Dünyanın en büyük 18 ekonomisinde yetişkin vatandaşlarla yapılan yeni bir anket, vergi reformlarına ve daha geniş kapsamlı siyasi ve ekonomik reformlara çoğunluğun destek verdiğini ortaya koydu. (Bulgular 17 G20 ülkesine atıfta bulunurken, Çin‘de tüm sorular sorulmadı. ).
Earth4All ve Global Commons Alliance‘ın talebiyle İpsos tarafından, 22 ülkede yaşları 18 ila 55-75 arasında değişen toplam 22.000 katılımcı üzerinde gerçekleştirilen anket, G20 ülkelerinin 18’inde ekonomik ve siyasi dönüşüme verilen desteği araştırdı.
Buna göre, 17 G20 ülkesindeki vatandaşların yaklaşık üçte ikisi (yüzde 68) ekonomimizde ve yaşam tarzımızda yapılacak büyük değişiklikleri finanse etmenin bir yolu olarak varlıklı kişilerden servet vergisi alınmasını desteklerken, sadece yüzde 11’i buna karşı çıktı. Ankete yanıt verenlerin yüzde 70’i varlıklı kişilerden daha yüksek oranda gelir vergisi alınmasını desteklerken, yüzde 69’u büyük işletmelerden daha yüksek oranda vergi alınmasından yana olduğunu belirtti.
Varlıklı kişilere servet vergisi uygulanmasına en yüksek destek Endonezya (yüzde 86), Türkiye (yüzde 78), Birleşik Krallık (yüzde 77) ve Hindistan’da (yüzde 74) görülüyor. En düşük destek ise Suudi Arabistan (yüzde 54) ve Arjantin‘de. (yüzde 54) Amerika Birleşik Devletleri (yüzde 67), Fransa (yüzde 67) ve Almanya‘da da (yüzde 68) ankete katılanların yaklaşık üçte ikisi varlıklı kişilere servet vergisi uygulanmasına destek veriyor.
İklim değişikliği: Derhal harekete geçilmeli
Sonuçlar ayrıca iklim değişikliği ve doğanın korunması söz konusu olduğunda, ankete katılan 18 G20 ülkesindeki vatandaşların yüzde 71’inin elektrik, ulaşım, gıda, sanayi ve binalardan kaynaklanan karbon emisyonlarını azaltmak için dünyanın on yıl içinde derhal harekete geçmesi gerektiğini düşündüğünü gösteriyor.
Bu oran ankete katılan Meksika‘da yüzde 91’e, Güney Afrika‘da yüzde 83’e ve Brezilya‘da yüzde 81’e yükseliyor. Suudi Arabistan (yüzde 52), Japonya (yüzde 53), Amerika Birleşik Devletleri (yüzde 62) ve İtalya‘da (yüzde 62) en düşük seviyede olsa da katılımcıların yarısından fazlası dünya geneliyle aynı fikirde.
Servet vergisi ilk kez gündemde
Bulgular, ABD, Çin ve Hindistan’ın da aralarında bulunduğu G20 ülkelerinin maliye bakanlarının temmuz ayında Brezilya’da bir araya gelmeye hazırlandığı bir dönemde açıklandı. Bu ülkeler ekonomik ve çevresel zorlukları ele alma stratejileri üzerinde tartışırken ilk kez bir servet vergisi de gündemde.
Anket, ek vergi gelirlerinin ekonomimiz ve yaşam tarzlarımızdaki değişikliklere yönelik politika önerilerini finanse etmek için kullanılmasına yönelik geniş bir desteğin altını çiziyor. Güçlü desteğe sahip başlıca alanlar arasında yeşil enerji girişimleri, evrensel sağlık hizmetleri ve işçi haklarının güçlendirilmesi yer alıyor. Evrensel temel gelir ve demokrasiyi güçlendirmek için yurttaş meclislerine yatırım gibi daha az popüler öneriler bile katılımcıların yaklaşık yarısından destek görüyor.
