ManşetTarım-Gıda

EAT Lancet’in küresel dieti eti 20 ayrı şekilde haksız yere kötülüyor

0

Sustainabledish.com‘da Diana Rodgers tarafından yayınlanan makaleyi Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Nilüfer Ağaç‘ın çevirisi ile yayınlıyoruz.

***

EAT Lancet Komisyonu küresel beslenme çizelgesi için yeni katı bir tavsiye yayınlandı. “Fleksitaryan” beslenmesi günlük yarım onsdan az kırmızı et, günlük 1 onsdan az beyaz et, günlük 1 ons balık, 1/4 ons yumurta ve günlük 9 ons süt (günlük olarak 2 ons peynire eşittir) tavsiye ediyor. (E.N. 1 ons yaklaşık olarak 28 grama eşittir.)

Yarım onsdan küçük olmasının bir anlam ifade edebilmesi için 4 ons sığır etini düşünün. Bu sığır etini 8 parçaya ayırın. Bu sığır etinin 1/8 den daha azını yiyebilirsiniz. Küçük bir ısırık hepsi bu.

Bu demektir ki ortalama bir insan fasulye ve bakliyat tüketimini 3 katına çıkarabilir ve kabuklu yemiş ve tohum alımını da 4 katına çıkarabilir. İşte asıl yenilik EAT Lancet raporunun izin verdiklerinde …

Bu konuda birkaç şey beni rahatsız etti, et ve yumurtadan ziyade şekerden daha fazla kalori almamıza nasıl “izin verdiği “gibi…

EAT Lancet”e göre, 8 çay kaşığı şeker yiyebilirsiniz ancak sadece günlük 1/4 yumurta yiyebilirsiniz.

Palm yağı kendi kategorisine sahip olsa da birçok yerde palm yetiştirilmez, nakliye edilmesi gerekir ve yetiştirme yöntemleri sürdürülebilir değildir… ve biz hala katı yağ yiyemeyiz. Rapor işlenmiş gıdaları azaltmayı tavsiye ederken yağlar ultra işlenmiş ve tahrip edilir tohum yağları salık veriyor.

Sebzelerden ziyade meyvelerden daha çok kalori yememiz söyleniyor
(meyveler , sebzeler kadar besleyici değildir ve metabolik sağlığını iyileştirmek isteyenlere meyveler yardımcı olmayacaktır ) ve günlük 800 kaloriden fazla gerçekten kim işlenmemiş tam tahıl yiyecek ? Amerikan Sağlık Örgütüne teşekkürler , birçok insan şekerli kahvaltı gevreklerini “tam tahıl ” sanıyor.

İnsanlar bunu nasıl yorumlayacaklar? Bir diyetisyen olarak Nutrigrain çubuklarını bir kahvaltı gıdası olmasından ziyade bir kurabiye olduğunu değerlendiriyorum. Ancak insanların, kahvaltı çubukları gibi gıdalarını onların “tam tahıl” iddiaları sebebiyle uygun bir kahvaltı gıdası olarak yorumlayacaklarını düşünüyorum.

Ortalama bir tüketici kahverengi pirinç ve buğday yemiyor, yumurta ve eti yermek, yararından çok zararına sebep olacak. Bir kase mısır gevreği ve süt yedikten sonra sağlıklı insanlardaki kan şekeri seviyesinin (ki öncesinde düşük seviyede iken) diyabet seviyesine arttığını görüyorken, tahıllardan yüzde 60 kalori alınmasının tavsiyesi iyi bir fikir değildir .

Eminim ki gerçek gıda topluluklarının da, benim de, büyük bir sorun gördüğüm yüksek düzeyde tahıl ve yağ alımı hakkında söyleyecekleri farklı konular olacaktır. Dosyayı açmak için söyleyecek çok şey var ve şu anda “daha iyi et”in beslenme ve çevresel yararları üzerine bir film yapıyorum. Bu yayında et karşıtı iddialara değineceğim.

