COP26Doğa MücadelesiDünyaEkolojiİklim KriziManşet

IPCC basın konferansında acil eylem vurgusu: Gelecek yıl değil bu yıl, yarın değil bugün

0

Hükümetlerarası İklim Paneli‘nin (IPCC) 56. Oturumu, Çalışma Grubu III’ün Altıncı Değerlendirme Döngüsü (AR6) Politika Yapıcılar için Özeti’ni yayımladı.

IPCC’nin AR6 raporunun sunulduğu basın konferansında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, IPCC başkanlarından Hoesung Lee, IPCC Sekreteri Abdallah Mokssit, BM Çevre Programı Yöneticisi Inger Andersen, Dünya Meteoroloji Örgüt (WMO) Genel Sekreteri Petteri Taalas konuştu.

Raporu üç ayrı bölüm halinde, IPCC Çalışma Grubu III’ün Eş Başkanı Jim Skea, Başkan Yardımcıları Diana Ürge-Vorsatz ve Ramon Pichs-Madruga sundu.

IPCC’nin AR6 raporunun sunulduğu basın konferansının açılışında konuşan  Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, raporu şöyle tanımladı:

“Bizi yaşanmaz bir dünyaya doğru götüren boş vaatleri listeleyen bir utanç dosyası.”

İklim felaketine doğru hızla ilerlediğimizi söyleyen Guterres‘in konuşması şöyle:

“Büyük şehirler sular altında, eşi görülmemiş ısı dalgaları, korkunç fırtınalar, yaygın su kıtlığı, milyonlarca bitki ve hayvan türünün yok olması… Bunlar kurgu veya abartı değil. Bilimin bize söylediği, bunların mevcut enerji politikalarımızdan kaynaklandığı.

Paris’te kararlaştırılan 1,5 derecelik sınırın iki katından fazla küresel ısınma yolundayız.

Bazı hükümet ve iş dünyası liderleri bir şeyler söylüyor ama başka şeyler yapıyorlar. Basitçe söylemek gerekirse, yalan söylüyorlar.

Ve sonuçları felaket olacak.

Bu bir iklim acil durumudur. İklim bilimciler, giderek büyüyecek ve geri döndürülemez iklim etkilerine yol açabilecek kırılma noktalarına zaten tehlikeli bir şekilde yakın olduğumuz konusunda uyarıyorlar. Ancak yüksek emisyon salan hükümetler ve şirketler sadece görmezden gelmiyorlar; bu ateşe yakıt ekliyorlar.

Daha ucuz olan yenilenebilir çözümlerin yeşil istihdam, enerji güvenliğive fiyat istikrarı sağlayacak olmasına rağmen, kazanılmış çıkarlarına ve fosil yakıtlara yaptıkları tarihi yatırımlarla gezegenimizi boğuyorlar.

Bizimki saf bir iyimserlikti

Glasgow‘da COP26‘dan yeni vaatlere ve taahhütlere dayanan saf bir iyimserlikle ayrıldıklarını, ancak asıl sorunun, yani büyüyen devasa emisyon açığının görmezden gelindiğini vurgulayan Guterres şöyle devam etti:

Bilim gayet açık: Paris’te kararlaştırılan 1,5 derece sınırını ulaşılabilir kılmak için, bu on yılda küresel emisyonları yüzde 45 oranında azaltmamız gerekiyor. Ancak mevcut iklim taahhütleri, emisyonlarda yüzde 14’lük bir artış anlamına geliyor.

Ve çoğu büyük karbon yayıcı, bu yetersiz vaatleri bile yerine getirmek için gerekli adımları atmıyor.

İklim aktivistleri bazen tehlikeli radikaller olarak tasvir ediliyor. Ancak gerçek tehlikeli radikaller, fosil yakıt üretimini artıran ülkelerdir.

Yeni fosil yakıt altyapısına yatırım yapmak ahlaki ve ekonomik bir çılgınlıktır. Bu yatırımlar yakında karaya oturacak, kara bir leke olacak ve protfolyolarını mahvedecek.

Ama bu şekilde olmak zorunda değil.

IPCC raporu, emisyonların azaltılmasına odaklanıyor. Isınmayı 1,5 derece ile sınırlama olasılığını canlı tutabilecek her sektörde uygulanabilir, finansal açıdan sağlam seçenekler ortaya koyuyor.

Her şeyden önce, yenilenebilir enerjiye geçiş hızını üç katına çıkarmalıyız.

Bu, yatırımları ve sübvansiyonları şimdi fosil yakıtlardan yenilenebilir kaynaklara kaydırmak anlamına geliyor. Çoğu durumda, yenilenebilir kaynaklar zaten çok daha ucuz.

Bu, hükümetlerin sadece yurt dışında değil, yurt içinde de kömür finansmanına son vermesi anlamına geliyor.

Ve bu da, gelişmiş ülkeler, çok taraflı kalkınma bankaları, özel finans kuruluşları ve şirketlerden oluşan ve bu değişimi gerçekleştiren yükselen ekonomileri destekleyen iklim koalisyonları anlamına geliyor.

Güçlü iklim çözümleriyle ormanları ve ekosistemleri korumak anlamına geliyor. Metan emisyonlarının azaltılmasında hızlı ilerleme anlamına geliyor.”

‘Liderler liderlik etmeli’

Ve Paris ve Glasgow’da verilen sözlerin uygulanması anlamına geliyor.

Liderler liderlik etmelidir. Ama hepimiz üzerimize düşeni yapabiliriz.

