Dış Köşe

Gökkuşağı Savaşçısı kömüre “dur” demeye geldi – Pelin Cengiz

0

Kızılderili Cree kabilesinin bir kehaneti vardı. Bu kehanete göre, bir gün gelecek yerküre hastalanacak. Dünyanın bütün kaynakları tahrip olacak. Denizler kararacak, akarsular zehirlenecek. Sonra dünyaya her yerden insanların katıldığı yeni bir kavim gelecek, Beyaz Adam’a dünyaya saygı duymayı öğretecek. Yerküreyi iyileştirmek için çalışacak bu kabilenin ismi Gökkuşağı Savaşçıları (Rainbow Warrior) olacak.

Dünyanın pek çok yerinde gerçekleştirdiği sıradışı çevreci eylemlerle adından söz ettiren ve adını bu Kızılderili kehanetinden alan Greenpeace’in efsane gemisi Rainbow Warrior’ın yolu şu günlerde İstanbul’a düştü. Dünya genelinde 40 ülkede milyonlarca destekçisi bulunan Rainbow Warrior’ın, Türkiye serüveni aslında yeni başlıyor. Akdeniz turuna çıkan gemi, İspanya’da başladığı yolculuğu sırasında Fransa, İtalya, Romanya, Hırvatistan, Bulgaristan’a uğradı. İstanbul’da Paşalimanı’nda demirli bulunan gemiye üç günde 2000’den fazla ziyaretçi gelmiş. İstanbul’dan sonra Karadeniz’e oradan Çanakkale, Bursa ve İzmir’e uğrayacak olan Rainbow Warrior’ın bir sonraki durağı da Yunanistan olacak.

6 Rainbow Warrior

Rainbow Warrior deyince tarihçesine de değinmek önemli. Greenpeace’in denizdeki serüveni aslında 1978’de kırık dökük bir balıkçı teknesinin onarılmasıyla başlıyor. Greenpeace’in fikir babası Bob Hunter da, ilk eylemini Rainbow Warrior gemisiyle gerçekleştirmişti. Bu tekne yıllarca nükleer denemeler, balina avcılığı gibi pek çok doğaya karşı işlenen suçları teşhir etmekte kullanıldı. Greenpeace’in ilk Rainbow Warrior gemisi 10 Temmuz 1985 tarihinde Yeni Zelanda’nın Auckland Limanı’nda Fransız gizli servisinin ajanlarınca bombalanarak batırıldı. Saldırı sonucunda Greenpeace’in fotoğrafçısı Fernando Pereira hayatını kaybetti. Ardından ilk geminin yerini Greenpeace’e 22 yıl hizmet edecek olan Rainbow Warrior II aldı. Bu süre boyunca gemi, dünya okyanuslarında yasadışı kereste ticaretini durdurmaktan, nükleer silah denemelerine, aşırı avlanmadan balina avcılığına kadar pek çok çevre suçlarına karşı mücadele etti. Rainbow Warrior II’nin son görevi ise Fukushima açıklarından radyasyon örneği toplamaktı. Gemi 16 Ağustos 2011’de emekliye ayrıldı. Bangladeş sivil toplum kuruluşu Friendship’e devredilen gemi, o tarihten bu yana hastane gemisi olarak kullanılıyor.

İstanbul’da ziyaret ettiğimiz Rainbow Warrior ailesinin üçüncü ferdi. Mümkün olan en çevreci teknolojiyle üretilmiş olan gemi, hava ve deniz şartları elverdiği sürece rüzgar gücüyle çalışıyor. Rainbow Warrior, şartlar elvermediğinde devreye girecek elektrikli bir motora sahip. Motorlardan gelen ısıyla su ve böylece kabinler de ısınıyor. Deniz üzerindeki herhangi bir atığı bertaraf edebilmek için teknede 59 metre küp atık su depolanabiliyor. Ayrıca biyolojik bir arıtma sistemi kirli suyu temizleyip geri dönüştürebiliyor. Eylem botlarının yanında artık bir de helikopter pistine sahip. 24 saat kesintisiz internete sahip gemi bu sayede tanık olduğu çevre suçlarının işlendiği bölgelerden dünya medyasına canlı yayın yapabiliyor.

Rainbow Warrior gemisinin şu anki kaptanı, 1985 yılında bombalanmış olan geminin de kaptanı olan Peter Willcox. Willcox aynı zamanda, geçtiğimiz yıl Rusya’da tüm ekibi gözaltına alınan Arctic Sunrise gemisinin de kaptanıydı.

Sağlık Bakanlığı’na çağrı var

Greenpeace’in yıllardır sürdürdüğü kömüre ve kömürlü termik santrallere karşı yürüttüğü kampanyanın bir parçası olarak, gemi halkın ziyaretine açıldı. Bu sayede hem Greenpeace’in tarihçesi hakkında bilgi sahibi olabiliyor hem de aktivistlerin gemideki hayatına tanıklık edebiliyorsunuz. Rainbow Warrior’ın amacı, kömürlü termik santrallerin yarattığı tehlikelere dikkat çekmek.

İnşa edilmesi planlanan 80 civarında kömürlü termik santralle Türkiye, Avrupa çapında en fazla yeni santral planı ülke konumunda. Projelerin hepsi hayata geçtiğinde Türkiye, küresel ölçekte Çin, Hindistan ve Rusya’nın ardından dünyadaki en ciddi dördüncü kömür tehdidini oluşturuyor. Bugüne kadar kömürün meydana getirdiği olumsuz etkileri pek çok kez kampanyalarının ana konusu haline getiren Greenpeace, bu kez kömürün birebir insan hayatı üzerindeki etkilerine odaklanıyor. Kömürlü termik santralle “sessiz bir katil” gibi.

Stuttgart Üniversitesi tarafından geliştirilen bir model, hava kirliliğinden kaynaklanan ölüm sayısını erken ölümler sebebiyle kaybolan yıl sayısına dönüştürüyor. Greenpeace’in Sessiz Katil raporunda da kullanılan bu modele göre, 2010’da çalışır halde olan 19 kömürlü termik santralden kaynaklanan hava kirliliği nedeniyle 7900 erken ölüm gerçekleşti. Santrallerden kaynaklı hava kirliliğine maruz kalan insanların hayatlarından 79 bin yıl çalınmış oldu. Eğer bu 80 termik santralin hepsi hayata geçerse, 39 bin yaşam yılı daha eksilmiş olacak.

7 pelin cengiz

Greenpeace, böylesine ciddi tehlikelere yol açan projelerin planlama, izin ve denetim süreçlerine bundan böyle Sağlık Bakanlığı’nın da dahil olmasını talep ediyor. Amaç, bu kez, Enerji Bakanlığı’nı değil Sağlık Bakanlığı’nı harekete geçirmek. Halk sağlığı adına aynı Çevresel Etki Değerlendirme raporları gibi Sağlık Etki Değerlendirme raporlarıyla özellikle kömürlü termik santrallerin sebep olduğu sağlık sorunlarının tespit edilmesi, sorunların önlenmesi için yaptırımların uygulanması ve bir acil eylem plan oluşturulması gerekiyor. Konuyla ilgili daha detaylı bir almak, kömürden vazgeçip yenilenebilir enerji mümkün demek isterseniz birgunver.org sitesini ziyaret etmeniz önemli.

Rainbow Warrior, 1978’de suya indirildiğinden bu yana çevresel suçlarla mücadelede her zaman ön saflarda oldu. İlk yola çıktığı günkü gibi gemi şiddetsiz, doğrudan eylemin, dünyada milyonlarca insana umut ışığı olmasına öncülük ediyor. Hala Türkiye karasularındayken dünyadaki çevre mücadelelerine en fazla ilham veren gemiye çıkıp Gökkuşağı Savaşçıları ile mutlaka tanışın…

Bu yazı ilk olarak t24.com.tr/ de yayınlanmıştır

15 Pelin Cengiz

 

 

Pelin Cengiz – Taraf

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.