Gerçek gıda topluluğundan başkaları, halihazırda EAT Lancet raporu yazarlarının ardındaki önyargı ve potansiyel çıkar çatışmaları üzerine burada ve burada yazdı. Et yiyenlerin sigara içenler kadar kötü olduğunu ve yemeklerini restoran dışında yemelerinin gerektiğini düşünenler kesinlikle mantığın hüküm sürdüğü bir yerden gelmiyorlar ve bunu beslenme politikalarını içeren kararlarından çıkarılmalılar. Ve EAT lancet makalesi hayvansal gıdanın geçim kaynağı, otlak ekosistemleri, yoksulluğun azaltılması ve beslenme durumu yararları için önemli olduğunu kabul ederken tavsiyesi, “et sağlığınız ve çevre için kötüdür”.

Etin azaltılmasının insanlar ve dünya için yıkıcı sonuçları olabilir.

1-Etin Sizi Öldüreceğine Dair Hiçbir Kanıt Yoktur

EAT Lancet raporu et yemeyi sağlıksızlıkla ilişkilendiren çalışmaları abartıyor. Etin sağlık üzerine etkilerini yeren çalışmalar gerçek durumu değil, ilişkiyi gösteren gözlemsel epidemiolojiye dayanmaktadır. Birçok şey başka birçok şey ile ilişkilidir, bu örnek gibi

Vejetaryenler sağlıklı gıda dükkanlarından alışveriş etmeye, yoga yapmaya, et yiyenler kadar içki içmemeye eğilimlidirler ve genellikle tipik Batı beslenme şekline sahip birisinden daha sağlıklı bir yaşama sahiptirler. Tüm bu yaşam tarzları faktörleri hesaba katıldığında, yeni, geniş kapsamlı bir çalışma “vejetaryenlerin ve vejetaryen olmayanların ölüm oranlarında çarpıcı bir farklılık” olmadığını ortaya çıkarmıştır. Aslında bu çalışma “vejetaryen beslenmenin daha kötü sağlık (yüksek kanser, alerji ve akıl sağlığı rahatsızlık oranları) sağlık hizmetlerine daha fazla ihtiyaç duyulması ve daha düşük yaşam kalitesi ile ilişkili” olduğu sonucuna varmaktadır.

Domuz pastırması – işlenmiş et ile kolon kanseri arasındaki ilişki tümüyle abartılmıştır. İşlenmiş et sebebiyle tek tük görülen kolon kanseri gelişimi istatistiksel olarak anlamsızdır. Günde 2 parça domuz pastırması yiyen bir kişi için kolon kanseri gelişimi riski yüzde 18, ki bu yüksek görülebilir, ancak kolon kanserinin gelişimindeki ortalama risk yüzde 5’tir, domuz pastırması yemek, riskinizi yüzde 6 arttırır. Bu sonuç, kanser riskini yüzde 2360 artıran sigara içmekten oldukça farklıdır .

2-Daha Fazla Proteine İhtiyaç Duyuyoruz

EAT Lancet raporu vücut ağırlığı kg başına 0,8 gr ve alınan toplam kalorilerin yüzde 10’u kadar et almak “yeterli” olduğunu söylüyor ancak çocuklar ve yaşlı insanların daha fazla proteine ihtiyaç duyduğunu ve hayvansal kaynakların protein kaynağı olarak en iyi kaynak olduğunu kabul ediyor.

Gerçek şu ki 0,8 gr / kg minimumdur, çoğu insan için optimum miktar değildir. En fazla doyuran olarak makro beslenme, hayvansal protein en düşük kaloriye sahiptir ve mikrobesinlerin çoğunluğunu karşılar. Birçok çalışma gösteriyor ki büyümekte olan bireyler, metabolik olarak bozuk (bu Amerikalarının yarısıdır), yüksek stres sahibi, kilo vermek isteyen, hastalık ile mücadele eden veya 40 yaşın üzerinde olan birisi için günlük alınması gereken protein miktarını iki katına çıkarması daha iyi sonuçlar ortaya çıkıyor, tüm kalorinin yüzde 20’si veya kg başına 1,6 gr. Protein ihtiyacı üzerine uzun bir paylaşımı burada yazdım ve New York Times’ın da 40 yaş üzerindeki herkesin alması gereken günlük protein miktarının 2 katını almasının gerektiğini yazan bir makalesi mevcuttur.

