Hafta SonuManşet

[Kırsal Yaşam ve Yapılar] Ağaç kesimi ve depolama – Hüseyin Melih Aşanlı

0

Yeni İnsan Yayınevi‘nden kitap ve e-kitap olarak çıkan, ‘Geleneksel Yapı Teknikleri : Doğal ve Ekolojik Yapı Rehberinin yazarı Melih Aşanlı ile Yeşil Gazete’de “Kırsal Yaşam ve Yapılar” başlıklı yazı dizisine başladık.

Kendisi ile Temmuz ayında kitabı bağlamında gerçekleştirdiğimiz röportaj sırasında kararlaştırdığımız bu yazı dizisinin kırsalda bir hayat kurmak isteyen tüm okurlarımız için de bir rehber olmasını umut ediyoruz

***

6 – Ağaç kesimi ve depolama

İstek üzerine ormandan nasıl ağaç seçilir başlıklı bir konu yazıyorum. İlk önce ormandan ağaç kesemeyiz. Aslında kesebilseydik, ormanımız kalır mıydı bilmiyorum, belki de kalırdı korktuğumuzun aksine. Çünkü  yüzyıllardan beri orman köylüleri ihtiyaçları kadar ormanlardan ağaçları kesiyorlar ve ormanların azaldığı falan yok. Üstüne bir de gelişmiş ve çoğalmış durumdalar. Tabi ki ne zamana kadar, ormanların sanayi kuruluşları tarafından kullanılmasına kadar. Uzun yıllardan beri orman köylüleri ile birlikteyim. Onlar bir ağaç keserken aynı zamanda bakım yapmak gibi bir hassasiyetlere sahipler. Çünkü ormanı yaşamın kaynağı ve evi olarak görüyorlar. Çobanlık yaparken rastladıkları ağaçların budamasını yapıyor, kırılan dalları temizliyor, ormanı bunaltmış sarmaşıkları ayıklıyorlar. Sanırım bu orman ile insanın kurduğu kadim ilişkiden beri böyle. Ama kağıt fabrikaları, kereste ve yonga sanayisi için maalesef aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Henüz bu yaz kilometrekarelerce alanı burnumuzun dibinde dev makineler ile dümdüz edip, çıkan tüm ağaçları yerinde talaş haline getirdiler. Dünyanın şimdiki sistemi bu.

Peki biz ağaçlarımızı nasıl keseriz? Öncelikle kendi arazimiz varsa bir kısmını orman olarak muhafaza edip ya da ağaçlandırıp, yıllar sonra ihtiyacımız kadar kesebiliriz. Eğer böyle bir imkana sahip değilsek, orman köylerinde ağaçların büyümesi için ayrılmış tapulu araziler var. Bu araziler periyodik olarak mangal kömürü yapmak maksadı ile satılıyor. Bu işleme tapulu kesim denilir. Ormana dilekçe verirsiniz, resmi bir takım işlemler vardır. Orman kesim yapılacak yeri gelir ölçer ve izin verir. O saatten sonra dilediğiniz gibi o arazi üstünde kesim yapabilirsiniz.  Arazi üzerinde muhtemelen sadece meşe ağaçları vardır. Bu da işin başka sıkıcı bir yönü.

Tüm bunları bir kenara bıraktığımızda ve kesim kısmı ile ilgilendiğimizde, öncelikle ağacı ne işte kullanacağımız önemlidir. Her ağaçtan maalesef her ürünü üretemeyiz. Yapı işlerinde kullanılacak ağaçların içerisinde öz bulunması gerekir. Öz kısım ne kadar kalın olursa ağaç o kadar sağlam olacaktır. Mesela kızıl meşede yoğun öz varken, ak meşede yoktur sadece odun olur.

Arazide gezerken kesilecek ağaç seçilir. Uzunluğu, kabuklarının soyulmasından sonra kalacak kutur kalınlığı, dallarının nerede başladığına bakılır, çünkü dallar budaklardır ve zayıf halkaları oluştururlar. Ağacın eğri  olması genellikle bir dezavantajdır. Düzeltmek için çok zaman ve malzeme israf edilir. Eğer aradığımız ağacı bulduysak, sıra kesim şartlarının uygunluğuna gelir.  Ağacın nerede olduğu önemlidir. Eğimli bir yamaç işi zorlaştıracaktır. Bölgenin rüzgar alıp almaması da önemlidir. Çevresinde ağacın güvenli yıkılabileceği bir alan olmalıdır ve yıkılırken başka bir ağaca zarar vermemelidir. Ağaçların dalları kavak haricinde ekseriyetle lodos istikametinde uzar. Poyrazın soğuk esintisini onlar da bizler gibi çok sevmezler. Bu yüzden ağacın poyraz tarafı daha ağırdır ve o tarafa düşme eğilimi vardır. Fakat arazinin eğimi, esen rüzgar, ağacın eğriliği her şeyi değiştirebilir. Değiştirmediğini varsayarsak ve işin en adabına göre hareket etmek istersek, öncelikle sonbahar sonlarında yani ağacın suyu neredeyse tamamen çekildiğinde ve yaprakları döküldüğünde ağacın tepesine tırmanarak tepe kesimi yapılır. Bu arada kesim motoru veya balta ile ağaç kesmek, ciddi bir iştir ve profesyonel deneyim ile bilgi ister. Orman kazaları hayati tehlike taşırlar. Bence bir bilen ile çalışılmalı, kimse kendini tehlikeye atmamalı. Öyle bir kaç satır ile anlatılabilir bir işten maalesef bahsetmiyorum.

