Bu yazı artigercek.com sitesinden alındı
34. Kongre, 27-30 Aralık günleri Leipzig’de yapıldı ve yaklaşık 15 bin katılımcı vardı. 272.000 metrekarelik kapalı alanda 4 büyük salon ve onlarca atölye odasında toplam 170 oturum düzenlendi.
Avrupa’nın en büyük ve en eski bilgisayar korsanları örgütü, CCC (Chaos Communication Congress), yıllık toplantısında hem son teknolojik gelişmeleri gözden geçirdi, hem de işin siyasi-ideolojik yanlarına ilişkin tartışmaları sürdürdü. Amerika’dan, Japonya’dan, Afrika ve Asya’dan da gelmişti bilgisayar müptelası gençler.
Bu “korsan arkadaşlar’’ olmasaydı, biz zenginlerin paralarını vergi cennetine kaçırdıklarını bilemeyecektik. Bu arkadaşların operasyonları sayesinde, biz, yöneticilerin yurttaşlardan gizli ne dolaplar çevirdiğini, nereden nasıl yasal ve meşru olmayan kazançlar elde ettiğini öğrenemeyecektik. Bu gruplar, bilhassa devletlerin ya da dev mali-sinai-teknoloji holdinglerinin, yurttaşları ya da çalışanları aleyhine ne tür kumpaslar kurduğunu ortaya çıkardı. Kamu hayatının daha şeffaf olmasını sağladı. Bunun Kızıl’ı var, Mavi’si var, Kara’sı var, iyidir.
Kötüsü de var haliyle… Kamu çıkarı için değil milli çıkar adı verilen devlet çıkarı için çalışanlar yani… Bir kısmı maaşlıdır. Bir de sadece kendi cebine çalışanlar var ki, onlar düpedüz hırsız, dolandırıcı! Elektronik modellerinden.
Kongrenin bu yılki temel sloganı/teması TUWAT idi. Sözcüğün iki anlamı var: Tuwat, 1981 yılında Berlin’de ilk kez bir araya gelen korsanların toplantısının adıydı. Geçmişe saygı! Tuwat, aynı zamanda Almanca argoda “Bir şeyler yapalım!’’ demek. Eyleme çağrı!
CCC, daha önceki yıllarda, “Orwell’den 10 yıl Sonra” (1993), “Malum Şüpheliler’’ (2004), “Yeni Bir Şafak’’ (2014) temalarını işlemişti. Bu yıl da, uluslararası şebekeler, verilerin korunması, video oyunları, enformasyon sistemleri… gibi konuları ele aldı. İnternet’de sansür, gözetim, kişisel veriler konuları gündeme geldi. Leipzig Kongresinde, henüz İran ayaklanması başlamamışken, İranlı korsanlar Tahran rejimine karşı geliştirdikleri teknikleri anlattı. Keza aynı toplantıda, Çin’de İnternet denetimine karşı yurttaş önlemleri, (Çin’de rejim, 1.4 milyar insanı/şüpheliyi sürekli gözetlemek için teknoloji geliştiriyor) Katalunya’da özellikle referandum günü Madrid’in İnternet’e müdahalesine karşı neler yapıldığı anlatıldı. Bizzat yapanlar tarafından. İlginç sunumlardan biri de “Kuzey Kore’de sınırlı sayıdaki bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlar’’ başlığını taşıyordu. Ukrayna’daki NotPetya virüsü ile Wi-Fi şebekesine dadanan “Krack” hakkında da ilginç bilgiler verildi.
Kongreye şahıslar ya da gruplar, örgütler, kurumlar katılıyor. Hepsinin ortak yanı dev teknoloji şirketlerinin neredeyse tekelci egemenliğini kırmak, yurttaşın bedava, olmazsa daha ucuz bir şekilde internetten yararlanmasını sağlamak…
İngiliz bilim kurgu romanları yazarı Charles Stross, yapay zeka konusunda “Olm, sen geleceğini kırdın be!’’ başlıklı bir konuşma yaptı. Ama en çok ilgiyi, Kongreye uydu yayınla katılan Edward Snowden topladı: “Korsan kimdir? Korsan, şüphe eden birisidir! Bizim her birimizin şüphe etmek için farklı nedenlerimiz var. Ama her birimiz mutlaka ya bir olay yaşamışızdır ya da birisinin başına gelen bir olumsuzluğa tanık olmuşuzdur ve sonra da şüpheye düşmüşüzdür. Bu şüphe sayesinde de, bugünkü sistemi, bugünkü dünyayı olduğu gibi kabul etmememiz gerektiğini öğrendik’’.
CCC 34. Kongresinde, kaçınılmaz olarak Weinstein etkisi de kendini gösterdi. Esas olarak erkek egemen bir çevre olan bilgisayar korsanları dünyası, kadınların ısrarlı ve yoğun baskısıyla karşı karşıya kaldı. Tacizci olduğu öne sürülen bir kişiye, konuşma hakkı verildiği için yönetimi protesto eden kadınlar, CCC’nin üst düzey iki yöneticisinin tacizci oldukları gerekçesiyle bu kongreye katılmamalarını sağladı.
Kadınlar, uzun süredir talep etmiş olmalarına rağmen, 34. Kongrede özel olarak “İnternet’de tacize karşı alınması gereken önlemler” konulu oturumun düzenlenmemesi sorun yarattı.
Kadın korsanlar, “Eskiye oranla yine de ilerleme var, diyebiliriz. Bir sonraki Kongrede artık kadınların sesi daha çok duyulacak’’ dedi.
“Korsan” sözcüğü, çeşitli dillerde, çeşitli kesimlerde olumsuz çağrışıma yol açtığı için profesyoneller tarafından pek kullanılmıyor. Üstelik profesyoneller “Korsan” sözcüğünün kendi yaptıkları işi iyi tarif etmediğini savunuyor. Zaten bu nedenle de “hacker” (Başkasının bilgisayarını/programını kullanan kişi) ile “activist” (Eylemci) sözcüklerinin birleşmesinden oluşan “hacktivist” sıfatı kullanılıyor.
34. Kongrenin sonunda, yaygınlaştırılacak iki temel fikir çıktı ortaya:
* Bilgi, özgür olmalı, açık olmalı ve paylaşılmalı!
* Korsanız ama bizim de bir etiğimiz var: Bilgi çalarız, bilgi bozarız ama bir tek şartla: Kamu çıkarına hizmet ederse!