Yeşeriyorum

Gerçeği gizlemenin 1001 yolu – Gazihan Çağlar

0

Evet ,’’karartma’’ konusunda  çok yetenekliler ve zihin bulandırmada ustalar. Öyle ya, gerçekleri örtbas edecekseniz aslında sadece yalan söylemek yeterli gibi gelir insana. Ama hayır bu topraklarda tanık olduğumuz olaylar bize muktedirlerin yaratıcılığının  sınırlarını da doyasıya görmeyi  olanaklı kılıyor.

Er ya da geç ortaya çıkmasıyla ünlü olan, görününce babamızdan yediğimiz okkalı tokat misali tat bırakan bu ‘’bizatıhÎ devrimci’’  kural , devletin ağır saldırılarıyla karşı karşıya (yüz)yıllardır. ‘’Gerçek’’ kavramı, felsefi bir kavram olarak, genel anlamda, düşüncede varolan ya da düşünülmüş şeylere karşıt anlamda varolan, düşünülmüş olanın dışında mevcut olan anlamındadır. ‘’Doğru’’ ise değişkendir, tartışılabilir, yanlışlanabilir. ‘’Doğruluk’’, bilgi etkinliğinin temel bir kavramıdır ve bilgiyi bilgi olmayan biçimlerden ayırmak üzere kullanılır. Peki bilgi nedir o zaman ?

Bilgi , belli bir süre boyunce edindiğimiz birikimlerdir. Gerçeğin bilgisini edinebilmek için ise en önemli yol nesnel olabilmektir.’’Nesnellik’’, yaygın olarak her tür öznel etki ve öğelerden bağımsız olabilme durumunu ifade etmek icin kullanılan bir terimdir.

O halde biz  hangi nedenle uygulanmış olursa olsun her türlü şiddeti reddediyorsak; yaşamın içinde ve politikanın her alanında şiddetsiz yöntemleri hayata geçirmeyi , insan özgürlüğünün ve demokrasinin önündeki en büyük engel olarak gördüğü militarizme karşı sivilleşmeyi, yaşamın ve doğanın baş düşmanı olan ve tümüyle reddedilmedikçe asla yok edilemeyecek olan savaşa karşı koşulsuz barışı ve silahsızlanmayı savunuyorsak , gerçeği gizlemeyi politikalarının temel  ekseni olarak kullanan iktidarlara karşı ne yapabiliriz,ne yapmalıyız?

Gözümüzün önündeki  doğruları, gerçekleri, tanıklıkları , görsel malzemeyi  1001 yolla inkar ederek çarpıtan, açık yalana başvuran,yüzü kızarmayan , dezenforme edenlerin yüzüne gerçekleri  bir bir ısrarla çarpmaktan başka çare yok. Şanssızlığımız gerçeğe ulaşma konusundaki olanaklarımızın sınırlı olması ve bunun için çabalarken devlet denen o ucubenin vantuzlarının anında sırtımıza yapışması. Karşısında mücadele ettiğimiz mekanizma kolları heryere uzanan dev bir ahtapot gibi.  – soruşturma açtık, araştırıyoruz, -müfettiş gönderiyoruz, gerekli araştırma yapılacak,   – olayda ihmali görülenler hakkında  vs  , -devletin namusu,benim namusum vs. ,-Hrant cinayetinde örgüt yok;  – devlet de hata yapar , gibi zırvaları duyduğunuzda emin olun ki bir katilin  terfi yazısı çoktan yazılmış, bir bulvara daha bir işkencecinin adı verilmiştir.

Gerçeklikte ısrar sonuç alıcıdır unutulmasın. Dersim katliamı yalandı  gerçek oldu, itiraf ettiler;  12 Eylül işkenceleri  yalandı  gerçek oldu, yargılanacaklar; aydınları, sosyalistleri  devletin öldürdüğü yalandı şimdiyse tartışılmaz gerçek ; faili meçhulleri dile getiren yokolurdu, şimdi toplu mezarlardan kemikler fışkırıyor,toprak katliamları örtemez hale geldi. HES ler doğaya zarar vermez dediler, kendileri bile inanmaz duruma geldiler, savunamıyorlar. Nükleer santral  yalanlarını halk yüzlerine çarptı, Fukushima’daki  gerçek  olanca ağırlığıyla ortada, açık ve net.  Uludere’yi  tarih şimdiden silinemez şekilde yazdı, hesabını er ya da geç verecekler.  Pozantı ‘da tımarhaneye tıkılan , ‘’taş atan çocuklara’’ yapılan taciz ve tecavüzü de yazacak tarih.

Bizim gerçeklerimiz de bunlar, kardeşlerimiz ve yoldaşlarımız size değil gerçeklere inanacaklar, kontrol edemediğiniz alanlarımızı genişleteceğiz.

Gerçekler  ve  doğrularla ilgili nesnel  değilseniz  1001 yolunuz da çıkmaz sokaktır. 1000 operasyon yapsanız da bunu değiştiremezsiniz.

 

 

Gazihan Çağlar

twitter.com/#!/gazihanca

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.