Verilere göre nüfusumuzun çoğu metabolik olarak bozuktur ve araştırmacılar, artan protein alımının metabolik faydaları olduğunu kabul etmektedir. Bizler günlük kalori alımını azaltmak istiyoruz. Hal böyle ki, bezelye ve fındık yerine daha çok hayvansal protein önermek daha mantıklı oluyor. Fasulye ve fındıktan ihtiyaç duyulan proteini almaya çalışmak bir ton kalori ve karbonhidrat alarak yemeye çalışmaktır.

3-Hayvansal Protein Tohumlu Bitkilerden ve Kabuklu Yemişten Üstündür.

Hem etobur hem otobur olduğumuzdan vücutlarımız hayvansal yağ ve proteinleri sindirebilmektedir ve doğal olarak proteini kolayca parçalayabilmek için asit ve safra üretmekteyiz. Protein vücudumuzun yapı taşlarının oluşumunu sağlar ve hayvansal kaynaklar ideal sağlık için ihtiyacımız olan tüm aminoasitleri tümüyle içeren protein kaynaklarıdır. Biftekteki hem biyolojik olarak en iyi demir kaynağıdır, 4 onsluk sığır eti günlük alınması gereken B12’nin yüzde 95’ini içermektedir ki bu da bitkilerden alamayacağımız bir şeydir.

Demir ve B12, CDC’ye (E.N. Amerika Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri) göre dünya genelindeki en yaygın 2 besin eksikliğidir. Büyüme çağındaki bebeklerde özellikle B12 eksikliği kalıcı beyin hasarlarına sebep olmaktadır ve bu durum vejeteryanlar ve veganlarda da çok yaygındır. EAT Lancet tarafından tavsiye edilen diyet yeterli B12 sağlamıyor ve ilave desteğe ihtiyaç duyuyor. Aslında en çok ihtiyaç duyduğumuz vitamin ve mineraller bitkilerden ziyade hayvansal kaynaklarda bulunuyor. Besin eksikliğine sebep olan bir beslenme küresel nüfusa çevreye duyarlı ve etik olarak nasıl tavsiye edilebilir ?

4 ons pişmiş barbunya ile 4 ons pişmiş dana filetosu sığır etini karşılaştıralım.

4 ons biftekteki (181 kalori) proteinin eşdeğerini alabilmek için 12 ons barbunyaya (neredeyse 1 yarım kilogram) ek olarak 638 kaloriye ve 122 gr karbonhidrat karşılığı olan 1 kase pilav gerekli. Bu tür bir diyetten 100 gr protein alabilmek için ne yememiz gerektiğini düşünün .

Çoğumuz daha fazla kalori ve aşırı karbonhidrat yemek istemediğimizden sığır eti temiz kazanandır. Balık, midye ve hayvansal proteinler kalori, vitamin ve mineral açısından daha üstündür. Metan emisyonundan bahsederken fasulyeler en kolay sindirilebilen gıda olarak pek de itibar görmez – hmm, sihirli meyve? Aşırı tantana sadece rahatsız edici değildir, utandırıcıdır.

Kabuklu yemişlere ne demeli? Bademden 30 gr protein alabilmek için 1 bardaktan fazla doğranmış badem tüketmemiz gerekli ki bu da 850 kalori ve 75 gr yağın üzerindedir.

