Dış Köşe

İklim sonu – Ufuk Uras

0

 

İklim değişikliği tehdidine karşı İstanbul Deklarasyonu, kıyamet alametlerine işaret eden ve köprüden önce son çıkışı gösteren bir manifesto oldu.
“Şimdi başaramazsak her şey bitecek” uyarısı kulağımıza küpe olmalı. 

Tam manifestolar dönemi bitti derken, karşımıza yeni bir manifesto daha çıktı, ama bu bildiğimiz türden değil, salt insan merkezli olmayan, yaşam merkezli bir manifesto.

Başka bir manifesto nasıl mümkün ise başka bir yaşam da mümkün, yeter ki yaşam felsefemizi uygarlık anlayışımızı sorgulayalım.

Modernizmin faturası karşısında demokratik bir modernleşme ya da karşı bir modernleşme yaklaşımının, siyasilerden yurttaş inisiyatiflerine herkesin dikkatini çekmesi gerekiyor. Tabii eğer biricik gezegenimize veda etmek istemiyorsak.

Zamanımızın mottosu değişim olduğu için “iklim değişimi” de bu sürecin kurbanı olabilir. Her şey değişiyor, iklim de değişiyor gibisinden naif yaklaşım yüzünden, belki değişim vurgusu yerine, iklimin bitip tükendiğini, sona erdiğinin altını çizmek gerekiyor.

Her değişim gelişme değil, değişimin bilgiyle yoğrulması gelişime götürüyor bizi.

Kapitalist moderniteyi sorgulamadan sonuçlarına itiraz etmek bilmem anlamlı mıdır? Ekosistemle iktisadi sistemin karşılıklı etkileşiminden yola çıkmak lazım.

Dışımızdaki doğayı egemenlik altına almak isteyen zihniyet, giderek içimizdeki doğanın da sesini kısıyor ve denetliyor.

Tek başına prospektüs okumanın hastayı iyileştirmediğini biliyoruz, toplumun kılcal damarlarına ulaşmak ve etkileyip sorgulatmak gerekiyor.

İklim değişiminin küreselleşmesi, yaşadığımız riski de küreselleştirirken, hangi ulustan, sınıftan, dinden ve kültürden olursak olalım, risk karşısında hepimiz eşitleniyoruz. Bu da belki en geniş bir gökkuşağında yan yana gelmemizi sağlıyor.

Yaşam/ölüm çelişkisi çelişkilerin en belirleyici olanı, yaşamdan yana olanlarla, ölümden yana olanlar her zeminde ayrışıyorlar. “Yaşasın Ölüm” faşistlerin sloganıydı.

Dünyanın geleceğinin küçük bir risk manyağı grubun kâr hırsına tabi olamayacağı çok açık. Doğaya fayda maliyet analizi ekseninde bakanların hayatımıza bir faydası yok, ama yaşattıkları maliyet çok yüksek oluyor.

Siyasi faaliyet politik önceliklerin değişmesi çabasıysa, ancak kamuoyunu dönüştürerek adım atmak mümkün.

Orhan Pamuk, İstanbul kitabında bu şehri dünyanın merkezi ilan etmişti. İstanbul’dan çıkan bu deklarasyonun 7 düvele yayılmasını umalım.

50’li yıllarda mecliste doğanın kirlenmesi ilk defa telaffuz edildiğinde, Menderes’in “Doğa dediğin yatak çarşafı mı ki kirlensin?” dediği söylenir. Demek ki o günden bugüne az buz mesafe katedilmedi.

Bugün gezegen ölçeğinde bir duyarlılık sağlamanın yolu küresel bir kamu çıkarını tarif etmekten geçiyor. Ve tam da bu yüzden küresel kamu çıkarına aykırı davranarak dünyamızı krize sokanları krize sokmak gerekmiyor mu?

Çevre sorunları duyarlılıklarını, bir orta sınıf tepkisi olmaktan çıkarmak ve yaygınlaştırmak şart. Suyun altında havasız kalıp çıkmaya çabalayanların, o can havliyle çevredeki balıkların güzelliğini fark etmeleri belki mümkün değil, ama bu gidişle ortada ne su, ne de balık kalacak.

En yakın iki gezegenin Mars’ın eksi 50, Venüs’ün 450 derece olduğunu unutmayalım.

Abdülhak Hamid, “Siyasetle iştigal edenlerin hissiyatla alakası olmaz” demiş. Eğer bu değerlendirme doğruysa, bir an önce siyasi romantizmin devreye girmesinde dünyamızın akıbeti için sayısız faydalar bulunuyor. Soluk alabilmemiz için siyaset; işte bu başka bir talebe benzemiyor. Umarım bazı uzmanların iddia ettiği gibi geri dönülmez bir noktaya gelmemişizdir. Bilirkişi tavrıyla uzaktan soğukkanlılıkla izleyebileceğimiz bir süreçte değiliz. Gelecek kuşaklar hakkında karar vermek, bizim yaptıklarımızın bedelini onlara ödetmek, ne kadar ağır bir ahlaki sorumluluktur.

Devlet merkezli siyasetten birey merkezli siyasete geçildiği bir uğrakta, aslında bir lobinin parçası değilseniz, artık birey bile olamıyorsunuz. Lobiler ve karşı lobilerin bu son hegemonya savaşında, umarım kazanan taraf biz oluruz, yani dünyamız ve yaşam olur.

 

Ufuk Uras – Özgür Gündem

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.