarıma bir bakın. Henüz 3-4 yıllık bir geçmişten bahsediyorum ama sanki yıllar öncesiymiş gibi. Herşey ne kadar çabuk değişiyor.)

Bayramiç Tohum Şenliği’nde çocuklara tohum masalı anlattım. Hemen ardından Kazdağı Buluşmasında yapılacak olan forumun kolaylaştırıcılığını bana vermişlerdi. Fırsat bu fırsat diyerek forumda da bir masal anlattım. O gece Kazdağı’nın ortasında yüzlerce insan kamp ateşinin etrafında pek çok başka masal da dinlediler.

Kent müzesinin Çarşamba buluşmaları hem müze hem de radyo için ciddi bir masal arşivi oluşturdu. Zira, Muti’nin radyo programı da daha önce söylediğim gibi Çarşamba günleriydi. Akşam Kent Müzesi’nde söyleşisi olan konuğu öğlenden alıp radyoya geliyor, orada canlı yayında tüm kente akşam olacakları söylüyor ve davet ediyorduk. Ayda bir Çarşamba ben de Muti’nin programına geliyordum. Böylelikle radyo ekibiyle de tanış olduk zamanla. Artık masal konusundan nasıl bahsetmişsek, bizden bir masal programı yapmamızı istediler. Açıl Susam Açıl, 2015 yılının Şubat-Haziran aylarında her hafta yayınlandı.

Cevat Bey, masal söyleşilerinden hoşnuttu. Zaten elimizde de bayağı bir masalcı ve konu birikmişti. Sonunda bütün bu insanları bir araya topladığımız bir buluşma yapalım dedik ve 2015 Mayıs’ında ilk Çanakkale Masalcılar Buluşmasını organize ettik.

Bu organizasyona değişik şehirlerden de izlemeye gelenler oldu. Biraz daha genişletilmiş bir programla ikincisini 2016’da düzenledik.

Son olarak Kent Müzesi müdürümüz Cevat İnce, masal konusunu müze konusu içinde ele almaya karar verdi ve 2017 yılının Müzeler Buluşmasının konusunu Masal olarak seçti. Biz de böylelikle 3. masalcılar buluşmasını yapmış olduk.

Bu buluşmalardan ilhamla, buluşmayı izlemeye gelen arkadaşımız Serdar İskit (kendisi Adana’daki gıda topluluğu ve ekolojik işlerle ilgilenen toplulukların da aktif üyesi, kurucularındandır) Adana’da ufak bir buluşma düzenledi. Buluşmalarımızın vazgeçilmez konuklarından Şahmarancımız Tacettin Toparlı da buluşma fikrini Mardin’e götürdü. Ne mutlu ki orada harika bir müze ekibi var ve iki yıldır mükemmel bir organizasyon yapmaktalar. Kentlerde masalcı buluşmaları fikri bir tohum gibi bu şekilde yayıldı.

İşte konu döndü dolaştı, başladığı yere bağlandı.

Masal konusu elbette benim burada anlattığım kadar değil. Benim tanık olmadığım ama izleyip haberdar olduğum kocaman bir başka bölümü daha var. Ama onları benim anlatmam doğru olmaz. Alper belki o kişilerin peşine düşer de onlar da yazar kendi hikayelerini.

Örneğin;  2013’te bir başka hikaye anlatıcısı (sanırım 2013 yılı) Almanya’dan Türkiye’ye döndü. Nazlı Çevik, oldukça yoğun şekilde masal anlatma programları, eğitimleri yaptı. Hevesle yapılan her iş gibi bu çaba da bir sivil toplum örgütü ile taçlandırıldı. Anlat Bana Derneği kuruldu. Bu dernek kurucuları masal anlatıcıları toplulukları kurdular. Bunlardan ilki Fama’nın Evi Hikaye Anlatıcılığı Topluluğudur sanırım. Bu oluşum sonra İstanbul’da SEİBA’nın (Uluslararası Hikaye Anlatıcılığı Merkezi) da ev sahibi oldu, Şirince’de Uluslararası bir Masal Festivali düzenledi.