4-Süt Ürünleri Dünyanın Yarısından Fazlası İçin Sorun Olabilir

EAT Lancet’in tavsiyesi olan günlük 9 ons süt (günlük eşdeğeri 2 ons peynir) tüketimi küresel beslenme tavsiyesi için uygun değildir. Nüfusun yüzde 65’i laktoz intoleransı ile sorun yaşadığı için süt ürünleri bir çok insan için problemlidir. Belli etnik gruplarda yetişkinlerin yüzde 90’ına kadar bir kısım süt ile sorunlar yaşamaktadır. Hormon ve sindirim rahatsızlıklarına, aknelere ve kilo alımına sebep olmaktadır.

5-Hayvansal Tüketimin Azaltılması Besin Yetersizliklerini Arttıracaktır

Kırmızı et, küresel insan beslenmesi için önemlidir ve “kilit mikro besin olarak protein katkısı” yeteri kadar taktir edilmemektedir. Son günlerdeki bir araştırma tüm Birleşik Devletler beslenme programlarından hayvansal ürünleri çıkardığında ne olabileceğini araştırdı. Tüm kaloriler artacak – biz halihazırda yüksek kalori tüketimi ile ilgili sorun yaşıyoruz- ve besin yetersizliği de ayrıca artacaktır. Peki sera gaz emisyonu ne olur? Tüm emisyonlarda yüzde 2.6 sade bir azalma olabilir. Ortaya çıktığı üzere, hayvansal ürünleri kaldırmak Birleşik Devletler nüfusunun besin ihtiyaçlarını karşılamakta aciz kalarak gıda temin zorluğu yaratabilir.

Demir eksikliği en yaygın besin eksikliğidir ve doğurganlık çağındaki kadınlarda ve çocuklarda yaygındır. Çocuklarda gelişim geriliğine ve davranışsal sorunlara sebep olabilir. Tip 2 diyabeti için risk faktörü olan demir eksikliği vejetaryenler için yaygın bir durumdur. Kırmızı ette bulunan hem bitki bazlı demirden iki, üç kat daha iyi emilebilebilir bir demirdir ve emilim ayrıca mevcut demir depolarına da bağlıdır .Yeni Zelanda’da demir eksikliğine bağlı hastaneye başvurma kırmızı et tüketiminin düştüğü son 10 yılda ikiye katlandı. Yeni Zelanda’da vejeteryanlık nerdeyse yüzde 30, et yiyenler, sığır ve kuzu eti tüketimi dramatik olarak düşürürken, tavuk ve domuz eti tüketimi ikiye katladı.

Demir eksikliğinin erken belirtileri yorgunluk , hafif baş ağrısı ve nefes yetersizliğidir. Çocuklarda demir eksikliği oldukça ciddidir ve gelişim bozukluklarına sebep olabilir. EAT Lancet diyetinde tavsiye edilen çeşitli gıdaları gözden geçirdikten sonra özellikle fitik asid gibi demir emilimini engelleyen soya ve fasulyedeki bileşenlerle bir kişinin demir eksikliğini takviye ve destek almadan nasıl üstesinden geleceğini çözemedim.

Yeterli A vitamini alımı EAT Lancet’ın reçetelendirilmiş diyetinin başka bir sorunu. Bitkisel besinler A vitaminin aktif olmayan bir biçimi olan beta keroten içerir. Aktif A vitaminine dönüştürmede oldukça etkisizdir. Nüfusun neredeyse yarısı beta keroteni A vitaminine çevirme oranını yaklaşık yüzde 70 düşüren bir gene sahiptir.

Ayrıca bu diyetin kalsiyum ihtiyaçlarını nasıl karşıladığını da göremiyorum. Bitkisel gıdalarda bilinen kalsiyum, süt ürünleri ve sardalya gibi gıdalarda bulunan kalsiyum kadar biyolojik olarak uygun değil. D vitamini – vegan diyetlerdeki başka bir yetersiz besin – ile beraber düşük kalsiyum, kemik sağlığı için yüksek düzeyde endişe vericidir. Veganlardaki kırık oranları , hayvansal ürün tüketenlere göre yüzde 30 daha fazladır.