Tepe kesimi yapılan ağaç bir iki ay daha kendi haline bırakılır. Kış mevsiminde ormanın uygun olduğu balçığın çamurun ve yoğun karın olmadığı bir ara ağacın kesimi yapılır. Olabildiğince dipten en az sarfiyat olacak şekilde kesmek için ağacın dibi çalı çırpı ve taşlardan çapa ile ayıklanır. Ağacın sıvaması yapılıp işi engelleyecek dallar çevreden uzaklaştırılır. Devrilme aşamasında kaçmak için bir kaçış yolu planlanır, rüzgar ve diğer etkenler gözden geçirilir ve salavat getirilerek ağacı kesme işlemine başlanır. Eğer ağaç çok büyükse macera da büyüyecektir.

Kesilen ağaç dalları temizlenir ve kendi dallarından yapılan takozların üstüne oturtulur. Takozlar orman yüzeyinden ağacı en az 35-40 cm. yükseltmelidir. Toprakta kalan ağaçlar çürür yada böceklenirler. Ağaçlar tüm kışı ormanda takoz üzerinde geçirirler. Yağan kar ve yağmur ağaç kabuğu ile odunu arasında bir boşluk yaratır kabuk soyma işleminde geç kalınırsa kabuk kuruyacak ve soyulması çok zorlaşacaktır.. Kış sonu bahar gelmeden daha havalar soğukken gidilip sökü demiri ya da yontma baltası ile (ben balta yada tahra kullanıyorum.) Kabukları soyulur ve oradan uzaklaştırılır. Ağacın altı temiz olmalı. Bahar yağmurları ve hatta son karlar ağacı iyice yıkamalı. Bu arada eğer ağaç açık alanda ise güneş kütüğümüzün çatlamasına sebep olacaktır.

Tüm ahşaplar gölgede ve serin bol rüzgar alan yerlerde kurumalıdır.  İlkbaharın ortalarında ya da mevsime göre sonlarında havalar çok ısınmadan, ağaç zincirle traktöre bağlanır ve sürüklenerek atölyeye taşınır. Orada en az 60’lık bıçkı ile kaba kesim yapılır. Eğer kereste değil azman gibi büyük ebatlı taşıyıcı isteniyorsa balta ile yontulur. Yontulan ya da biçilen kereste gölgede yerden yine 40cm.civarı yüksekte kurumaya bırakılır. Kereste istifi çok önemlidir. Yanlış istiflenmiş kereste mutlaka ya döner ya burulur ya da çatlar. Ağaçlar kesit alanlarından daha hızlı kururlar. Yani kerestenin iki başı çabuk kurur. Buralar hızlı kuruduğunda çatlama yapar, başları boyanarak bu önlenebilir. İstiflemede sandık istif en makul istifleme biçimidir.

Yaz ayı çatlama ve eğrilme için en tehlikeli aydır. Serin kuru ve rüzgarlı alanda doğru istiflenmiş ağaçlar bir yıl sonunda %12 civarında hava kurusu diye tabir edilen nemlilik derecesine ulaşırlar. Bu nem dış cephe çalışmaları, yapı çatkısı, ve diğer yapı parçaları için yeterlidir. Mobilya için ağaçların iç mekan ısılarında dayanmaları ve daha kuru olmaları gerekir. Hava kurusu bir kereste ile güzel bir dolap yapıp evinize koyduğunuzda, ilk kış yanan soba ile malzeme %6-7 nem oranlarına kadar nemini atacak, dolayısı ile çalışacak, çatlayacak, eğrilip bükülecektir.

Mobilya yapımı için fırın kurusu kerestelere ihtiyacımız var. Eski marangoz atölyelerine sobanın makul bir uzaklığında mobilya için bekletilen keresteler kullanılırdı. Soba ile kereste kurutmak tecrübe isteyen ve uğraştırıcı bir iştir. Soba sanayi fırınları gibi homojen bir ısı yaymadığından kerestelerin dengesiz kurumasına ve çok deforme olmasına sebep olacaktır. Soba sürekli yer değiştirmeler ve çevirmeler gerektiren bir kurutma yöntemidir.

Ağaçların kesilme ve depolanma kısmı ön bilgi olarak bu kadar. Pratik eğitim ya da deneyim olmadan uygulama aşamasına geçilmemesi gereken işler olduğunu hatırlatmak isterim. Aslında bu yazıda hangi ağaçla ne yapılması gerektiğini de yazmayı planlıyordum ama konu uzun sürdü. Haftaya yapılarda enerji kısmından bahsedecektim fakat şu şartlar altında o bir sonraki haftaya kaldı. Haftaya bazı ağaçların özellikleri ve nerelerde kullanıldıkları ile kerestelerin aslında nasıl kesilmesi gerektiğini anlatan bir yazı ile bu yazıyı tamamlamayı düşünüyorum.

Hoşçakalın.

 

Hüseyin Melih Aşanlı

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.