ABD Federal Soruşturma Bürosu‘nun (FBI), Exxon Mobil’e uzun süredir danışmanlık yapan bir kişinin, petrol şirketini eleştirenleri hedef alan bir “hack-and-leak” (hackleme ve sızdırma) operasyonundaki rolü nedeniyle soruşturulduğu iddia edildi.
Reuters’a bilgi veren kaynaklar, parayla tutulmuş bilgisayar korsanlarının çevre aktivistleri ve diğer kişilerin e-posta hesaplarına başarıyla sızdığını söyledi.
Kaynaklardan birinin anlattığına göre, 2015’in sonlarında hedef alınan kişilerin isimlerinin o dönem Exxon için çalışan bir lobi şirketi olan DCI Group tarafından derlendiği ABD yetkililerince fark edildi. Kaynağa göre DCI, isimleri bir İsrailli özel dedektife verdi ve o da hacklemeyi dışarıdan yaptırdı.
Özel dedektif Amit Forlit daha sonra yasadışı hackleme faaliyetleri ve dolandırıcılık suçlamalarıyla Londra’da yakalanarak tutuklandı. Halen ABD’ye iadesi bekleniyor.
Reuters, elde edilen e-postaların bir kısmının daha sonra DCI tarafından “Exxon’un işini mahvetmeyi amaçlayan siyasi bir kan davası olduğu” anlatısını yaymak için medyaya sızdırıldığını belirledi.
Çevre aktivistleri, hackleme operasyonunun savcıların Exxon ve diğer enerji şirketlerine karşı açtıkları davalara yönelik hazırlıkları aksattığını söylüyor. Bu davalar, 1990’ların ortalarında tütün endüstrisine karşı açılan davalardan esinlenerek modellenmişti.
Exxon’dan malumun ilanı: Küresel iklim değişikliği var ve biz gezegeni kaynatmaya devam edeceğiz
ExxonMobil’den enerji şirketlerine ‘aşırı kazanç vergisi’ getiren AB’ye dava
Exxon’un iklim kriziyle ilgili tahminleri, mahkemede başına dert oluyor
Exxon CEO’su: İklim başarısızlıklarının sorumlusu halk!
ABD, iklim tahrifatçısı Exxon’un Türkiye ile işbirliğini ‘teşvik ediyor’
Çok sayıda çevre örgütü ve kişi hedef alınmış
Çalınan materyaller bugün hala petrol devinin halkı ve yatırımcılarını iklim değişikliği riskleri konusunda yanılttığı iddiasıyla açılan davalarda sık sık kullanılıyor. Nisan ayında Exxon’dan fon alan bir endüstri ticaret grubu, hacklenen belgelerden birine atıfta bulunmuştu. Bu iç yazıda Honolulu’da Exxon ve diğer enerji şirketlerine karşı açılan davanın Yüksek Mahkeme’deki duruşmaları için çevrecilerin dava stratejilerinin taslağı bulunuyordu.
Hacker kampanyasının bazı ayrıntıları daha önce kamuoyuna açıklanmıştı. 2020’de de Kanadalı dijital gözlemci grubu Citizen Lab 10 kuruluş tespit etmişti. Siber casusluğun hedefleri arasında Greeenpeace, Endişeli Bilim İnsanları Birliği ve Rockefeller Aile Fonu da bulunuyordu.
Konuya yakın iki kaynağa göre Exxon ve DCI, 2020 yılı civarında yollarını ayırdı. Exxon, “herhangi bir bilgisayar korsanlığı faaliyetine dahil olmadığını veya bunlardan haberdar olmadığını” belirterek, aksi yöndeki iddiaları “komplo teorileri” olarak niteledi. Reuters, Exxon’un kendisinin de FBI soruşturmasının konusu olup olmadığını belirleyemedi.
DCI ise “Tüm çalışanlarımıza ve danışmanlarımıza yasaya uymaları talimatını veriyoruz.” dedi.
Bilgisayar korsanlarının hedef aldığı kişiler arasında Çevre grubu Center for Climate Integrity‘nin soruşturma direktörü Kert Davies ve çevre davalarının çoğunun avukatlığını yapan Matt Pawa da bulunuyor.
1996’da Cumhuriyetçi siyasetin kıdemlileri tarafından kurulan DCI, çeşitli tütün, telekom, hedge fon ve enerji şirketleriyle çalışıyor. Firma web sitesinde halkla ilişkiler krizleri, dava desteği ve muhalefet araştırmalarıyla ilgilendiğini belirtiyor.
Beş eski DCI çalışanı Exxon’un uzun süredir DCI’ın en büyük gelir kaynaklarından biri olduğunu söyledi. Eski bir diğer çalışan, petrol devinin düzenli olarak yılda 10 milyon dolardan fazla işi DCI’a yönlendirdiğini açıkladı. Şeffaflıkla ilgili web sitesi OpenSecrets tarafından toplanan kamuya açık verilere göre, Exxon için sadece lobi çalışmaları DCI’ya 2005 ile 2016 yıllarında en az 3 milyar dolar kazandırdı.
#ExxonKnew
2015 yılında Exxon’a çalışan bilim insanlarının onlarca yıldır fosil yakıtların Dünya’yı ısıttığını bildiklerini ve şirketin üst düzey yöneticilerinin aksi yönde açıklamalarda bulunduğu ortaya çıkmıştı.
Exxon yetkilileri neden en büyük cezayı hak ediyor?
ExxonMobil’in Bush döneminde iklimbilimcilere sansürü
O dönem, “ExxonKnew” etiketi altında Greenpeace gibi gruplar yasal işlem çağrısında bulunmuş; dönemin başkan adayı Hillary Clinton da Adalet Bakanlığı’nın firmayı soruşturması gerektiğini çünkü insanları yanılttıklarına dair çok fazla kanıt olduğunu söylemişti.
Kasım 2015’te New York başsavcısı Eric Schneiderman, Exxon’ı soruşturduğunu duyurdu
2018’de açılan davada, şirket avukatları, çalınan Rockefeller toplantısı notunu gerekçe göstererek davanın düşürülmesi gerektiğini savundu. Exxon’un avukatı, Yüksek Mahkeme’de Ekim 2019’daki açılış konuşmasında Schneiderman’ın “enerji şirketlerine yönelik bir gündemi ilerletmek amacıyla aktivistlerle uygunsuz bir şekilde siyasi bir ittifak oluşturduğunu” söyledi. New York, başsavcının Exxon’un iklim değişikliği düzenlemelerinin gerçek maliyetini gizleyerek yatırımcıları dolandırdığını kanıtlayamadığına karar vermesi üzerine davayı kaybetti.
Schneiderman, bir röportajında, sızdırılan belgelerin Exxon’un “siyasi amaçlı bir cadı avı” yürüttüğü yönündeki “temelsiz iddiasını” desteklemek için “büyük bir etkiyle” kullanıldığını söylemişti.
Hacklenen belgeler, Exxon’un Massachusetts ve ABD Virjin Adaları‘ndaki başsavcılara karşı açtığı davaların dosyalarında da yer aldı.
Davaların çoğu devam ediyor. Geçen salı günü petrol şirketlerini veya müttefik grupları iklim değişikliği konusunda halkı aldatmakla suçlayarak dava açan dokuzuncu ABD eyaleti Maine oldu. Pawa, endüstrinin geri püskürtme çabası içinde hacklenen dosyaları kullanmaya da devam ettiğini söyledi.