Yeşeriyorum

Hrant’ın mücadele mirası

0

Tam 5 yıl oldu.

Vurulduğu yer, adalet, insanlar, kalabalık, kanun, kamera, ayakkabı, gazeteler, kayıt, polis, devlet, hukuk, umutsuzluk, güç.

Bu saydıklarımın hepsi Hrant Dink’in ölümünden sonraki süreçte başka başka biçimlerde gözüktüler gözümüze. Evet hep varlardı ama kim için, nasıl?

Kimsenin ‘adalet’ demeye dilinin varmadığı bir dava sürecinin ardından artık karar verilecek. Planlı işlenen, geliyorum diyen bir cinayetten sonra devletin dava süresindeki tutumu kamuoyunu tatmin etmeye yetmedi. Bundan sonrası için ise, zor.

Bu ülkede insanlar güvende hissetmiyorlar. Devlete, polise güvenmiyorlar. Zira teoride yanımda ve benimle aynı hizada olması gereken devleti; aksine hep benimle didişip, gücünü göstermeye çalışan, eğer hoşuna gitmiyorsam yok etmeye niyetlenen bir mekanizma olarak dişlerini gösterirken karşımda buluveriyorum.

Biri öldürüldü ve 5 yıldır bunu gören ama aslında görmezden gelen gözlere anlatmaya ve bizler de anlamaya çalışıyoruz. Cumartesi günü (14 Ocak’ta) ‘Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Girişimi’ tarafından ‘Hrant’ın Mücadele Mirası’ isimli bir mini forum düzenlendi.

Hrant Dink varlığıyla ve ölümünden sonra da bu ülke için çok önemli bir kapı açtı. Bizlere çok önemli bir mücadele, deneyim ve miras bıraktı. Ölümünün 5. yılında Hrant’ın Arkadaşları bize bu mücadeleyi ve kazandırdıklarını anlattılar. Konuşmacılar; Prof. Dr. Ahmet İnsel, Aydın Engin, Cafer Solgun, Dr. Cengiz Aktar, Ferhat Kentel, Fethiye Çetin, Garo Paylan, Roni Margulies, Ufuk Uras, Yasemin Göksu, Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu idi.

Aydın Engin; bu seneki anmada yine birlikte ve kalabalık olmanın, Hrant’ın cenazesindeki kalabalıkla vücut bulmuş iradenin tekrarının önemini,

Ahmet İnsel; bu davadan kalan ‘anıların’ aslında kurtarıcılar olduğunu ve mücadele mirası için önemini,

Cafer Solgun; Hrant Dink’in ve bu vesileyle tüm öldürülenlerin anısının korunmasının önemini,

Cengiz Aktar; bu mücadelenin bireysel hafıza katkılarının yanında, bilimsel ve akademik hafızaya katkısından söz etti.

Ferhat Kentel; Hrant’la, kaybettiğimiz geçmişe işte şimdi ağlıyoruz, çünkü çocukluğumuzda mahallelerimizden tek tek kaybolanların öldüğünü şimdi anlıyoruz, artık ruhumuz değişti diyor.

Fethiye Çetin; tam da cinayet saatine ait, kaybedilen mobese görüntülerini anlatıyor. Bu dava böyle bitmez. Bu dava burda bitmez diyerek.

Garo  Paylan; sosyalistken nasıl Ermeni olduğunu, artık Ermeni kimliğini özellikle kullanmak zorunda bırakıldığını anlatıyor.

Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu; medyanın bu cinayeti nasıl körüklediği ya da hızlandırıcı rolü  üstlendiğinin altını çiziyor.

Hrant’ın cinayetini elleriyle hazırlayan bir kısım medyanın yürüttüğü kampanyanın bir başka biçimi ve başka bir medyayla yürütülen versiyonunu TİB kayıtlarının silinmemesi için  yürütüldüğünü  gördük.

Sonuç, her iki kampanyanın da işe yaradığıydı. Medya istediğini yapıyor, hem de başkalarının verdiği emirlerle!

Bazen cinayete ortak olmak ya da cinayete giden yolu hazırlamak. Bazen’de gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlamak.

Roni Margulies; Hrant’ın mücadelesinin değil, ölümünün mirası bütün bu yaşananlar. Şişeden çıkan cini ise yerine sokmak artık pek mümkün değil diyor.

Tatyos Bebek; Dink’in ölümünden önce Ermeni’lerden de para toplayarak kurmak istedikleri bir topluluk radyosunu, cinayetten sonra kurmanın pek mümkün olamadığını, kimsenin bir daha böyle bir vebali taşımak istemediğini, sonuç olarakta radyoyu nasıl kuramadıklarını anlatıyor.

Ufuk Uras; Bu ülkede Ermeniler öldüklerini, Kürtler ise yaşadıklarını ispat etmeye çalışıyorlar diyor. Bir de Hrant Dink’in öldürülmeden önce çok yalnız hissettiğini, bir avuç insan dışında hiç birimiz sınavı geçemedik diyerek yorumluyor.

17 Ocak’ta artık karar davası görülecek. Adaletin terazisi  hangi ‘adalet’ için ağır basacak göreceğiz. Bir insan hayatı bu ülkenin hukuk dilinde ne demek onu da yeniden göreceğiz.

Belki uyanan dev dediğimiz kalabalık yeniden uykuya dalacak belki de bir daha hiç uyumayacak. Bu davanın hepimize getirdikleri de götürdükleri var.

Büyük, sessiz kalabalıkların ne demek olduğunu biliyoruz. Ne olursa olsun, bizler katili tanıyoruz. Ve evet, adalet istiyoruz.

19 Ocak’ta saat 1300’te Taksim’de.

** 17 Ocak Salı gününün Balık Gözü’nde ‘Forum: Hrant’ın Mücadele Mirası’nı hem kaçıranlar hem de arkadaşlarının ağzından dinlemek için parça parça yayınlıyoruz ve mahkeme sonucunu bekliyoruz.

Balık Gözü // 17 Ocak. Salı 1530 // 94.9 Açık Radyo

balikgozu.tumblr.com

Seçil Türkkan

twitter.com/#!/secilturkkan

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.