Gezi Parkı olaylarının üzerinden 6 yıl geçti. Türkiye tarihine geçen eylemlerde sekiz kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı. Yıllar sonra “darbe girişimi” gerekçesiyle açılan davalarda halen 16 kişi müebbet hapis cezasıyla yargılanıyor.
Taksim’in ortasındaki bir parktaki ağaçları savunmak için başlayıp, 79 ilde milyonların katıldığı kitlesel protestolara dönüşen Gezi eylemleri’nin başlamasının üzerinden 6 yıl geçti. 27 Mayıs’ı 28 Mayıs’a bağlayan gece iş makinelerinin, Gezi Parkı’na girmesi üzerine başlayan eylemlere sert müdahale Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Milyonlarca kişinin adalet, demokrasi ve özgürlük talebiyle sokağa çıktığı eylemler, şimdiden ülke tarihine geçti.
Gezi eylemlerinin 6’ıncı yıldönümü ülke genelinde çeşitli etkinliklerle anılacak. Çeşitli örgüt, parti ve kurum tarafından yapılan açıklamalarda “Bu karanlık gider, Gezi kalır, biz kalırız. Gezi bu ülkenin eşitlik, özgürlük ve adalet umududur” denildi. Taksim Dayanışması da yaptığı açıklamada “Gezi’nin 6. yılında bugün 19.00’da Taksim’deyiz” çağrısında bulundu.
Gezi Parkı olaylarında süreç şöyle ilerledi:
-Eylemlerin fitilini dönemin Başbakanı Erdoğan’ın Taksim Meydanı’ndaki Gezi Parkı’na Topçu Kışlası inşa edileceğini açıklaması ateşledi.
-Parkı korumak için örgütlenen sivil toplum 27 Mayıs’ı 28 Mayıs’a bağlayan gece iş makinelerinin Gezi Parkı’na girdiğini görünce sosyal medyadan çağrı yaptı. Kısa sürede çok sayıda insan parkın çevresinde toplandı.
-Polis parkın çevresinde bariyer kurdu. Biber gazıyla müdahale etti.
-Polisin kırmızı elbise giymiş bir kadına biber gazı sıktığı sırada çekilen fotoğraf eylemlerin sembollerinden biri oldu.
-Dönemin Barış ve Demokrasi Partisi Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de parka gelerek dozerlerin önüne geçti ve ağaçların sökülmesine engel olmaya çalıştı.
-Sosyal medyadan yapılan Gezi Parkı’nda toplanma çağrıları kesilmedi. 28 Mayıs akşamında park çevresinde daha büyük bir kalabalık vardı.
-Parkta süren çalışmalar durduruldu.
Şafakta polis müdahalesi
-Eylemciler parkı korumak için nöbet tutmaya başladı. 31 Mayıs sabahı polisin parka girerek, çadır kuran eylemcileri fiziksel müdahaleyle dağıtması, eylemlerin daha da büyümesinin sebeplerinden biri oldu.
-Gezi Parkı’nda toplanan eylemcilerin çadırları, belediye çalışanları tarafından geceyarısı ateşe verildi. Polisin kullandığı gücün “orantısız” olduğu eleştirileri yapıldı.
-Polis çadırları kendisinin yakmadığını, eylemciler tarafından yakıldığını açıkladı. Ancak çekilen görüntülerde yakma işlemini yapanların polis ve zabıta olduğu anlaşıldı. Dönemin Beyoğlu İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Emekli daha sonra çadırların yakılması talimatı verdiği iddiasıyla yargılandı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından ihraç edilen Emekli, çadırların yakılmasından dolayı 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
-Hükümete yakın bazı isimler arasında, çadırla yakılmasının olayların daha da büyümesini sağlamak için Fethullah Gülen Cemaati’nin bir provokasyonu olduğunu iddia edenler de oldu.
-Çadırların yakılma görüntüleri sosyal medyada yayınlanınca büyük bir infiale yol açtı. Yapılan eylem çağrıları sonunda gün boyunca Gezi Parkı ile Taksim Meydanı’nda toplanan binlerce kişi ile polis arasında sert çatışmalar yaşandı.