Biz de hikaye anlatıcılığını öğreten  Judith’in NTV radyoda bir masal programı oldu bu süreçte. Judith iki de kitap yazdı masallarla ilgili.

Bütün bunlar olurken ve belki daha da önce Gazi Üniversitesi’nin Ankara’da kurduğu Somut Olmayan Kültürel Varlık Müzesi’nde masal anlatıcılığı eğitimleri yapılıyordu, masallar anlatılıyordu.

İstanbul ve Ankara’da bunlar olurken İzmir’de de masal konusuyla ilgilenen bir grup oluşuverdi. Pınar Fedakar’ın hevesiyle hikaye anlatıcıları bir grup oluşturuverdi.

Bunların yanısıra burada saya saya bitiremeyeceğim başka isimler masallı pek çok etkinlik yaptılar.  Masal kervanı kurup şehir şehir dolaşarak masallar anlatan Argın Kubin, İstanbul’da kafelerde masal akşamları düzenleyen Beyza Akyüz, mülteci ailelere, çocuklara masalların anlatıldığı Kardeş Masallar Projesi, masal peşinde günlerce yürüyen Deniz Soruklu Evren’le Tacettin Toparlı var.

Var da var. İsimleri yazdıkça, eksik kalma ihtimali artıyor. Bu nedenle burada sözü bağlayıp bitirmek en iyisi. Eksik kalanlardan affımı isterim.

Eh masalı da burada bağladıysak artık doğa koruma anılarına geri dönmenin vaktidir. Buradan devam ederiz haftaya diye umuyorum, di mi Alper?!

Devam edecek…

*2013 – 2017 Çanakkale ‘de Masal Etkinlikleri

ÇANAKKALE KENT MÜZESİ KENT SOHBETLERİ
* 18 Aralık 2013 / Özcan Yüksek – 1001 Gece ve Kent Ütopyaları
* 15 Ocak 2014 / Sezai Sarıoğlu – Ayna Korkusu, Mitoloji, Tarih, Gerçek Hayat ve Kent”
* 19 Şubat 2014 /  Kenan Özer ve Hüseyin Çağlar İnce – Kentte ve Kırda Masal Üreten Ekosistemler Kayıp Masalların İzinde çekilmiş belgeseller
* 19 Mart 2014 / Ömer Gözükızıl – Çanakkale Kentinde Yaşamak ve Kırsalda Masal Aramak
* 9 Nisan 2014 / Ahmet Yazman – Sarıkız Efsanesi ve Ana Tanrıça Kültü
* 18 Haziran 2014 / Güneşin Aydemir ile masal çemberi – Her Masaldan Bir Kıssa, Bir Hisse
* 24 aralık 2014 / Özcan Yüksek – ”bilmek isteyen yola çıkar” masalistan masalları

* 14 Ocak 2015 / Pınar Dönmez Fedakar “Korkunun Mitleri” Türk Dünyası Mit, Masal ve Efsanelerinde Yaratıklar
* 4 Mart 2015 / Güneşin Aydemir – Masal Irmaklarının Okyanusu
* 15 Nisan 2015 / Zerrin İren Boynudelik – “Bu Resim Ne Anlatıyor?” mitolojiden anlatılar
* 13 Mayıs 2015 / Şahmarancı (Ebuburak) TacettinToparlı – Şahmaran Masalları ve Camaltı Atölyesi
* 25 Kasım 2015 / Güneşin Aydemir yaşamsal bir bilgi kaynağı olarak m a s a l l a r
* 23 Aralık 2015 / Doç.Dr. Aslı Erim Özdoğan Çayönü “çayın yanındaki tepe”
* 27 Ocak 2016 / Doç. Dr. Sencan Altınoluk Sikkeler, Simgeler, Masallar
* 24 Şubat 2016 / Doç.Dr. Göksel Sazcı Maydos’tan Eceabat’a; bir yerleşimin 5000 yıllık öyküsü
* 30 Mart 2016 / Doç.Dr. Şeref Uluocak Toplumsalın İmkanı Olarak Masallar
* 27 Nisan 2016 / Eşref Bülent ”Yeraltı Diyarının Kartalı” masal çözümlemesi

