ManşetTürkiye

Karikatürist Nuri Kurtcebe çizdiği karikatürler nedeniyle cezaevinde

0

Karikatürist Nuri Kurtcebe, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla verilen 1 yıl 2 ay 15 günlük hapis cezasının kesinleşmesiyle tutuklanarak hapishaneye gönderildi.

Çizgi roman sanatçısı, karikatürist Nuri Kurtcebe çizdiği karikatürlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla verilen 1 yıl 2 ay 15 günlük hapis cezasının kesinleşmesi üzerine tutuklandı.

Avukatı Ahmet Erdem Akyüz, Kurtcebe’nin Fethiye 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017 yılında vermiş olduğu karar nedeniyle hakkında yakalama kararı çıkarılarak dün akşam yakalandığını, bugün Yalova’da çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konulduğunu açıkladı.

Fethiye 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Kurtcebe’nin, 2015 yılının ilk dokuz ayında çizdiği karikatürlerde Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlediği gerekçesi ile 1 yıl 2 ay 15 gün hapis cezasına hükmetmiş, üst mahkemeye [istinaf mahkemesi] yapılan itiraz reddedilmişti.

Sınır Tanımayan Gazeteciler’den tepki

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Kurtcebe’nin tutuklanmasıyla ilgili “Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğu Ağustos 2014’ten bu yana yüzlerce gazeteci, köşe yazarı, çizer yargılandı; 42’si para cezası veya hapse mahkum edildi; şimdi de çizer Nuri Kurtcebe hükümlü olarak cezaevine gönderildi. TCK 299 kaldırılmalı!” açıklamasını yaptı.

Cumhuriyet gazetesi çizeri Musa Kart da şu açıklamayı yaptı:

“Anlaşılan bu iktidar, karikatüristleri hapis cezaları ile etkisizleştirme düşüncesinden vazgeçmiş değil. 25 Haziran’da mizah anlayışından yoksun bu siyasal iklimin değişeceğini umuyorum ve diliyorum. Baskı ve ceza tehditlerine karşı karikatüre ve mizaha yaslanmaya devam diyorum.”

Leman Dergisi de sosyal medya hesabından, “Türkiye’nin en önemli çizerlerinden Nuri Kurtcebe, Erdoğan’a hakaret iddiasıyla tutuklanmış. Özgürlük, demokrasi bir yana Nuri Abi’nin çok ağır bir sağlık sorunu vardır” diye yazdı.

Nuri Kurtcebe hakkında

8 Ocak 1949’da Muğla’nın Yatağan ilçesinde doğdu. 1960 yılında İstanbul’a yerleşti. 1970 yılında bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin yüksek Resim bölümünü kazandı.

Bir reklam şirketinde karikatürist Yalçın Çetin’le beraber karton-film çizerken Oğuz Aral’la tanıştı ve Tekin Aral, Oğuz Alpleçin, Mim Uykusuz ve Ferit Öngören’le beraber Gırgır adlı mizah dergisinin ilk kadrosunda yer aldı.

Gırgır’da “Uyduruk Uzay Hikayeleri” başlığı altında kısa metrajlı bilim kurgu çizgi romanları üretmeye başladı. 1985’te İlhan İrem’in “Pencere Köprü ve Ötesi” müziğini resimledi. 1986’da Hürriyet Gazetesi’nde günlük “Mokok” karikatür tipini çizmeye başladı.

1990’da Limon ve Dıgıl mizah dergilerinde çizdiği bilim kurgu öykülerinden oluşan çizgi-roman albümü yayımlandı. 1994 yılında Cumhuriyet gazetesinde Gaddar Davut çizgi romanını ve “Sessiz Sedasız” başlığı altında günlük politik karikatürlerini çizmeye başladı.

Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanı’nı çizgi roman haline getirdi, Uğur Mumcu anısına “Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi” resimli eserini çizgi roman olarak çizdi. Aydınlık Gazetesi’nde “Ters Köşe” adlı köşesinde günlük karikatürler çiziyordu.

 

(Bianet)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.