Alarmı çalan ve liderleri sorumlul tutan gençlere, sivil topluma ve beyaz olmayan yerli topluluklara minnet borcumuz var.

Toplum tabanına hitap eden göz ardı edilemeyecek bir hareket yaratmak için onların çalışmalarını geliştirmemiz gerekiyor.

Büyük bir şehirde, kırsal alanda veya küçük bir ada devletinde yaşıyorsanız, borsaya yatırım yapıyorsanız, adaleti ve çocuklarımızın geleceğini önemsiyorsanız, doğrudan size sesleniyorum:

Yenilenebilir enerjinin şimdi hızlı ve geniş ölçekte sunulmasını talep edin. Kömürle çalışan enerjiye son verilmesini talep edin. Tüm fosil yakıt sübvansiyonlarına son verilmesini talep edin.

Bugünkü rapor, küresel bir çalkantı dönemine denk geliyor. Eşitsizlikler görülmemiş seviyelerde. COVID-19 pandemisinden iyileşme, skandal bir şekilde dengesiz.

Enflasyon yükseliyor ve Ukrayna’daki savaş gıda ve enerji fiyatlarının fırlamasına neden oluyor.

Ancak artan fosil yakıt üretimi, işleri daha da kötüleştirecektir.

Artık ülkeler tarafından yapılan seçimler 1,5 derece taahhüdünü ya yapacak ya da bozacak.

Yenilenebilir kaynaklara geçiş, bozulan küresel enerji karışımımızı onaracak ve bugün iklim etkilerinden muzdarip milyonlarca insana umut sunacak.

İklim vaatleri ve planları artık gerçeğe ve eyleme dönüştürülmeli.

Gezegenimizi yakmayı bırakmanın ve etrafımızı saran bol miktarda yenilenebilir enerjiye yatırım yapmaya başlamanın zamanı geldi.

Gıterres’in ardından söz alan IPCC başkanlarından Hoesung Lee ise şunları söyledi:

“Az önce Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’ten önemli bir mesaj duyduk.Bugün önümüzde duran IPCC raporu, iklim değişikliğini azaltma potansiyeline sahip olduğumuzun güçlü bir kanıtı.

Bir yol ayrımındayız. Harekete geçme zamanı. Isınmayı sınırlamak ve yaşanabilir bir geleceği güvence altına almak için gereken araçlara ve bilgi birikimine sahibiz.

Inger Andersen, “Ne kadar büyük tehlikede olduğumuzu bilmemize rağmen son 20 yılda insanlık tarihinin en yüksek karbon salınımını yaptık. Bir on yıl daha bu yolda gidemeyiz” dedi.

Andersen, “Eylemlerimiz, öbür yıl değil bu yıl, öbür ay değil bu ay ve kesinlikle yarın değil, bugün başlamalı” şeklinde konuştu.

Sunumlarının ardından basından gelen soruları yanıtlayan Araştırma Grubu III’den Jim Skea, “1,5 derece hedefi fizibilitesine dair rapor ne söylüyor?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Raporun mesajı gayet açık. Eğer dünya devletleri bu hedefi gerçekleştirmeye çabalayacaksa işleri eskisi gibi ele alamazlar.

Küresel ısınmayı 1,5 veya en fazla 2 derecede tutma hedefi için büyük değişimler gerekiyor, bunun bilincindeyiz ve rapor buna hem bireysel değişimlere hem de tüm sistemlerimizde uygulanabilecek yapısal  çözümler sunuyor.

En önemlisi, iklim krizini çözme eylemlerini ne kadar ertelersek, bunların uygulanabilirliğinde karşılaşacağımız sorunlar o kadar büyüyecek.

Yerel toplulukların çözüm eylemlerine nasıl dahil edilebeileceği sorusuna yanıt veren Diana Ürge-Vorsatz, “Raporda ekosistemlerin korunmasındaki en iyi seçenek, değişimin zarar verebileceği bölge halkı, iş insanları gibi paydaşları çözüme en başından dahil etmek. Hatta bu bir avantaja dönüşecektir, çünkü ata topraklarında yaşayan bu insanlar, o bölgeyi en iyi tanıyan ve neler yapılması gerektiğine dair fikir verebilecek insanlardır” dedi.

İlgili Haber: Dünya’nın yüzde 30’unu koruma alanı yapma planı, yerli halkların hayatını tehdit ediyor

Toplantıda, yükselen akaryakıt fiyatları ve Rusya‘nın Ukrayna‘yı işgaline karşı ABD‘nin ve Avrupa Birliği‘nin LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) ithalatını artırma planlarının 1.5 derece hedeflerine etkisi de soruldu.

Vorsatz, bu soruya şöyle yanıt verdi.

“Çalışmalar gösteriyor ki inşa etmeye devam ettiğimiz fosil yakıt altyapısı sistemleri, eğer 1.5 derece hedefine uyacaksak atıl kalacak, yani kullanılamayacak. Geçen yıl yaptığımız çalışmalarda ABD’nin bu altyapı yatırımlaırnın 1 ila 4 trilyonunun çöp olacağını da görmüştük.

İlgili haber: Rapor: Doğal gaz boru hatlarında atıl varlık riski 485 milyar dolar

Yeni altyapı yatırımlarıyla daha fazla atıl varlık riski yaratmak hem küresel iklim hedeflerini riske atarken hem de topluluklara zarar verirken; raporda da yer alan gittikçe ucuzlayan yenilenebilir enerji teknolojilerine yatırımla, emisyonları da çok hızlı şekilde düşürebiliriz.”

 

More in COP26

You may also like

Comments

Comments are closed.