Editörün Seçtikleriİklim KriziKentManşet

CHP’li 22 belediye Su Manifestosu’nu açıkladı

0

İzmir Büyükşehir Belediyesi, 22-23 Mart tarihlerinde düzenlenen Kentlerde Sürdürülebilir Su Politikaları Zirvesi’ne ev sahipliği yapıyor.

Geniş katılımlı zirvede CHP’li belediyeler, akademisyenler, sivil toplum temsilcileri, kooperatifler, çiftçi örgütleri ve meslek örgütleri Türkiye’nin suyla ilgili sorunlarını ve çözümlerini tartışmak, su yönetimi ile ilgili en iyi uygulamaları ve politikaları görüşmek amacıyla bir araya geldi.

Toplantıların önemli bir çıktısı ise CHP’li belediye başkanlarının imzasıyla çıkan su yönetiminde beş ilkesel değişiklik ve on somut adım öneren manifesto oldu.

İlhan: CHP ile sınırlı kalmamalı

Zirvenin katılımcılarından Su Yönetimi Uzmanı ve Sabancı Üniversitesi’nde öğretim üyesi Dr. Akgün İlhan, Yeşil Gazete’ye yaptığı değerlendirmede “Yapılan bu toplantıyı çok olumlu karşılıyorum. Yıllardır hepimizin söylediklerini derleyen toplayan bir manifesto ortaya çıktı. Tek başına yeterli değil ama önemli bir yol haritası” ifadelerini kullandı.

Bu manifestonun 22 belediye için önemli bir yol haritası olacağını vurgulayan İlhan, “Bu çalışmaya CHP öncülük yaptı. Ancak her partinin yönetimindeki belediyelerde bunu uygulaması ve su konusunda adım atması gerekiyor” dedi.

Kuraklıkla mücadele için beş ilkesel değişiklik

Söz konusu manifestoda iklim krizinin su varlıkları üzerindeki etkisini azaltarak kuraklıkla mücadelede başarılı olabilmek için su yönetiminde beş ilkesel değişiklik yapılması gerektiği belirtiliyor. Bu beş ilke ise şu şekilde sıralanıyor:

  1. Katılımcı bir su yönetim modeli oluşturmak: Su yönetimi, şehir, havza ve ülke ölçeğindeki su kullanıcısı tüm paydaşların; tarım örgütleri, sanayiciler, evsel su kullanıcıları, meslek örgütleri, doğa ve çevre örgütlerinin içinde yer alacağı yepyeni, katılımcı bir anlayışla gerçekleştirilmelidir.
  2. Tüm kullanım alanlarında arzın değil talebin yönetilmesi: Plansız gelişen kullanım talepleri için sürekli daha fazla arz yaratma politikası yerine, başta tarımsal sulama ve sanayi olmak üzere düşük su kullanımıyla yüksek gelir elde edilen ekonomik modeller tasarlanmalı ve teşvik edilmelidir.
  3. Su yatırımlarının havza ölçeğinde planlanması: Su kaynaklarının, yerüstü ve yeraltı sularının miktarının, su bütçesinin hangi kullanımlara tahsis edileceği havza ölçeğinde belirlenmelidir. Verilen tahsisler denetlenmeli, su kullanımlarının sektörel tahsis miktarlarını aşmasına izin verilmemelidir. Her bir havzada planlanan su yatırımlarının birbirini nasıl etkilediği kümülatif olarak ölçülmeli, yatırım kararları havza ölçeğinde bu stratejik değerlendirme yapıldıktan sonra alınmalıdır. Asgari harcama ile azami verim esas olmalıdır.
  4. Doğanın su döngüsünün korunması: 1960’lardan bu yana suyun döngüsüne yapılan müdahaleler sonucunda birçok canlı türü tehlike altına girmiş; göller ve sulak alanlar kurumuş, nehir ekosistemleri zarar görmüştür. Ülkemizdeki su kullanım hedefleri, iklim krizi dikkate alınarak yeniden tarif edilmelidir. Yatırımlar planlanırken yer altındaki, sulak alanlar ve nehirlerdeki ekolojik su varlığının sürdürülebilirliği dikkate alınmalıdır. Canlıların ihtiyacı olan suyun, ekolojik dengeyi ve su döngüsünü bozacak biçimde kirletilmesine, azaltılmasına yol açan uygulama, yapılaşma ve madencilik gibi faaliyetlere izin verilmemelidir.
  5. Suyun ekosistem ve sektörler arası döngüsel kullanımı: Tarımda, sanayide ve evlerde kullanılan atık suyun gerekli arıtma süreçlerinden geçtikten sonra farklı sektörler ve ekosistem arasında transferi sağlanmalıdır. Şehir içinde ve tarım alanlarında yağmur hasadına yönelik yöntemler yaygınlaştırılmalı; su ihtiyacının yerinde temini, kullanımı ve dönüştürülmesine yönelik döngüsel çözümler teşvik edilmelidir.

