Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı için, öyle bir yere savruluyor ki, yeri geldiğinde bizlerden gerekli cevabı alacaktır’ dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı‘nın Suriye operasyonuyla ilgili “Barış Pınarı desek de akan su değil, kandır’ sözlerine tepki gösterdi. Akıncı’nın sözlerini, “hadsizlik, haddini bilmemezlik” olarak nitelendiren Erdoğan, katıldığı bir tv programında şunları söyledi:
“Bu tamamiyle bir hadsizliktir, haddini bilmemektir. Şu an itibariyle KKTC’nin devlet olarak mücadelesini bizden başka veren var mı? Yok. Bizden başka mücadele veren olmadığı halde, öyle bir yere savruluyor ki, sabırla yeri geldiğinde bizlerden de gereken cevabı alacaktır”
Akıncı’nın böyle bir açıklamada bulunmaya hakkı olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı, “Oturduğu makam, kendi gücüyle elde edilmiş bir makam değildir. O makam, Türkiye Cumhuriyeti’nin gücüyle verilmiş bir makamdır” diye konuştu ve ekledi: Bunu niye söylüyorum? Çünkü ‘KKTC’ diyen biziz. Bizden başka bunu diyen var mı? Yok! Ne diyorlar, ‘Kıbrıs’ diyorlar. Biz neyin mücadelesini veriyoruz, bu beyefendi neyin mücadelesini veriyor. Eskilerin kalıntılarına oynuyor. İnanıyorum ki, KKTC’deki soydaşlarımız ona da en kısa zamanda cevabını verecektir.
‘Barış Pınarı desek de akan su değil, kandır’
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’nin terör belasından kurtulmasını istediğini belirtirken Ankara’nın Şam’la diyalog kurmasını önermiş ve “Suriye’de kan akmaya devam ederse barışa ulaşmak mümkün olmaz” demişti.
Suriye topraklarının neredeyse onuncu yılına girmekte olan savaşa doyduğuna inandığını söyleyen Akıncı, Türkiye’nin mutlu ve huzurlu geleceğinin Türkü, Kürdü, Arabı ve Türkmeniyle tüm bölge halklarının diyalog içinde inşa edecekleri bir düzenle mümkün olacağına vurgu yaptı. Akıncı tweet dizisinde Türkiye’nin Suriye ve Mısır dahil bölge ülkeleriyle ve AB ile bozulan ilişkilerini düzelterek yeniden tesis etmesini istedi; Türkiye’nin 1974 yılında gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı gibi Barış Pınarı Harekatı’nın da barış kelimesini içermekle birlikte aslında savaş olduğunu vurguladı:
‘‘1974 yılında 27 yaşındayken, faşist Yunan cuntasının neden olduğu Türkiye’nin askeri harekatında ben de her genç Kıbrıslı Türk gibi görev aldım. Lefkoşa’da Dereboyu’ndaki savaşta arkadaşlarım yanımda şehit düştüler; pek çoğumuz gibi ben de savaşın ne demek olduğunu yaşayarak öğrendim. Bu nedenle savaşın acılarını hiçbir toplumun yaşamasını istemem. Türk, Kürt, Arap hiçbir çocuğun burnunun kanamasını arzulayamam. Daha önce de söyledim 1974’te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır. Bu nedenle bir an önce diyalog ve diplomasinin devreye girmesi en büyük dileğimdir’’