İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Melih Bulu‘nun Boğaziçi Üniversitesi‘ne rektör olarak atanmasının ardından başlayan protestolar sırasında polisin öğrencilere müdahaleleri ve hükümetin tutumunu inceleyen bir rapor yayımladı.
Kapsamlı bir şekilde hazırlanan raporda, dördü gözaltı sonrası serbest bırakılmış 18 öğrenci, dört avukat ve iki akademisyenle mülakat yapıldığı, görüntü analizleri ve resmi belgelerden yararlanıldığı ve öğrenciler tarafından düzenlenen dört protestonun gözlemlendiği de vurgulandı.
Ayrıca, Türkiye genelindeki 38 kente yayılan protestolar sırasında 560’ın üstünde göstericinin gözaltına alındığı, polisin bazı durumlarda göstericilere orantısız şiddet uyguladığı da kaydedildi.
Polis şiddeti
HRW raporunda, üç kişinin polisin ev baskınları esnasında başına silah dayadığını söylediğini, iki kişinin de kendisine tokat attığı ve hakarete uğradığını belirttiğini ifade etti.
HRW’ye mülakat veren kadın öğrencilerden biri, 4 Ocak tarihinde protestolar sırasında polisin kendisini yakalayarak yerde sürüklediğini, el bileği, sırtı ve kolunda yaralar oluştuğunu kaydetti. Bir başka öğrenci de polisin bir protestocuyu kampüs içinde park halinde bulunan bir otobüse sürüklediğini söyledi.
HRW, 1 Şubat’taki protestoda polisin hiçbir şiddet eyleminde bulunmayan en az dört öğrenciye orantısız güç kullandığını ifade etti.
2 Şubat’taki protestoda ise aşırı güç kullanımının arttığı belirtildi. Polisin, gözaltına direniş göstermeyen protestocuları tekmelediği, dişi kırılmış, yüzü kanlar içinde olan öğrencilere ait fotoğraf ve videoların da olduğunu vurguladı.
Ankara’daki protestolarda da bir öğrencinin bacağının kırıldığının da altı çizildi.
Raporda, kolluğun protestolara katılan iki trans kadının evine yaptığı baskında başlarına silah dayadığı ve tokat attığı, ayrıca ellerindeki copları göstererek tecavüz tehdidinde bulunduğu da kaydedildi.
Siyasiler, polisi sert müdahaleye teşvik etti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın protestoculara terörist demesi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “LGBTİ sapkınları” ifadesi gibi nefret söylemlerinde bulunan üst düzey devlet yetkililerinin açıklamalarıyla polisin sert müdahaleye teşvik edildiği ifade edildi. Bununla birlikte, LGBTİ+ öğrenci ve protestocuların hedef gösterildiğine de dikkat çekildi.
‘Hükümet, temel insan hakları konusuna kayıtsız’
HRW Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, konuyla ilgili şu açıklamada bulundu:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilmemiş bir rektörü ataması ve polisin barışçı gösteri hakkını kullanan öğrencilere uyguladığı şiddet içeren gözaltılar, hükümetin temel insan hakları konusundaki kayıtsızlığını, akademik özgürlükler ve üniversitelerin özerkliğine saygı duymadığını ortaya koymaktadır.”
Williamson, yetkilileri LGBTİ+ öğrencilerin toplanma ve ifade özgürlüğü haklarını tanımaya ve korumaya çağırarak, “Türk yetkililer toplanma hakkına saygı duymalı, farklı görüşleri susturmak için polis gücünü kullanmaya son vermeli ve keyfi bir şekilde gözaltına alınan öğrencileri serbest bırakmalıdır” dedi.
Uluslararası sözleşmeler hatırlatıldı
HRW, Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri de hatırlatarak şunları ifade etti:
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10 ve 11’inci maddeleriyle Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin (ICCPR) 19 ve 21’inci maddeleri dahil olmak üzere uluslararası hukukça güvence altına alınmış olan ifade ve toplanma özgürlüğü herkesi kapsamakta ve barışçı gösteri hakkını koruma altına almaktadır.
Avrupa Konseyi, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu üye ülkelere akademik özgürlükler ve kurumsal özerkliğe riayet edilmesi yükümlülüğü getirmektedir. Türkiye’nin üyesi bulunmadığı AB’nin Temel Özgürlükler Şartı’nın 13’üncü maddesi de akademik özgürlüklere saygı gösterilmesi yükümlülüğünü içermektedir.”