Kaba sensin, taş da sana düşsün – Ümit Kıvanç

Hükümet propaganda aygıtının -yanılmıyorsam- on üç yazarı, yaratıcılık gösterip kişisel versiyon geliştiren birinin ürettiği nüans dışında, köşeyazısına aynı başlığı attı: “Diliniz kaba, vicdanınız taş”. Bu, Türkiye’deki temel meselenin siyasî değil ahlâkî olduğunun yeni bir kanıtı yerine geçiyor. Zira kabalıkta ve vicdansızlıkta sınır tanımayan bir propaganda aygıtının utanmaz temsilcileri, hem çıplak hem çok tehlikeli bir yalanın yalanlığını gizleyebilmek uğruna yeni numaralar sergiliyor, yeni düzenbazlıklar yapıyorlar.

Bakın, şurada Kabataş yalanı konusunda yazdığım yazıların linkleri yeralıyor; tıklayın, bir göz atın. Kabataş yalanı, yalan mıydı değil miydi denecek bir hadise değil. Üstelik, korkunç bir kışkırtıcılık örneği. Bu yalan, linç girişimlerine sebep olabilirdi. Sırf söylenmesiyle bile yarattığı duygusal gerilim, toplumsal ortamı zehirlemeye yetti.

Dilin kaba, vicdanın taş olması meselesinde kimseye diyecek tek sözü olmayan vicdansız, nobran, şirret bir güruh, siyasetinin temel karakteristikleri haline getirdiği bu çirkin özellikleri başkalarına yansıtarak neden nasıl yırtacak, anlaşılır gibi değil. Allah korkusu, falan, sahiden hikâye olmalı bu insanlar için.

Kendisi resmen bir anayasa profesörü ve milletvekili olan bir şahsın, Bay Burhan Kuzu’nun dün sanal âleme hediye ettiği şu vecizeyi, unutulmasın diye bir yere kaydetmek istiyorum, burası sanırım yeridir:
“Doğu Perinçek, bir taraftan sözde Ermeni Soykırım iddiasına karşı çıkıyor, öte yandan Esat gibi Ermeni hamisi bir alçağı ziyaret ediyor. Yuhhhh”
Tam da 2015’te, “Türkler soykırım yapmış mıdır?” diye soracak olanlara tereddüt giderici bir terkip hazırlamış Burhan Bey. Eline sağlık. Doğu Perinçek, Esad, “bacağının iç kısmında morluk var” diye Adlî Tıp raporu aldıktan günler sonra gazetecilere kolundaki morlukları gösteren yalancı mağdur, görünmez saldırganlara dair masallar anlatan, linç kışkırtıcısı, şöhret düşkünü gazeteci güruhu ve bütün öbür, dili nazik vicdanı pamuk zevatla yanyana dizilsinler, o fotoğraf çekilsin. Bir ibret müzesi kurulacak elbet.

Bu yazı riyatabirleri.blogspot.com.tr/ den alınmıştır

5 Ümit Kıvanç

 

Ümit Kıvanç 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR