Doğa MücadelesiEditörün SeçtikleriEkolojiManşetYerel

Kumarlar’da maden şirketine karşı su direnişi: Su bizim, suyumuzu alacağız

0
Fotoğraf: Muhammet Yavaş

Haber: Muhammet YAVAŞ

*

Türkiye deprem felaketi ile sarsılırken, şirketlerin köyler üzerindeki çalışmaları sürüyor. Kuraklık sıkıntısının yaşandığı zamanlarda köylerin sularını maden şirketlerine tahsis etmeye çalışan Devlet Su İşleri (DSİ) tepki çekiyor.

O köylerden birisi olan Kumarlar’da DSİ tarafından köye yapılan Altınzeybek Göleti, Kirazlı bölgesinde 2019 yılında yapılan büyük çevre direnişi sonucu ruhsatı iptal edilen Doğu Biga Madencilik için tahsis edildi.

Fotoğraf: Muhammet Yavaş

600 yıllık tarihi bir köy olan ve tarım ve hayvancılık ile geçinen, yaşanan kuraklık sıkıntısı nedeniyle tarımdaki verim oranının eskiye oranla çok düştüğü Kumarlar Köyü’nde çevre köylerinin su ihtiyacını karşılayacak göletin suyu şirkete verildi.

Konuya tepkiler sürerken 2 Mart 2023 Perşembe günü ise Çan Çevre Derneği’nin Çanakkale İdare Mahkemesi’ne açtığı davanın bilirkişi keşfi yapıldı. Gerçekleşen keşfe, Çanakkale İdare Mahkemesi heyetinin yanı sıra, Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, CHP Çanakkale İl Başkanı Güler Koçer, CHP Çanakkale eski il başkanı İsmet Güneşhan, CHP Çanakkale milletvekili aday adayı Metin Ümit Ural, Çan Çevre Derneği, Biga Ekoloji Platformu, Lapseki Çevre Derneği ve Kumarlar Köyü sakinleri katıldı.

Fotoğraf: Muhammet Yavaş

‘Maden işletmesinin su ihtiyacını karşılamak üzerine yapılmış planlama çöpe gitmeli’

Gerçekleşen keşifte, karşılıklı itirazlar sunuldu. Konuya dair açıklamada bulunan Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, “Bu göletin suyunun yaklaşık yüzde 29’u, madenin işletme ihtiyaçlarını karşılamak üzere şirkete tahsis edilmiş durumda. Planlama raporunda, 1 milyon 918 bin metreküp suyun tahsisi öngörülüyor. Bu suyun 48 bin metreküpü, Cazgırlar, Kirazlı, Kumarlar ve Yukarı Şapçı köylerinin içme ihtiyacını karşılamak üzere tahsis edilecek. 550 bin metreküpü şirketin işletmesinde kullanılacak ve 1 milyon 320 bin metreküpü ise yöre köylerin tarımsal sulamasında kullanılacak” dedi ve ekledi:

“Şirkete verilen 550 bin metreküp suyun karşılığı yüzde 29! Yani, neredeyse su rezervinin üçte biri şirkete verilmiş durumda. Eğer bu su şirkete verilmezse, bin 368 dekar tarım alanı daha sulanabilir. Burada bilirkişi heyetinin aklın, bilimin ve halkın çıkarlarını gözeterek, gerçekçi bir rapor vereceklerini düşünüyorum.

İdare Mahkemesi’nin de bilirkişi raporuna dayanarak DSİ ile şirket arasında yapılan bu protokolü ve planlamayı iptal edeceğini ve suyun tamamen tarımsal sulamada ve köylerin içme suyu ihtiyacını karşılamak üzere kullanılması yönünde karar vereceğini umuyorum. Orman izinleri de iptal edildi. İzinleri iptal edilmiş bir maden işletmesinin su ihtiyacını karşılamak üzerine yapılmış planlamanın da çöpe gitmesi gerekiyor. Ama bakıldığında bunun böyle olmadığı, arka planda bir takım da devirlerin söz konusu olabileceği gibi bir şüphe düşüyor içimize, umarım böyle bir girişim olmaz.”

Fotoğraf: Muhammet Yavaş

‘Su, bizim. Suyumuzu alacağız’

Köy sakinlerinden ve nam-ı diğer ‘Kocabaş’ı kurtaran kadın’, Naide Tokgöz‘ün, açıklamasında, “Suyumuzun mücadelesini veriyoruz, süreci takip ediyoruz, davaya Kumarlarlı olarak müdahil olacağım. Biz sadece sulu tarım yapmak istiyoruz, bizim köydeki içme sularımız da gitti, göletten pompalanan suyu kullanıyoruz. Muhtarımız ve başımızdaki beylere de sesleniyorum, bizim yanımızda olsunlar, düzgün iş yapsınlar, bu devran böyle sürüp gitmeyecek. Biz burada ilk eylem yaparken onlarca insan vardı, şimdi herkes kaderine razı olmuş durumda, mücadele etmezsek rahata kavuşamayacağız, bu bizim kaderimiz değil, mücadele edeceğiz, su bizim, suyumuzu alacağız” dedi.

‘Çan’ın ortasında bir beton yığını var, akmayan bir çay var’

Fotoğraf: Muhammet Yavaş

Çan Çevre Derneği’nden Mehmet Öz de göletin suyunun kazanılmasının Çan’ın içinden geçen tarihi Kocabaş Çayı’nı da etkilediğini belirtti. Öz, Kumarlar Köyü’nün camisiyle anıtsal bir köy olduğunu ifade ederek köyün tarihine ilişkin şunları anlattı:

“600 yılı aşkındır yaşantısını sürdüren, geçmişi olan ve 600 yıldır tarım hayvancılık ile geçindiği için suya ihtiyacı olan bir köy. Kocabaş’ı da destekliyor içindeki gölet. Kocabaş Çayı şu anda akmıyor. Kocabaş Çayı, Granikos’tur ve tarihi öneme sahiptir. Mücadelemiz farklı noktalarda devam ediyor. Köydeki baraj altın madeni şirketi ve DSİ tarafından ortak yapıldı, köyden ziyade şirkete tahsis edildi. Barajın kapağını kapatırsanız ilçemizin içinden geçen çay akmaz. Bu çayın beslediği 32 köy mevcut. Kumarlar Barajı’nın kapaklarını kapatıp suyu köylüye vermezseniz 32 köy su sıkıntısı çeker. Çan’ın artezyen kuyuları, yeraltı kaynakları beslenemez.”

Fotoğraf: Muhammet Yavaş

“Kocabaş Çayı akmamaya devam edecek, eğer baraj köylüye bırakılmazsa, köylerimizdeki göletler madenlere peşkeş çekilirse bizim Kocabaş Çayı’mız, tarihi çayımız tarihe karışacak” diyen Mehmet Öz, son olarak şu ifadeleri kullandı:

“Kocabaş Çayı’nın suyunun bol aktığı, gençlerin yüzdüğü, balık avladığın dönemler var, kümülatiflere bakmadan, Çan’a yararını hesaplamadan çalışmalar yapılıyor. Kaynakları göz ardı ederek, Kocabaş Çayı’nın tarihini önemsemeden sadece madenler için barajlar yapılıyor ve bunun sonucunda Çan’ın ortasında bir beton yığını var, akmayan bir çay var.”

You may also like

Comments

Comments are closed.