İklim KriziManşet

İklim değişikliği ile mücadele için et talebi düşürülmelidir

0

Aberdeen Üniversitesi’ nin sitesinde 20.12.2013′ de yayınlanan haberi Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Zeliha Yıldırım’ın
çevirisiyle sunuyoruz.

***

Uluslararası bilim insanlarından oluşan bir ekibin yayınladığı “Geviş getiren hayvanlar, iklim değişikliği ve iklim politikaları adlı yeni bir araştırmaya göre iklim değişikliğini azaltmak için besin kaynağı olarak ete olan küresel bağımlılık azaltılmalıdır.

Aberdeen Üniversitesi’ nden uzmanların da katıldığı ortak bir çalışmada geviş getiren

hayvanların açığa çıkardığı metan gazını ve yem üretiminde çıkan nitrik oksiti azaltmanın, iklim değişikliği mücadelesi için önemli bir katkı sağlayacağı belirtiliyor.

Nature Climate Change dergisinin internet sitesinde 20 Aralık’ ta yayınlanan rapor hayvancılık sektörü ile ilişkili olan CO2 dışı sera gazlarının iklim değişikliğine olan etkisine yeterince önemin verilmediği belirtiliyor.

CO2 en fazla salınan sera gazı olmasına rağmen, uluslararası toplum, sadece CO2 azaltılması ile değil geviş getiren hayvanların sayısının azaltılması sayesinde metan gazı emisyonlarının ve yem üretiminde çıkan nitrik oksitin azaltılması ile küresel ısınmaya neden olan gazları daha hızlı azaltabilecektir.

Geviş getiren (sığır, koyun, keçi, manda ve buffalo) hayvanların sindirim sistemlerinde üretilen metan gazının insan ile ilişkili gaz salınımlarının en büyüğü olduğu tahmin edilmektedir.

Çalışma, yarım kilo sığır ve ya koyun üretiminden çıkan sera gazı emisyonlarının, protein bakımından zengin fasulye, tahıl veya soya gibi bitkisel besinlerin üretimine göre yaklaşık 50 kat daha fazla olduğunu gösteriyor.

Çalışmada ayrıca:

• Küresel olarak, geviş getiren hayvan sayısı son 50 yılda yüzde 50 arttığı ve şu an yaklaşık 3,6 milyar geviş getiren hayvan bulunduğu,

• Dünya’nın kara alanının yaklaşık dörtte birinin sığır, koyun ve keçiler için otlatma alanı olarak kullanıldığı,

• Tüm ekilebilir arazinin üçte birinin hayvancılık için yem üretiminde kullanıldığı vurgulanıyor.

Oregon State Üniversitesi’nde profesör William Ripple:

“Dünya iklim değişikliğinde kritik noktaya ulaşmak üzereyken farklı yaklaşımlar ile iklim değişikliğinin azaltılması gereklidir. CO2 emisyonlarını azaltmak için fosil yakıtların yakılmasının azaltılması gerekir. Ancak bu sadece sorunun bir parçasını giderir. CO2 harici sera gazlarının emisyonunun da azaltılması gerekmektedir” dedi.

Aberdeen Üniversitesi’nde Profesör ve araştırma yazarlarından Pete Smith:

“Yaptığımız çalışma metan gazı azaltılması için en etkili yollarından birinin geviş getiren hayvan nüfusunun azaltması olduğunu gösteriyor. Geviş getiren hayvanların sayısını azaltma yem üretimi ile ilişkili sera gazı emisyonlarının azaltılmasında fayda sağlayacaktır.”

“Et için talep var iken hayvancılık üretimini azaltmak zor olacaktır. Çoğu kişi et tüketiminden vazgeçmek istemez ancak et tüketiminin azaltılması önemli sağlık yararları doğuracaktır. ”

“Çoğu kişi gıda ve iklim arasındaki bağlantının farkında değil, bu nedenle tabağımıza koyduğumuz gıdaların iklim değişikliğinde önemli sonuçlar doğurduğu konusunda halkın bilinçlendirilmesi gerekiyor” dedi.

Çalışmada, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) gibi uluslararası iklim müzakerelerinde geviş getiren hayvanların ürettiği sera gazına yeterli önem verilmediği ve Kyoto Protokolü’nün geviş getiren üreticilerin hızla arttığı gelişmekte olan ülkeleri kapsamadığı belirtiliyor.

Raporda, Gıda ve Tarım Örgütü, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi de dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan alınan, sera gazı emisyonları, iklim değişikliği, gıda ve çevre konularında güncel bilimsel bilgilerin bir sentezi yapılmıştır.

Haber kaynağına buradan ulaşabilirsiniz.

(Yeşil Gazete)

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.