-Gün içerisinde Taksim’de eylemler devam ederken, İstanbul Altıncı İdare Mahkemesi, Topçu Kışlası’nın yapımına onay veren kararı iptal etti.
-Dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın da bir basın toplantısı düzenledi. Mutlu, bir doğa katliamının söz konusu olmadığını ve olaylarda istismar çabası olduğunu söyledi.
-Gün boyu devam eden müdahalede yoğun biber gazı kullanımı ve TOMA’dan sıkılan basınçlı su nedeniyle üç kişi gözünü kaybetti; onlarca kişi yaralandı.Yaralananlar arasında milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Sezgin Tanrıkulu da vardı. Eylemci Lobna Allami, polisin attığı biber gazı fişeğiyle başından ağır yaralandı.
-31 Mayıs’taki müdahale eylemleri daha da büyüttü.
-Gezi Parkı eylemleri İstanbul dışına taştı ve 79 kente yayıldı.
-1 Haziran eylemlerin kronolojisinde kritik bir tarih oldu.
Erdoğan Taksim’e kesinlikle Topçu Kışlası yapılacağını, geri adım atmayacaklarını tekrarlamıştı. Kadıköy’deki mitingini iptal eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kalabalık bir grupla Taksim’e gitti, Gezi Parkı’na girdi. Polis CHP’lileri de dağıttı.
-Akşam saatlerinde Taksim çevresinde toplanan kalabalık büyüyünce, polis Gezi Parkı çevresinden çekilmek zorunda kaldı.
-Eylemciler 1 gün sonra yeniden parka döndü. 15 gün boyunca parkta kaldılar ve 15 gün boyunca Gezi Parkı toplumun adalet, demokrasi ve özgürlük taleplerinin odağı oldu.
-Ankara’da Kızılay’da toplanan kalabalık, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Başbakanlık binasına yürümek istedi. Ancak polisin müdahalesiyle karşılaştı. Ankara’da 500 kişi gözaltına alındı.
-Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, altı günde 67 şehirde 235 eylem yapıldığını ve 1.730 kişinin gözaltına alındığını söyledi. Güler, maddi zararın da 20 milyon lirayı aştığını açıkladı.
-Güler, 115 güvenlik görevlisinin ve 58 sivilin yaralandığını belirtirken, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ise yaralı sayısını 22’si ağır olmak üzere 1740 olduğunu bildirdi.
-Erdoğan ise daha sonra sloganlaşacak olan “çapulcu” ifadesini de ilk kez kullandı. İstanbul’da yaptığı bir konuşmada, “Açık söylüyorum; birkaç tane çapulcunun o meydana gelip insanımızı, halkımızı yanlış bilgilendirmek suretiyle tahrik etmesine pabuç bırakmayacağız” dedi.
-4 Haziran’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) eylemlere destek için greve gitti.
-8 Haziran’da Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş futbol takımlarının taraftar grupları birlikte Taksim Meydanı’na yürüdü.Sosyal medyada kendilerini “ezeli rakip” olarak isimlendiren üç kulübün taraftarlarının birlikte yürümesine “İstanbul United” adı verildi.
-9 Haziran’da Türkiye, güne dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun Twitter üzerinden attığı mesajlarla başladı. Mutlu, “Gençler, Gezi parkında kuş sesleri, ıhlamur kokusu ve arı vızıltısıyla huzurlu bir sabah varmış doğru mu? Aranızda olmak isterdim” yazdı.
-Günün ilerleyen saatlerinde Taksim Dayanışma Platformu, Taksim Meydanı’nda büyük bir miting düzenledi. Mitinge 100 binlerce kişinin katıldığı belirtilirken, eylemlerin başlamasından bu yana Taksim’de düzenlenen en büyük toplantı olarak kayıtlara geçti.
-11 Haziran’da Amerikan CNN televizyonu, gece boyunca meydandan canlı yayın yaptı. Bu yayın daha sonra hükümete yakın isimler ve medya organları tarafından Gezi Parkı eylemlerinin dış kaynaklı olduğu iddialarını destekleyen bir gösterge olarak sunuldu.
