Yeşeriyorum

Frida Türkiye’de

0

Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.

Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.

…Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.

Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.

Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.

Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.

Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.

Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.

Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden “sen” olduğun için vazgeçtim.

Bencil olduğun için vazgeçtim.

Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgecmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi.

Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.

”Bu yüzden ben de senden vazgeçtim…”

Frida va Diego Türkiye’de

Frida ile tanışmam gariptir. Kızlarımı kucağıma aldığım gün doğum armağanı olarak bebek giysisi, altın yerine onun yaşamını anlatan kitabı getirdiğinde sinirden delirmiştim . O da biliyor du ki benim favori kahramanım Camille Claudel idi.

Sonra o ilaç kokan odalarda ben Frida okumaya başladım, iki süt verme seansları sırasında ve hastanede kaldığım o 3 gün içersinde onca sızıya rağmen kitap bitti. Artık yeni kahramanım Frida idi.

Çoğunuz yaşamını bilir . Küçük yaşta geçirdiği kaza sonrası , vücudunda kafaslerle yaşamak durumunda kalmış, aynaya bakarak resimler yapmış bir kadındır. Ama sanırım Frida’yı Frida yapan kocasına duyduğu o apansız aşktır. Öylesi maraz bir duygudur ki , aşk maraz bir duygu olmasına rağmen tüm sanırıları içerisinde tıpkı Claudel gibi içersinde barındırmıştır. Claudel aşkının faturasını tımarhane de delirerek öderken, acılarını ki yaşamı boyunca her tür acıya maruzkalmıştır, kocasının en yakını kardeşiyle ilişkisi de buna dahildir ama Frida her ne kadar üstteki eser de vazgeçtim dese de Diego onun yaşama aşkı olmuştur.

Ancak Frida’yı sadece aşk kadını ya da sürrealist bir ressam olarak göstermek ona haksızlıktır. Devrimci ve sosyalsit bir kadındır. Yüreklidir. Troçki ile yaşadıkları ve Troçki’ye sahip çıkışı çağının ötesinde bir harekettir. Frida isyanıyla, yaşama olan büyük tutunuşuyla, acıları ile böylesi alay etmesiyle, aşkı bu kadar anlamlaştırmasıyla kocaman bir portre çıkarmıştır küçük vücudundan. Aldırmamıştır, hatta pervasız bile denebilir, cesaret etmiştir ve yürekldir. Frida bir yaşamı tüm samimiyetiyle tüm ruhuyla yaşamıştır. O yüzden iyi irdelenmesi gerekir. Zira herkesin öğreneceği çok şey vardır. Özelikle günümüzde kendini sosyalist olarak niteleyenler için bence Frida’nın yaşamı tam da öğrenci olaylarının olduğu günlerde hepimize bir başvuru kitabıdır. İnsan kalmak adına. Gidin ve 25 aralıkta başlayıp 20 mart 2011’e dek sürecek bu sergiyi kaçırmayın. Düşleriniz için, acılarınız için. Bencil olmamak ve vazgeçmemek için. Bir de ressam ve öğretim elemanı olan Kocası Diego’nun resimlerine bakın.

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.