İklim dehşeti – Derya Sazak

Sert bir kışın ardından güneş yüzünü gösterdi. Ancak sevinmeyelim. Kuzey Avrupa ve Türkiye bu yıl buz kesti. 30-40 yıldır görülmemiş kar yağdı. Kimi araştırmacılar bu durumun “küresel ısınma” iddialarını boşa çıkardığını savundular. Oysa “soğuma” ısınmanın bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Bu da iklim dengesini bozarak sert doğa olayları yaşanmasına yol açıyor.
Japonya’da geçen yıl yaşanan deprem ve tsunaminin yol açtığı Fukuşima Nükleer Santralı’ndaki felaket küresel bir tehdide dönüşmüştü. Greenpeace Başkanı Kumi Naidoo İstanbul ziyaretinde “nükleer santral intihardır” mesajı verdi.
Sabancı Üniversitesi Uluslararası İklim ve Enerji Merkezi’nin düzenlediği toplantıda “iklim dehşeti” masaya yatırıldı. Cenevre’deki Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti Dr. Fatih Birol, 2035’te 6 derecelik ısınmanın dünyayı yaşanmaz kılacağını anlattı.
2017’ye gelindiğinde 2 derecelik ısınma eşiği aşılıyor. Ve sürdürülebilir bir yaşam için karbon emisyonu kotasının yüzde 80’i doluyor.
İklim değişikliğiyle savaşımda ortak bir politika ve liderlik için ne kadar zamanımız var?
Dr. Fatih Birol’un sunumundan aktaralım:
‘’Nükleer enerji iklim değişikliği konusunda çözüm oluşturabilecek bir araçken Fukuşima sonrasında birçok ülkenin nükleer konusunda kaygıları arttı. Japonya, Fransa ve Almanya, nükleer enerjinin geleceğini tartışıyor.
‘Arap baharı’ da enerji sektörünü olumsuz etkiledi.
Petrol fiyatları artıyor.
2010’da karbon emisyonları rekor düzeye ulaştı. Bu tarihin en üst noktası. Ülkeleri yönetenler bir araya geldiklerinde sorunun farkında gözüküyorlar, enerji verimliliği üzerinde duruyorlar. Fakat enerji verimliliği her yıl yüzde 1 azalıyor. Bu da daha fazla kaynak tüketimidir.
Durum böyleyken özellikle Avrupa’nın enerji ihtiyacı her yıl daha da artıyor. İlk defa Avrupa’nın enerji faturası 500 milyar dolara ulaştı. Bu rakam Yunanistan’ın borcunu (375 milyar dolar) geçiyor.
Gelecekte enerji için asıl talep Hindistan, Çin ve Rusya’dan gelecek.
Dünyanın ısınmasının 2035’te 2 derece eşiğini aşmaması için ne kadar vaktimiz kaldı?
Enerji tüketim eğilimleri devam ederse 2035’te ısınma 6 dereceyi bulabilir.
Bu da felaket demek.
2 derece ısınma sürdürebilir ancak önümüzdeki 25 yıl içinde hiçbir şey üretmesek bile (ev, araba, yeni fabrikalar) şu andaki altyapıyla mevcut emisyon kotasının yüzde 80’ini zaten dolduruyoruz.
2017’ye geldiğimizde 2 derece ısınmayı karşılayacak emisyon kotası dolacak.
Ne yapacağız?’’
Durban zirvesinde ülkeler karbon kotalarını sınırlandırmayı sözde kabul ettiler. Pratikte sonuç değişmedi!
Sıcak bir yaza hazırlanalım.

 

Derya Sazak – Milliyet

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR