Hafta SonuManşetMetin Erksan Dosyası

Giovanni Scognamillo: “Metin Erksan her türden filmde kendi damgasını korumayı biliyordu”

0
Giovanni Scognamillo

Giovanni Scognamillo

Yazar, sinema tarihçisi, araştırmacı, eleştirmen, çevirmen, eğitmen Giovanni Scognomillo, 4 Ağustosta kaybettiğimiz sinemamızın auteur yönetmenlerinden Metin Erksan’ı, Açık Radyo’nun Açık Dergi programında anlattı. Açık Dergi programını hazırlayan arkadaşlarımız Gözde Kazaz ve İlksen Mavituna’nın izni ile Scognomillo ile yapılan bu söyleşiyi yayınlıyoruz.

Söyleşiyi aşağıda dinleyebilirsiniz.

Şimdi türk sinemasını yaratanlar doğal olarak aramızdan yavaş yavaş ayrılıyor. Metin Erksan, Türk sinema tarihine baktığınızda yönetmenler arasında, kişilikli yönetmenler arasında ayrı bir yer tutan bir sanatçıydı. Çoğu filmleri olay yaratır, genellikle sansür açısından. Bazı filmleri sanatına uygun düşmez yaptığı bazı piyasa filmleri gibi. Ancak Türk sinemasında mesaisini sürdürebilmek için kendisine yakışmayan, istemediği projeleri kabul etmek zorunda kaldı her zaman.

Metin bunu iyi halletti diyebiliriz. Ne kadar birkaç tane piyasa filmi çektiyse de aslında kendi çizgisinden, kendi dünyasından çıkmamaya özen gösterdi. Kendine özgü bir sinema sanatçısıydı. Kendine özgü bir dünyası vardı. Rahatlıkla her türden filmler imza atabiliyordu ve her birinde kendi kaşesini, kendi damgasını korumayı çok iyi biliyordu. Yapmak istediği sinema daima gerçekçi bir sinema oldu. Bu yüzden de bazı filmlerinde sansürle çatışmak zorunda kaldı.

Berlin festivalinde aldığı, “Susuz Yaz” filmi için aldığı ödül onun tek başarısı değil pek tabi. Metin Erksan çekmek zorunda olduğu kimi piyasa filmlerinde bile kendi dünyasının izlerini, işaretlerini her zaman belirtmeyi gözetti.

Kendine özgü bir yönetmen dedim, evet öyleydi. Onun üzerinde durduğu temalar vardı, yalnızlık gibi. Onun, bir çeşit araştırma yaparcasına bağlı kaldığı gerçekçi sinema ya da siyasal sinema gibi eylemleri, çalışmaları Türk sinema tarihinin en önemli filmlerinden bazılarını ortaya koydu. Bir kuşağın temsilcisi idi. O kuşaktan sadece Memduh Ün kaldı, Allah ona uzun ömür versin.

Türk sinemasını yaşatan, Türk sinemasını oluşturan, Türkiye’ye gerçek sinemayı getiren bir kuşaktı bu. Metin, bütün filmleri ile o dünyasını yansıtmayı bildi ve bu şekli ile seyircisinin, ister Türkiye’deki seyircisinin ister yurt dışındaki seyircisinin beklentilerini hiçbir zaman boşa çıkartmadı.

Giovanni Scognomillo

(Yeşil Gazete)

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.