Araştırmalar gösteriyor ki et yemeyen bebek bekleyen anneler daha yüksek prematür doğum ve düşük doğum ağırlığı ile karşılaşmaktadır. Etsiz beslenme biçimlerinde dikkat edilmesi gereken diğer besinler glisin, selenyum , metyonin , taurin , keratin ,kolin ve iyottur. İyot eksikliği beyin hasarına ve geri dönülmez zeka geriliğine sebep olmaktadır. Vejetaryen ve vegan nüfus içinde görülen en endişe verici besin eksikliği B12 vitaminidir. B12 eksikliği depresyona, psikoza ve hafif bilişsel bozukluklara sebep olabilir. Yosun, bira mayası ve fermente edilmiş soya gibi bitkisel gıdalar B12 analogları içerir, doğru B12 formunu değil. Bu analoglar doğru B12 formu ihtiyacını arttırır.

Yetersiz beslenmenin halen gerçek bir problem olduğu gelişmekte olan ülkelerde et tüketimini bu en ” düşük” seviyelere azaltımının ciddi sonuçları olacaktır. İnsanların takviyelere ve işlenmiş pahalı vejetaryen burgerlerine erişimleri olmadığından ve sadece arazileri otlayan hayvanlara müsait olduğundan ana besin kaynağı gıdalarını eleyerek yerine tahıl ve fındık koymak sürdürülebilir, sağlıklı ve etik sonuçlar vermekten uzaktır.

EAT Lancet diyetinin bir insan için temel besin ihtiyaçlarını nasıl karşılamadığına dikkat çeken başka bir paylaşım da Zoe Harcombe‘nin sitesinde bulunabilir. Arkadaşım Marty Kendall EAT Lancet diyetinin düşük besin yoğunluğuna dikkat çeken mevcut Birleşik Devletler beslenme kurallarından da kötü olduğunu gösteren bu muhteşem eleştirisini yazdı.

6-Bizim Gıda Sistemimiz Yeterli Sebze ve Meyve Üretmiyor

Son çalışma gösteriyor ki Harvard’ın tavsiye ettiği meyve, sebze ve proteinleri yiyen birisi bile yeteri kadar alamıyor .

“Sonuçlar gösteriyor ki mevcut sistem tahıl, yağ ve şekeri aşırı üretirken meyve ve sebzeleri ve düşük bir seviyede proteini mevcut nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak seviyede üretmiyor.”

Bu yeni beslenme senaryosunda daha fazla gıda israfına sebep oluyoruz, daha az değil. En büyük gıda atıkları tahıl, sebze ve meyve, et değil. Diyabet ve iltihaplanmaya sebep olan, besin değeri düşük, raf ömürlü şeker, tahıl ve endüstriyel tohum yağlarını insan besini olarak üretmekte olduğumuz gerçeği ile yüzleşelim.

7-Sığır Eti Gıda Sisteminin Protein Katkısıdır

Sığırların tükettiğinin yüzde 90’ı insanlar tarafından yenilemez çünkü otladıkları arazi biçilemez. Sığırlar gıda zincirine onlarsız olmasından daha çok protein oluştururlar. Daha çok aşağıdaki çevresel bölümler üzerine konuşuyorum, sığır gibi geviş getiren hayvanlar aslında bizim yiyemediğimiz ve proteine çeviremediğimiz arazimizin olanaklarını genişletmektedir. Aslında onlar besin açısından zayıf olanı yoğun olana “dönüşümü”nü sağlıyorlar. Büyüyen nüfusu beslemek istiyorsak mısır gibi ürünlerin yetişmediği hassas, kayalıklı dik arazilerden yararlanmaya ihtiyacımız var. Onu yiyebilen hayvanlar ile böyle arazileri biçmez isek araziyi gıda için kullanabilme kapasitemizi kaybederiz ve arazi de acı çekecektir. Ana akım diyaloğuna karşıt olarak sığır etinden vazgeçmek açlıkla mücadele etmek için tonla ekstra gıda ortaya çıkarmayacaktır. Sığırların yüzde 90’ın tükettikleri insanlar için yenilenebilir değildir. #yes2meat

