Dünyanın sayılı iklim bilimcilerinden, NASA Goddard Ensitüsü eski direktörü Dr. James Hansen bugün yaptığı açıklamada Eylül ayının tüm zamanların en sıcak 6. Eylül ayı olduğunu ve küresel sıcaklık artışını tetikleyen El Nino sıcak su akıntısının 3 yıl aradan sonra geri döndüğünü ve birkaç ay içinde başlayacağını duyurdu.
James Hansen’ın yaptığı açıklamaya göre Eylül 2018’de küresel sıcaklıklar 1951-1980 ortalamasından 0.75°C, 1880-1920 ortalamasına göre 1,02 °C daha sıcak oldu. Buna göre geçen eylül ayı 2005 Eylül’üyle birlikte güvenilir termometrik ölçümlerin yapılmaya başladığı 1880’den bu yana ölçülen en sıcak 6. Eylül ayı oluyor. Geçen Eylül’den daha sıcak eylül aylarının hepsi de son 5 yıl içinde bulunuyor ve 1951-1880 ortalamasına göre sıcaklık artış düzeyi şöyle sıralanıyor: 2014 ve 2016 (+0.88°C), 2015 (+0.82°C), 2013 (+0.77°C) and 2017 (+0.76°C).
James Hansen’ın duyurduğu küresel sıcaklık ölçümü sonuçlarına göre 2018’in de 1880’den bu yana en sıcak 4. yılı olması bekleniyor. Hansen’a göre La Nina dönemi bile olsa sıcaklık artışı sanayi öncesine göre 1 dereceyi kalıcı olarak geçti.
El Nino nedir?
Daha önce konuyla ilgili Yeşil Gazete’ye bir yazı yazan Boğaziçi Üniversitesi’nden iklim bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz El Nino ve La Nina’yı şöyle açıklamıştı:
“Güney Amerika’nın batı kıyısındaki okyanus sularının periyodik olarak ısınıp soğuması konuyla ilgilenen insanların dikkatini çekmiştir. Bu ısınıp soğuma o bölgede yaşayan balıkçılar için çok önemlidir. Peru açıklarındaki okyanus suyu soğursa dipteki besleyici ve soğuk su yüzeye daha fazla çıkar, bu da balıkçıların avlayabildiği balık miktarını arttırdığından yüzleri güldürür. Tam tersi eğer soğuk su yüzeye az çıkarsa bu sefer de tutulan balık miktarı azalır. Güney Amerika’nın batı kıyısındaki insanlar çoğunlukla balıkçılık ile geçindiklerinden yüzyıllar boyu bolluklar ve kıtlıklar, bunlarla birlikte devletlerin yükseliş ve çöküşleri hep okyanusun yüzey sıcaklığındaki bu değişime bağlanmıştır. Suyun sıcaklığındaki artış genelde kendisini sene sonuna doğru gösterdiği için Hz. İsa’nın doğumuyla bağdaştırılarak bu olaya El Nino (küçük erkek çocuk) denmiştir. Tam tersi olarak suların soğuması da La Nina (küçük kız çocuk) diye adlandırılır.
Yirminci yüzyılın başından beri El Nino’nun sadece Peru kıyılarını etkilemediği dünyanın neredeyse her bölgesindeki iklim olaylarını ciddi biçimde etkilediği ortaya konmuştur. Mesela El Nino görülen yıllarda ABD’nin orta bölgeleri, yani tarım üretiminin kalbi, normalden daha sıcaktır ve daha az yağış alır. Pasifik’te çok daha fazla tropik siklon görülür. Afrika’nın doğusundaki yağış miktarı artarken batısı daha az yağış alır ve kuraklık Doğu Afrika’dan Batı Afrika’ya taşınır. Güney Asya ve Avustralya’nın aldığı yağış miktarı ise ciddi anlamda azalır. Avrupa’da Alplerin kuzeyi daha yağışlı ve bulutlu olmasına karşın Akdeniz Havzası’nda özellikle kışlar ılıman ve az yağışlı geçer. Genel olarak bakıldığında ise dünyanın ortalama sıcaklığının El Nino’nun hakim olduğu senelerde arttığı, La Nina görülen senelerde ise azaldığı görülür.”
(Yeşil Gazete)