Ekoloji ve demokrasi – Metin Yeğin

Bazı kelimeler dokunulmaz oluyorlar. Şehir meydanlarının ortasına dikilmiş koca lider heykelleri gibiler. Ekoloji ve Demokrasi son yılların iki heykeli.

Kütahya’da siyanür barajı çökmek üzere.

Bazı kelimeler dokunulmaz oluyorlar. Şehir meydanlarının ortasına dikilmiş koca lider heykelleri gibiler. Kimse onlara dokunmuyor, seyrederek önünden geçip gidiyorsun ya da çoğu zaman orada olduğunu bile unutuyorsun. Ekoloji ve Demokrasi son yılların iki heykeli. Demokrasi zaten oradaydı aslında. Faşist generaller bile hep demokrasiyi kurtardılar, demokrasi inşa ettiler ve demokrasi korudular. Demokrasi adına ülkeler bombalandı. -Gözümün önünden hiçbir zaman gitmiyor, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılacak bombalarıyla havalanacak uçakların görüntüsü. Üstüne isim yazmışlardı sempatik görünüşlü pilotları. Dünya demokrasisini kurtarmak için görkemle süzülen uçakların altında atıldılar evlerin, sokakların ve tabiî ki insanların üstüne ve eminim ki hepiniz biliyorsunuz ve  hatırlıyorsunuzdur; o atom bombasının patladıktan sonra gökyüzüne yükselme görüntüsünü. İşte o demokrasiydi ve küçük kızlar ve yanan saçları…

Kütahya’da siyanür barajı çökmek üzere.

Şimdi bunun yanına bir de Ekoloji heykeli yerleşti. Nükleer santral yapanlar bile ekolojiyi korumak için yaptıklarından bahsediyorlar. Bürokratlar çevre koruma raporları hazırlıyor ya da bunu nasıl aşabileceklerini düşünüyorlar. Otobanların iki şeridi arasına her sene ölen zavallı çam fidanları diken eski belediye başkanı çıkışlı başbakanlar bile kendilerini çevreci ilan ediyor. Herkes ekoloji yanlısı ama herkes. Plastik ev kaplamacıları yani evlerinizin etrafını kanser kaplayanlar, son soluğunu kesenler ve plastik pencere doğramacıları, ağaç kesmiyoruz diye ekolojistiz diyorlar. Naylon torba üreticileri, plastik yılbaşı çamı mucitleri herkes eko sevici.

Kütahya’da siyanür barajı çökmek üzere.

Çevre bakanları var Ekoloji bekçileri. İşleri böyle krizlerde yalan söylemek. Çernobil patladığında televizyonlarda radyasyonlu çayları içerek poz veriyorlardı. Arkadaşımız Kazım Koyuncu ölürken ve bütün Karadeniz bugün hala kanserden kırılırken çaylarını yudumluyorlardır mutlaka, eğer kendileri de kanserden ölmedilerse. İtidal tavsiye edicileri onlar. Telaşlanmayın sakın bakın ekoloji ve demokrasi dimdik ayakta.

Kütahya’da siyanür barajı çökmek üzere.

Gümüş fiyatları iki katına çıktı. Üretimi artırdık. Ülkemiz gelişiyor. Eti madencilik işletmesi adından belli devlet satmış karsız diye, bak ne güzel kar ediyor şimdi. Daha çok gümüş üreteceğiz. Siyanür derelerimiz, iki koca heykelin, ekoloji ve demokrasinin önünden akıp gidecek. Parlayan cesetlerimiz olacak. Gümüşlenecek bütün Anadolu. Nerede altın madeni savunucuları? Onlar da dahil olsun bu curcunaya. Onlar da karları aşkına siyanüre bulasınlar bütün aziz vatanı. Altın gondollarla, fener alaylarıyla, bin atlı coşkusuyla geçelim heykellerin önünden cehennemin dibine.

Kütahya’da siyanür barajı çökmek üzere.

Ekoloji ve Demokrasi. Kelimeler artık gülünç olmaktan başka bir işe yaramıyor. Bize tahsis edilen köşelerde yazdıklarımız, kürsülerde konuştuklarımız, müsaade ettikleri meydanlarda bağırıp çağırdığımız gösteriler hepsi gülünç.

Kütahya’da siyanür barajı çökmek üzere.

Lorca’nın şiiri vardı; “Ana ana gümüş olmak istiyorum. Gümüş olmak istiyorum. Oğul oğul çok üşürsün sonra. Çok üşürsün sonra.”

Ölüyoruz farkında mısınız?

 

(Bu yazı 12.05.2011’de emekdunyasi.net sitesinde yayınlanmıştır)

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR