Çocuk sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Prof. Dağlı: Endüstriyelleşme kaynaklı tüketim, nüfus artışı ve kirlenme ile birlikte geleceği zarar veriyor. İklim değişikliğinden en çok çocuklar etkilenecek. ‘
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Elif Dağlı, iklim değişikliğinin çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çekti: “İklim değişikliğinden en çok çocuklar etkilenecek. Endüstriyelleşme kaynaklı tüketim, nüfus artışı ve kirlenme ile birlikte geleceğe zarar veriyor. 2030’dan sonra çocuklar yiyecek balık bulamayacak. Gezegenin kaynakları tükeniyor. Her yıl 1 trilyon dolar değerinde yiyecek çöpe atılıyor. Böyle giderse tohum ve tahıl kalmayacak, temiz su kaynakları tükenecek. Kirliliğe bağlı hastalıklar artacak ve çocuk yaşamı kesintiye uğrayacak. Çocuklarda, tarım yapılamaması nedeniyle beslenme bozukluğu, gelişme ve öğrenme geriliği görülecek” dedi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü’nün düzenlediği “Çocuk Gelişimi ve Psikopatolojisi Sempozyumu”nda “İklim ve Çocuk” başlığıyla bir konuşma yapan Prof. Dr. Dağlı, Cumhuriyet Gazetesi’den Sibel Bahçetepe’nin sorularını yanıtladı:
– Dünyada iklim değişikliği nereye gidiyor?
Sanayi devri başlangıcından bugüne kadar insan etkinliği 1 santigrat derece sıcaklık artışına neden oldu. İnsanoğlu toprak kütlesinin yüzde 50’sinin değişimini, nehirlerin üçte ikisinin seviyesinin ve akışının farklılaşmasını, deniz balıklarının üçte ikisinin kontrolünü sağladı. Sonucunda ormansızlaşma, çölleşme, şehirleşme ile doğal hayatın dağılımı değişti. Bitki ve hayvanlarda genetik değişiklik, antibiyotik, pestisit ve biyomühendislik uygulandı.
Gezegen zarar gördü. Eğer çok acil önlem almazsak 2040 yılında bu artış 1.5 dereceye ulaşacak. Türlerin neslinin tükenmesi izlenecek. Sıcaklığın 1.5-2.5 derece yükselmesi ile bitki türlerinin yüzde 20-30’u kaybolacak. 4-5 derece artışta canlı türleri yok olacak. Buzulların erimesiyle, 1-4 derece sıcaklık artışında denizler 4-6 metre yükselecek. Tam buzul erimesi ile 15 m yükselecek, kıyı kentleri, ekili tarım arazileri ve sağlıklı su kaynakları yok olacak.
‘Daha hassaslar’
-İklim değişikliğinin çocuklar üzerindeki etkileri nedir?
Çocuklar sıcak çarpmasına daha hassastır. Aşırı hava olayları, doğal afetlerde yaralanma ve ölme olasılıkları yüksektir. Sıcaklık artmasıyla akciğer işlev kaybı, astım ve alerji atakları, sıcak çarpması, inme, enfeksiyonlar görülür. Su baskınlarıyla temiz su bulunamaması, beslenme eksikliği, sosyal ve politik dengesizlik sonunda çıkan çatışmalar en çok çocukları etkiler. Aşırı yağış, fırtına, sel sırasında su kalitesi düşer, kimyasal atıklar kullanma suyuna karışır. Artan sıcaklıkla uçucu kimyasallar havaya daha çabuk karışır. Kuraklıkta su kalitesi düşer, kimyasal ve toksik metallar havaya karışır. Çocuklar yiyecek, barınma, güvenlik için bir erişkine ihtiyaç duyar. Koruyucu erişkin olmadan acil durumda kaçamazlar, su baskınında yüzemezler. Bütün bu olumsuz koşullardan erişkine göre daha fazla etkilenirler.
Astım artacak
“Artan nüfusun tükettiği fosil yakıtları hava kirliliği oluşturuyor. Tanecik kirliliği, nitrik oksit, kükürt oksit, ozon çocukta akciğer büyümesini yavaşlatır, solunum enfeksiyonlarını, astım atağını arttırır. Çocuklar daha düşük ozon düzeyine hassastır. Ozon artışı astım insidansını arttırır. Astım ataklarını ve hastane yatışlarını arttırır.”
Gelişme geriliği
– İklim değişikliğine bağlı yetersiz besin üretimi nedeniyle 2050 yılına kadar 529 bin kişinin yaşamını yitireceği belirtiliyor.
Etkilenenlerin çoğu şimdi çocuk olanlar olacak. Çocuklarda, tarım yapılamaması nedeniyle beslenme bozukluğu, gelişme geriliği, anne sütü değişikliği olacak. Çocuklarda öğrenme ve gelişme geriliği görülecek.
10 yılımız kaldı
“Bitkiler daha hızlı büyüyor. Fotosentez ve su kullanımı artıyor, daha alerjenik yapıya sahip oluyor. Polen sezonu uzuyor. Polen sayısı artışı ile hastane başvuruları artıyor. Sıcaklık artışı ile polen süresi arasında doğrudan ilişki vardır. Şimdi çocuk olanların afetler ve felaketlerle dolu bir gelecekte yaşamamaları için çok acilen frene basılması gerekiyor. Fosil yakıtların kullanımını durdurmak, termik santral inşa etmemek zorundayız. Önümüzde felaketi durdurmak için sadece 10 yıl kaldı.”