Earth4All girişiminin eş lideri Owen Gaffney, “Politikacılara verilen mesaj daha net olamazdı” diyor:
“Dünyanın en büyük ekonomilerinde yaptığımız ankete katılan insanların büyük çoğunluğu, iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve doğayı korumak için bu on yıl içinde acil olarak büyük adımlar atılması gerektiğine inanıyor. Aynı zamanda pek çok kişi ekonominin kendileri için çalışmadığını düşünüyor ve siyasi ve ekonomik reform istiyor. Bu durum popülist liderlerin yükselişini açıklamaya yardımcı olabilir. Anket sonuçlarımız, ankete katılan G20 ülkelerinde yaşayanların net bir mesaj verdiğini gösteriyor: Zenginliği yeniden dağıtmak. Daha fazla eşitlik, daha istikrarlı bir gezegen için adil bir dönüşümü sağlayacak daha güçlü demokrasiler inşa edecektir.”
Global Commons Alliance İcra Direktörü Jane Madgwick de bu aciliyeti yineliyor:
“Bilim, gezegensel krizin, iklim değişikliğinin ele alınması ve doğanın korunması için dev bir adım atılmasını gerektiriyor. Ankete katılan 18 G20 ülkesindeki vatandaşların yüzde 71’i karbon emisyonlarının azaltılması için önümüzdeki on yıl içinde derhal harekete geçilmesini destekliyor.”
Hükümetlere güven yok
Ankete katılan 17 G20 ülkesinde halkın çoğunluğu, ekonomilerin tek başına ekonomik büyümeye odaklanmanın ötesine geçmesi gerektiğini düşünüyor.
Katılanların yüzde 68’i, ülkelerinin ekonomisinin işleyiş biçiminin yalnızca kâra ve zenginliği artırmaya odaklanmak yerine insanların ve doğanın sağlığına ve refahına öncelik vermesi gerektiği konusunda hemfikir. Ayrıca, yüzde 62’si bir ülkenin ekonomik başarısının ekonominin ne kadar hızlı büyüdüğü ile değil, vatandaşlarının sağlık ve refahı ile ölçülmesi gerektiği konusunda hemfikirdir.
Ankete katılan 17 G20 ülkesindeki insanların sadece yüzde 39’u hükümetlerinin insanların çoğunluğunun yararına kararlar alacağına inanıyor ve sadece yüzde 37’si hükümetlerinin 20 ya da 30 yıl sonra insanların çoğunluğunun yararına olacak uzun vadeli kararlar alacağına güveniyor.
Ulusal ve küresel siyasi ve ekonomik sistemlerde reform yapılması yönünde kayda değer bir talebi de kayda geçen ankete katılan 17 G20 ülkesinde, katılımcıların yüzde 65’i ulusal siyasi sistemlerinin önemli değişikliklere (yüzde 36) veya tamamen reforma (yüzde 29) ihtiyacı olduğuna inanıyor. Benzer bir oran (yüzde 67) ülkelerinin ekonomik sistemi için de aynı şeyi düşünüyor.
Earth4All İcra Kurulu Başkanı ve Roma Kulübü Eş Başkanı Sandrine Dixson-Declève, anketin G20 ülkelerindeki vatandaşların çoğunluğunun daha fazla refah, daha fazla iklim çözümü ve daha az eşitsizlik sağlayan bir ekonominin zamanının geldiğine inandığını bir kez daha kanıtladığını belirtiyor:
“Ancak sonuçlar aynı zamanda özellikle Avrupa‘da hükümete karşı bir güven eksikliği olduğunu da gösteriyor. Son Avrupa seçimlerinin radikal sağa doğru kaymasıyla birlikte, insanlara ve gezegene aynı anda hizmet eden bir ekonomiyi hayata geçirmek için hükümetleri sorumlu tutmamız gerekiyor.”
Gelişmekte olan ülkeler geleceğe dair iyimser
Ankette ayrıca insanların gelecekleri konusunda iyimser ya da kötümser olup olmadıkları da soruldu. Ankete katılan 18 G20 ülkesindeki insanların ortalama yüzde 62’si kendi gelecekleri konusunda iyimser. Ancak, sadece yüzde 44’ü ülkelerinin geleceği konusunda olumlu düşünürken, yüzde 38’i dünyanın geleceği konusunda iyimser olduğunu söylüyor. Çalışmaya göre, Endonezya, Meksika, Brezilya ve Hindistan gibi gelişmekte olan ekonomilerdeki katılımcılar ile Çin ve Suudi Arabistan’daki katılımcılar en iyimser olanlarken, Avrupa’daki katılımcılar ile Japonya ve Güney Kore’deki katılımcılar daha az iyimser olma eğiliminde.
Ipsos araştırmasının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.