Hafta SonuManşetYerel

“Geleceğin Köyleri” için harekete geçiliyor

0

Seferihisar köylüleri ortadan kaldırılan köyleri için “Geleceğin Köyleri Hareketi”ni başlattı.

Geçtiğimiz Aralık ayında Resmi Gazete’de yayımlanan Yeni Büyükşehir Belediye Kanunu ile 16.000 köyün tüzel kişilikleri ortadan kaldırıldı. Sadece köyler değil, birçok bucak ve belde belediyesi de mahalle statüsü ile ilçe belediyelerine bağlandı.

Referanduma gidilmeden, hatta bölge halkının görüşü bile alınmadan verilen bu karar,  Avrupa Yerel Yönetim Sözleşmesi kurallarına da aykırı. Bu duruma rağmen, 1600 köy, bucak ve belde sakinleri hayatlarını doğrudan etkileyecek yeni kararlar ile karşı karşıya.

İmece ortadan kalıyor, bahçedeki suya para ödeniyor

Köylerin ellerindeki gelirleri alan ve köylülerin daha önce ödemek zorunda olmadığı yeni harcamalara neden olan bu yeni kanun, hem geleneksel anlamda köylülerin biraraya gelerek ortaya çıkardıkları geliri ortadan kaldırıyor, hem de köylülerin bahçesinden aldığı suya bile ücret ödemesine neden oluyor.

Sadece su da değil, daha önce köylülerden herhangi bir katkı istenmeden, köydes tarafından yaptırılan yol ve altyapı hizmetlerinden de belediyeler tarafından katkı isteyebiliyor.

İnşaat ve mülk ile alakalı yetki ve vergilerin de köy yönetiminden alınarak, belediyelerde toplanıyor oluşu da, köylülerin -yeni mahallelilerin- yüzleşmek zorunda oldukları gerçeklerden sadece biri.

“Gelecek” için harekete geçme zamanı

Yeni ortaya çıkan bu ve diğer kararlardan ötürü, köylüler memnuyetsizliklerini örgütlü bir şekilde dile getirme kararı aldı. İlk adım da Seferihisar Köylülerinden geldi. Seferihisar köylerinden yüzlerce köylü, başlattıkları “Geleceğin Köyleri Hareketi” ile kendileri ile aynı kaderi paylaşan 16000 köye ulaşmayı ve beraberce hareket planlıyor.

“Köy yoksa geleceğimiz de yok!” sloganıyla yola çıkan köylüler, anayasa mahkemesine başvurmak için Seferihisar ilçesine bağlı dokuz köyde imza toplaya başladı.

Köylülerin hareketine destek doğrudan destek veren Seferihisar Belediyesi’nin Başkanı Tunç Soyer Yesil Gazete’ye yaptığı açıklamasında “Bu hareketin hızla büyüyüp, Tüm Türkiye’ye yayılacağını umuyoruz. Çünkü köyler sadece köklerimiz değil aynı zamanda geleceğimiz. Köy ile başladığımız hareket şimdiden 26 köye ulaşmış durumda.  Web sitemiz üzerinden de hem köy muhtarılarının hem de kampanyamıza destek olmak isteyen herkesin imzalarını toplamaya devam ediyoruz.” dedi.

Gelişmelerin ve bilgilerin aktarıldığı www.geleceginkoyleri.net sitesi üzerinden yayınladıkları manifesto ile de, harekete diğer köylerin katılması çağrısı yapılıyor.

İnternet sitesinde yayınlanan Manifesto şöyle:

Köy yoksa geleceğimiz de yok!

Biz bu topraklarda hep vardık.

Doğadan aldığımız kadarını ona geri verdik. Bunu yaparken, insanla ve tüm canlılarla uyum içinde yaşadık. Toprağı, suyu ve tohumu candaş bildik.

Dünyada ilk köy burada, Anadolu’da kuruldu. İnsanlığın ilk evleri, bu topraklarda inşa edildi.

Tohum ilk önce bizim analarımızın avcuna düştü. Buğday, arpa, erik ve daha nicesi… Anadolu’dan yayılıp kim bilir kaç insanın rızkı oldu. Sayısız oyun, türkü, horon, zeybek, halay, ağıt… Bizim meydanlarımızda oynandı, söylendi ve buralardan dalga dalga yayıldı.

Yazık ki bu toprağın insanı köklerini kaybetme noktasına geldi. Anadolu ve Trakya köylerinden yayılıp dünyaya ilham veren kadim kültürüne sırtını döndü. Geçmişini geleceğinden ayırdı.

Evlerimiz sessiz sedasız yıkıldı. Yüzlerce yıl, nesilden nesile taşınan tohumlar kayboldu. Tohum, yaşamın kaynağı, patent altına alındı. Düğün yerlerinde oyunlarımız oynanmaz oldu. Deyişlerin, manilerin, masalların anlamını hatırlayan kalmadı. Son elli yılda köylerimizin büyük kısmı boşaldı. Şehre göç etmek zorunda kaldı.

Köylere en son ve belki de en büyük darbeyi yeni kabul edilen Büyükşehir Yasası vurdu. Büyükşehirlerdeki 16 bin köyün tüzel kişiliği tek bir cümleyle kaldırıldı. Yeryüzünün ilk köyünün kurulduğu bir coğrafyada binlerce köyün üzerini tek bir cümleyle çizmek mümkün mü? Değil elbette.

Köy, köktür ve tohumdur. Köy, hem geçmişimiz hem geleceğimizdir.  Tüketen insanın savaşların içine sürüklendiği bir çağda, köyler sakince üreten geçmişle geleceğin harmanlandığı yerler olmalıdır.

Şehirde veya köyde, nerede yaşarsak yaşayalım sağlıklı bir doğal çevre ve kırsal alana ihtiyacımız var. Köy olmazsa şehirde ne yiyebiliriz? Fabrikasyon sebze ve meyveleri mi, yoksa büyük şirketlerin GDO’lu ürünlerini mi?

Biz, geleceğin köyleri, köy olma hakkımızı anayasal düzeyde savunmak için bir araya geldik. Daha da önemlisi, yasaların hiç düşünmediği bir görevi sürdürmek, geçmişle gelecek arasında köprü olmak için bir araya geldik.

Bereketli ve sağlıklı bir toplum için geleceğin köylerini yeşertmeye niyet ettik.

Geleceğin Köyleri Hareketi

(Yeşil Gazete)

 

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.