10 somut adım

“Başka bir su yönetimi mümkün” sloganıyla ve 11 büyükşehir belediyesinin ve 11 il belediyesinin imzasıyla yayınlanan manifestoda ortaya konulan ilkeler doğrultusunda öncelikli olarak yapılması gereken 10 somut adım da listelendi:

  1. Su yönetimiyle ilgili koordinasyonsuzluk ortadan kaldırılmalı, kurumlar arasındaki yetki ve sorumluluk karmaşasına son verilmelidir.
  2. Tüm paydaşların mutabakatı alınarak hazırlanan bir Su Kanunu yürürlüğe konmalı, su havzası planlama ve uygulamalarında yerel yönetimler güçlü ve yetkili yapılar haline getirilmedir.
  3. Su yatırımları havza ölçekli bütüncül planlarla uyumlu olarak su ve atık su master planlarına göre yapılmalı; kamu kaynakları ekonomik ve ekolojik fizibilitesi düşük yatırımlara aktarılmamalıdır. Yerel yönetimlerin çevresel altyapı projelerine yönelik kaynakları artırılmalıdır.
  4. İklim krizi ile etkin mücadele için imzalanan Paris İklim Anlaşması ivedilikle onaylanmalı; iklim değişikliğinin yaratacağı olumsuz etkilerin önlenmesi amacına yönelik hazırlanan İklim Değişikliği Kanunu Tasarısı üzerinde çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır.
  5. Kuruyan göllerin, Salda Gölü, Burdur Gölü, Tuz Gölü, Seyfe Gölü ve diğer sulak alanların tahribatı sonlandırılarak restore edilmeli ve doğal su döngüleri korunmalıdır.
  6. Su havzalarındaki tüm noktasal ve yaygın kirlilik kaynakları kontrol altına alınmalı; merkezi ve yerel idarelerce etkin bir şekilde denetlenmelidir.
  7. Tarımda doğru ürün planlaması yapılarak ve tasarruflu sulama sistemlerine geçilerek su israfı önlenmeli, tarımsal sulama en az %50 oranında azaltılmalıdır. Bu amaçla, ekonomik değeri yüksek ve su talebi olmayan yerel tohum ve hayvan ırkları teşvik edilmelidir.
  8. İstanbul’a yapılmak istenen “Beton Kanal” gibi suyun doğal döngüsüne zarar veren tüm israf projeleri iptal edilmelidir.
  9. Güncelliğini yitiren su ve kanalizasyon idaresi mevzuatı yeniden düzenlenmeli; büyükşehir statüsünde olmayan diğer illerde de su ve kanalizasyon idareleri kurulmalıdır.
  10. Yaşamın vazgeçilmez unsuru olan su, temel kamusal hak olarak kabul edilmeli, ekolojik ve toplumsal bir değer olarak tanımlanmalı, su hizmetlerinde kamu işletmeciliği esas alınmalıdır.

‘Bu ölçekte yapılan ilk toplantı’

Akgün İlhan, ortaya konulan manifesto dışında zirve bünyesinde gerçekleştirilen toplantıların, konuşmaların ve yuvarlak masa toplantılarının da oldukça önemli olduğuna dikkat çekti.

Çok önemli bir buluşma olduğunu belirten Dr. İlhan, “Su yönetimi konusunda daha önce bu ölçekte bir etkinlik yapılmadığı için bu zirve bir milat olacak” değerlendirmesinde bulundu.

İlhan, böyle bir etkinliğin 22 Mart Dünya Su Günü‘nde yapılmasının da oldukça anlamlı olduğunu belirtti.

İki gün süren zirvenin ilk gününde yedi farklı oturumda alanında uzman kişiler tarafından konuşmalar yapıldı. Bir sonraki gün ise zirve bütün aktörleri bir araya getiren yuvarlak masa çalışmalarıyla devam etti.

Konuşmaların canlı yayın kayıtlarına kentlerdesu.org adresi üzerinden ulaşmak mümkün.

 

You may also like

Comments

Comments are closed.