ÇANAKKALE MASALCILAR BULUŞMALARI

13-17 mayıs 2015 1. Çanakkale Masalcılar Buluşması “Sırlar Alemine Yolculuk”

11-15 mayıs 2016 2. Çanakkale Masalcılar Buluşması “Hayat Ağacının Sesleri”
11-31 mayıs 2016 HAYAT AĞACININ RENKLERİ Resim Sergisi (Umut Germeç, Şule Günal, Serpil Kapar, Ezgi Yemenicioğlu Negir)
8/12 mart 2017 “Müzeler ve Masallar” Buluşması (3. Çanakkale Masalcılar Buluşması)

ÇANAKKALE KENT MÜZESİ MASAL ÇÖZÜMLEME OTURUMLARI
27 Eylül 2017 ve 4 Ekim 2017 tarihlerinde yapıldı. Devam ediyor.

 

 

 Güneşin Aydemir

Güneşin Aydemir
Güneşin Aydemir
Geçmiş: 1971’de Ankara’da doğdu. Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümünü bitirdi. Öğrenci kolundan, kulübüne; dernekten platforma, mahalle kozasından apartman yöneticiliğine kadar sivil toplumun olduğu her işe burununu soktu. Şimdi: Buğday Ekolojik Yaşam Destekleme Derneği’nde ne iş olsa yapıyor. Yılda bir kere Yeşil Atlas Dergisini hazırlıyor. Kazdağı’nda Yaşam Okulu diye bi projesi var. Orada müdire hanımcılık oynuyor. Yeşil Gazete’ye baygınken getirildi. Birbiriyle alakasız hobileri var: doğal örüntüler, doğa-insan ilişkileri, ekolojik yaşam kültürü, ekolojik kehanetlerde bulunmak, vatandaş bilimi, geleneksel iklim bilgisi, masallar… Gelecek: En büyük hayali, Sarıkamış ormanlarında yaşayan o bozayı gibi güneşin doğuşunu sessizlik ile seyredebilecek saf bir ruh haline gelebilmek…

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Hak savunucularından kent hayvanları için yarın AYM önüne çağrı

Hak savunucuları, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü'nde sokakta yaşayan hayvanlara yönelik 'katliam yasası'nı esastan görüşme kararı alan AYM'nin önünde toplanacak.

Afrika: Zenginlerin yarattıkları iklim krizinin bedelini ödeme zamanı geldi

'Afrika, yok denecek kadar az karbon ayak izine rağmen iklim felaketlerinin ön cephesinde yer alırken, fosil yakıt endüstrisi rekor kârlar elde etmeye devam ediyor.'

Türkiye, açık denizlerin biyoçeşitliliğini korumayı amaçlayan BM anlaşmasını imzaladı

Türkiye'nin anlaşmaya taraf olması için Meclis'te onaylanması gerekiyor. Yürürlüğe girmesi için ise 60 ülkenin 2025'e kadar onayı bekleniyor.

Deştinliler’den festival: Çimentocuları nasıl yendiğimizi dünya görsün istedik

Menteşe’nin Bayır ve Yatağan’ın Deştin mahallelerinde kurulmak istenen entegre çimento tesisini engelleyen halk, kazanımlarını iki günlük festivalle kutladı.

[İklim Masası] Zenginlerin karbon ayak izi, tahminlerden çok daha yüksek

Zenginlerin karbon ayak izi, toplumun kalanı tarafından olduğundan çok daha düşük tahmin ediliyor. Eşitsizliğe dair farkındalığı artırmak en zenginlerin iklim politikalarına desteği artırabilir.

EN ÇOK OKUNANLAR