Mark Kinver’in BBC News’de yayınlanan haberini, Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Ayşe Koçak‘ın çevirisiyle sunuyoruz.
* * *
Bir araştırmaya göre kentsel tarımcılık küresel gıda güvenliği üzerinde giderek daha önemli bir rol oynuyor.
Araştırmacılar uydudan elde ettikleri verileri kullanarak kentlerin çevresindeki 20 kilometreye kadar yayılan alana baktı ve buralarda yer alan tarımcılık faaliyetlerinin toplamının 28 Avrupa Birliği ülkesi büyüklüğünde olduğu sonucuna vardı. Uluslararası bilim insanları grubu bu sonucun kırsal alanlara yoğunlaşan tarımcılık araştırma ve geliştirme çalışmalarını etkilemesi gerektiğini söylüyor.
Araştırmanın sonuçları Çevresel Araştırma Mektupları dergisinde bulunuyor.
Araştırmanın yazarlarından ve Uluslararası Su Yönetimi Enstitüsü (IWMI) araştırmacılarından Pay Drechsel “Bu kentsel gıda üretimi üzerine küresel ölçekte yapılan ilk çalışma” diyor.
“Kentsel tarımcılıkla ilgilenen insanlar vardı ancak bu konunun detaylarını bilmiyorduk. Diğer tarımcılık sistemlerinden farkı neydi? Bu araştırma bize kentsel tarımcılığın sandığımızdan çok daha büyük ölçekte yapıldığını gösterdi”. Grup, araştırmanın aslında fazla ihtiyatlı bir tahminde bulunmuş olabileceğini, çünkü araştırmanın sadece nüfusu 50 binden yüksek olan kentsel alanlara yoğunlaştığını belirtiyor.
Kentsel dünya
Dr Drechsel, kentsel tarımcılık faaliyetinin diğer tarımcılık sistemleriyle karşılaştırıldığında şaşırtıcı sonuçlara ulaşıldığını söylüyor. Örneğin Güney Asya’da pirinç üretiminin yapıldığı toplam arazi, dünyadaki kentsel alanlarda tarım yapılan alandan daha küçük.
Aynı şekilde, sahra-altı Afrika’da mısır üretiminin yapıldığı toplam alan dünyanın diğer bölgelerindeki kentsel üretim alanlarından daha geniş değil. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünya nüfusunun %50’si artık kentsel alanlarda yaşıyor, bu da dünyadaki tarımın değişen manzarasını açıklıyor.
Dr Drechsel “Masanın çiftliğe daha da yaklaştığını söyleyebiliriz” diyor.
“Hindistan’a baktığımızda en ilginç etmenin ülkedeki şehir ve kasaba çokluğu nedeniyle bütün ülkeyi kentsel ya da yarı kentsel olarak ayırabilir olmamız. Bu durum kentlerin çevreye yaptıkları etki bakımından birçok sonuç doğurabilir, çünkü kentler suyu alıp yerine kirli atık bırakıyor” diye ekliyor.
Dr Drechsel, Gana’yı örnek vererek sebze üreticilerinin çoğunun mahsullerini kirlenmiş su ile suladığını, Akra’da ise ev su atıklarının %10’unun dolaylı olarak kentsel tarımda yeniden kullanıldığını belirtiyor.
California Üniversitesi Berkeley’den Anne Thebo, araştırmanın “kentsel mahsul üretimini bölgesel ve küresel boyutta daha iyi anlamaya yönelik önemli bir adım olduğunu, özellikle şehirlerin biraz dışındaki bölgelere tarım alanları ekleyerek buraların kentsel su ve gıda yönetimi için gerçekten ne anlama geldiğini gözlemleyebileceğimizi” söylüyor.
Dr Drechsel tarım ve kentsel gelişim politikaları arasındaki uyumu teşvik etmenin önemli olduğunu söylüyor. Ancak bunun gelişmekte olan ülkelerin çoğunda olmadığını, çünkü kentsel dağılmanın bu ülkelerde çok daha hızlı oluştuğunu; yasal ve idari altyapının kentsel gelişim politikalarına ayak uydurabilecek durumda bulunmadığını vurguluyor
Haberin İngilizce Orjinali
Haber: Mark Kinver
Yeşil Gazete için çeviren: Ayşe Koçak
(Yeşil Gazete, BBC News)