-15 Haziran’da Polis önce parkın boşaltılması için anons yaptı ve akşam saatlerinde de Meydan tarafından Gezi Parkı’na biber gazı atarak girdi. Eylemciler, polisin girmesinin ardından parktan ayrıldı. Eylemcilerin bir kısmı Meydan civarındaki başka noktalara giderken, bazıları da Divan Otel’e sığındı. Müdahalede yüzlerce kişi yaralanırken, 350 kişi de gözaltına alındı.
-Böylece Taksim Meydanı’nın ardından Gezi Parkı’ndaki işgal eylemi de son bulmuş oldu. Taksim Meydanı ve civarına çok sayıda polis yerleştirilirken, Gezi Parkı da bir süre halka kapatıldı.
-İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre Bayburt ve Bingöl hariç 79 ilde düzenlenen eylemlere 2.5 milyon kişi katıldı. Taksim Dayanışması ise rakamların 4 milyonun üzerinde olduğunu söyledi.
-Eylemler süresince Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet Atakan, Hasan Ferit Gedik, Medeni Yıldırım yaşamını yitirdi. Mehmet İstif ve Elif Çermik, maruz kaldıkları gaz nedeniyle hayatını kaybetti.
-Onbine yakın kişi polis saldırısıyla yaralandı.
Kısa sürede 40 iddianame
-Gezi Parkı eylemleri nedeniyle 2013’ün sonuna kadar İstanbul’da 40 ayrı iddianame ile 308 kişi hakkında dava açıldı. Bezmi Alem Valide Sultan Camii’ne “ayakkabılarıyla girdikleri ve camide bira içtikleri” iddiasıyla yaklaşık 200 kişi yargılandı.
-Kabataş’ta deri pantolonlu, üstü çıplak bir grubun başörtülü bir kadını taciz ettikleri, başörtüsünü zorla çıkardıkları iddia edildi. Olay anında çekilmiş görüntüler olduğu söylendi ama aradan geçen zamanda iddiayı doğrulayan bir görüntü ortaya çıkmadı.
Gezi eylemlerine ilişkin yargılama süreci hala sürüyor. Geçtiğimiz mart ayında kabul edilen 16 sanıklı Gezi iddianamesi sonuncusu. 6 yıl sonra hazırlanan iddianamede Gezi sürecinin “hükümeti yıkmak amaçlı” olduğu iddiasına yer verildi, 17/25 Aralık operasyonlarının ve 15 Temmuz darbe girişiminin “Gezi başarısız olduğu için gerçekleştiği” öne sürüldü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca aralarında işadamı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, oyuncu Memet Ali Alabora, sivil toplum uzmanı Yiğit Aksakoğlu, daha önce açılan davadan beraat eden Taksim Dayanışması sekreteryasından Mücella Yapıcı, Can Atalay ve Tayfun Kahraman olmak üzere toplam 16 kişi hakkında darbe iddiasıyla ve müebbet cezası istemiyle dava açıldı. Davanın ilk duruşması 24-25 Haziran’da Silivri’de görülecek. Gezi eylemlerini finanse etmekle suçlanan Kavala 577 gündür, ‘darbenin liderlerinden olmakla’ suçlanan Aksakoğlu 195 gündür cezaevinde.
Polislere ceza yok
Olaylarda hayatını kaybeden aktivistlerin davalarına gelince, Ahmet Atakan’ın ölümüyle ilgili soruşturmada bir ilerleme kaydedilmezken, Ethem Sarısülük ve Abdullah Cömert’in katili sanık polisler ufak cezalarla kurtuldu.
Berkin Elvan davası, ölümünün üzerinden uzun bir süre sonra açıldı ve Berkin’i vuran sanık polis F.D dışında davada yargılanan başka sanık yok. Medeni Yıldırım davası halen devam ediyor. Bu dosyada da tutuklu hiçbir kimse bulunmuyor. Ali İsmail Korkmaz’ı tekmeleyerek öldüren sanık polis Mevlüt Saldoğan’ın ise bu yıl açılan Gezi Davası’nda şikayetçi olduğu ortaya çıktı. Hasan Ferit Gedik’i vuranların yargılaması basına kapalı devam ederken, Gedik ailesinin avukatları tutuklanarak cezaevine gönderildi.