8-Ultra İşlenmiş Gıda Problemdir

Eğer bir beslenme programına inanmak istiyorsak o kesinlikle kırmızı et olan olmuyor, bugünkü tüketimimiz (Birleşik Devletlerde günlük 2 ons’tan az) 1970’lerde olduğundan daha az. Daha fazla ne tüketiyoruz dersek, rafine yağlar ve yoğun işleme tabi tutulmuş tahıllar. Belki de odaklanmamız gereken de budur.

Aşırı kilolu, tip 2 diyabet gibi metabolik sendromu olan insanlar için ihtiyacımız olan daha az kalori ve karbonhidrat ihtiva eden proteindir, temel olarak un, mısır, fasulye ve pirincin tam tersi. Protein en iyi kaynağı hayvanlardır. Hayvan karkası daha fazla besin yoğunluğu, biyolojik olarak uygun komple bir proteindir ve gram başına bitkilerden daha az kalori içerir. Burada bunun üzerine daha fazla okuyunuz.

9-Tarım Arazilerinin Tamamı Ekilemez

EAT Lancet arazilerinin tamamının işlenemeyeceğini gerçeğini göz ardı ediyor. Hayvanları uzaklıştırsanız dahi orada direkt mercimek ve lahana yetiştiremezsiniz. Birleşik Devletlerde bitişik arazinin yüzde 40’ı otlak ve mera olup kayalıklı, dik ya da ekime müsait olmayacak kadar kuraktır – şu an arazi sığırları besliyor ve protein dönüşümünü destekliyor. Sığırların yüzde 90’ı insanların yiyemediği yem ve bitki atıklarını yiyor. Endüstriyel olarak yetiştirilen tavuklar ekili arazilerde yetişen tahılları yediğinden sığırların yüzde 85’i mahsul yetiştirmek için kullanılmayan arazilerde otluyor .

10-Sığır Mahsul Artığımı Biçebilir


Başka hangi mucizevi gıda, “gıda artığını”, gübre oluştururken proteine çevirebilir? Eğer bu tarlada otlanılmasaydı bir şekilde çürümeye başladıklarında mısır sapları zaten sera gazları yayacaktır. Sığır çiftliği sahipleri hasat edilen buğday ve diğer ürün tarlalarını otlatarak temizliyor. “Silvopasture” denilen teknik ile çiftlik sahipleri yenilenebilir meyve ve kabuklu yemiş ağaçlarının arasında sığır ve keçileri otlatıyor. Yaşadığım çiftlikte koyunlar brokoli tarlalarını temizlemeyi seviyor ve brokoli artıkları ete ve yüne dönüşüyor. Domuzlar elma bahçelerinde otlayarak düşen elmaları domuz pastırmasına dönüştürüyor. Hayvanlar otlara bakım yaparak fırçalıyor, toprağın bereketini su tutma kapasitesini geliştiriyor ve yeni bir alan işgal etmeden et üretiyor.

11-Sığırlara Karşı ileri Sürülen İddialar Şişirilmiş Bir Balondur.

Genel olarak sığırlara karşı atfedilen metan emisyon tartışmaları da şişirilmiş bir balondur. Birleşik Devletler Çevre Koruma Ajansına göre, sığırların sebep olduğu sera gazları Birleşik Devletlerdeki emisyonun sadece yüzde 2’sidir. Buna karşılık, Birleşik Devletlerde emisyonun yüzde 27 sinin sebebi olan taşımacılık sera gazı emisyonunu azaltmak için daha etkili bir fırsat olarak görünüyor. Hayvan tarımında sera gaz emisyonunda uzman olan Frank Mitloehner ile gerçek problemin sera gazı emisyonlarının dönemleri olduğu ve sığır kaynaklı metan emisyonunun neden abartıldığı ile ilgili bir ses kaydı yayınladım. Ek olarak, geviş getiren hayvanların besin dönüşümünde nasıl etkili olduğunu tartışıyor.

12-İyi Yönetilen Çiftlik ,Karbonu Ayırabilir

Çiftlik, iyi yönetildiği zaman iklim çözümünün bir parçası olabilir. Michigan Eyaletinden, Midwestern USA da sığır eti bitirme sistemleri toprak karbonunun hayat döngüsünde sera gazlarından ayırmanın etkileri isimli yeni bir çalışma geldi. Araştırmacılar 4 yıl boyunca karbon ayrışmasını takip ettiler. Her ne kadar besi ünitesi sistemi daha az emisyon üretse de (sığırların gaz çıkarma dönemlerinde) tüm hayat döngüsü sistemine bakıldığında otlakta iyi yönetilen bir sığır (sık sık otlağa bırakıldıklarında) net bir karbon yutağı oluşturdu. Emisyon, zeminde ayrışan karbon miktarı ile tümüyle dengelendi ve sadece küçük bir miktar karbon değil, kayda değer bir miktar idi.

13-Geviş Getiren Hayvanların Otlaması Biyoçeşitliliğe ve Ekolojik Pazarları Geliştirir.

Üzerinde tarım yapamadığımız arazilerde sığırların otlaması ile bizim yiyemediğimiz gıdanın yüksek kalite proteine ve mikrobesinlere dönüşmesi bana büyük bir kazanç gibi görünüyor. Ayrıca iyi yönetilen bir çiftlik, düşen yağışın daha efektif olduğu ve biyoçeşitliliğin sağlandığı arazide arazinin su tutma kapasitesinin gelişmesini de sağlıyor. Bu neden önemli? Ekosistem ne kadar çeşitli ise elastikiyeti de o kadar oluyor. Daha fazla çeşide ihtiyacımız var, daha azına değil. Ürün yetiştirmek için en küçük santimetresi bile kimyasal kullanarak böcek ve yabani otları yok ettiğimizde, toprağın dengesini de bozuyoruz. Hayvanlar olmadan gıda sistemimiz temel olarak sağlıksız, sürdürülemez ve gitmemiz gereken yönün tersidir. Daha fazla iyileştirici tarıma ihtiyacımız var, bu da otlayan hayvanları içeriyor.

14-Et Vergisi Kötü Bir Fikir

Ayrıca eminim ki uzmanlar da farkındadır, et vergisi temel olarak fakirlerin üzerinde bir vergidir. Geçen hafta sonu bir dükkana gittim ve sıramda önümdekinin ürünlerinin hızlı bir fotoğrafını çektim. Müşteri soda, kurabiye, kek, çörek, şarküteri eti ve domuz pastırması almıştı. Bir diyetisyen olarak aldığı en sağlıklı ürünler, domuz pastırması ve şarküteri eti idi. Obezitemiz ve şeker hastalığı salgını için gerçekçi olalım.

Düşünüyor musunuz ki bu kişi yakın zamanda beslenme programını sağlıklı gıda, işlenmiş tahıl ve soya peyniri ile değiştirsin.Üstelik pişirip ocak kullanır mı? Bu gıdanın kendisine neler yapacağını biliyor mu? Uzun vadede öncelik sıralamasında ne olacak ya da belki de daha sağlıklı bir hayat için başka problemleri olacak ?

Birçok insan daha ucuz ve daha kolay hazırlandığı için taze etten ziyade işlenmiş et satın alıyor. Sınırlı bütçesi ve gıda güvensizliği olan bu kişiler için işlenmiş et üzerine vergi, taze et üzerine daha fazla harcama yapmalarına sebep olamayacak, market harcamaları daha çok ultra işlenmiş gıdalara kayacak. Ucuz ve besin değeri düşük gıdaların tadı gerçekten güzel. Bağımlılık yapıyor ve ulaşılabilir “sadece 1 tane yiyemeyeceğimizden”emin olan laboratuvarlarda çalışan gerçekten akıllı insanlar varken, daha sağlıklı olmak yapılacaklar listemizin en üstünde olmadığından yeme alışkanlıklarımızı değiştirme ciddi bir meydan okuma olabilir.

Kötü gıda seçimleri yapanları cezalandırmak yerine, neden sorunun kaynağından başlamıyoruz? Ucuz , besin değeri düşük gıdaların üretimini destekleyen sübvansiyonları kaldırmaya ne dersiniz?

15-Birçok İnsan Çiftlik Hayvancılığına Bağlıdır

Sığır Etini Savunma adlı kitabında Nicolette Hahn Niman gelişmekte olan ülkelerde yerli hayvanların besin ve gıda güvenliğinde büyük önemi olduğu fikrine işaret ediyor. Birçok fakir insan çiftlik hayvancılığına bağlı, hayvanları gıda sisteminden çıkarmak açlık ve yoksulluğu arttırarak birçok insanı devletin gıda yardımına muhtaç bırakacak. Nicolette’nin yazdığına göre “aralıklı , mevsimsel , çabuk bozulan ürünler üreten mahsul tarımına karşıt çiftlik hayvancılığı kısa ve uzun zaman periyotlarında ihtiyaç duyulduğunda gıda ve paraya dönüşebilen önemli bir değerdir.”

Mahsul tarımcılığı kayalıksız, iyi toprağa, istikrarlı yağış ve sulamaya ihtiyaç duyduğundan ve sadece belli bir zamanda hasat edilebildiğinden gıda kaynağı olarak daha az güvenilirdir. Ayrıca hayvanlar yer de değiştirebilir, kendi arazisine sahip olmayan birisi için bunun nasıl önemli olduğunu düşünün. Tarıma göre daha az özen ve kaynağa ihtiyaç duyarlar ve kendi kendilerine çoğalabilirler. (Monsanto’dan tohum almaya ihtiyaç duymazlar!)

Çiftlik hayvancılığı gelişmekte olan ülkelerde gıda güvenliği sağlar #yes2meat

16-Kimseyi Bizim Tarzımızda Yemeye Mecbur Etme Hakkımız Yoktur

Bireysel beslenme felsefeniz her ne olursa olsun insanların yeme şekilleri üzerine kanun koyamazsınız. Her şeyden önce, bu işlemez. İnsanlar yemek istediklerini yiyeceklerdir. İşlenmiş gıdaların tadı güzeldir ve birçok insan vazgeçmeyecektir .

Ayrıca insanları kendi kültürüne özgü olmayan kendi bölgesinden olmayan gıda yemelerine zorlamanın etik olmadığını düşünüyorum. Bir grup ayrıcalıklı, zengin, beyaz ince insanın küresel beslenme şekli ortaya koyma fikri saçmalık. Aşağıda her şeyi ne kadar yanlış anladığımızı gösteren güzel bir örnek ..

Nunavik’i anlatmalıyız, yabani ete dayalı bir nüfus (muzlara değil) olduğundan geleneksel gıdaları “kırmızı” kategorisinde ve doymuş yağ oranı yüksek olduğundan kalp hastalıklarına mı sebep olacaktır? Aslında teşvik edilen gıdalar muz, portakal suyu, karpuz, 6-8 dilim ekmek gibi tahıllı ürün, pirinç ve işlenmiş tahıl. Peki bu nasıl ?

Instagram sayfamda yakın zamanda bir vegan ile Los Angeles’daki lokantaların vegan giriş yemekleri sunması konusunda teklif edilen bir yasa tasarısının güzel bir fikir olduğunu tartıştık. Özel sektörün onun tercihlerini dikkate alması için kanuni yaptırım uygunlanması gerekliliğini düşünüyor. Vegan olmanın anaflaktik fındık alerjisine sahip olmaktan daha ciddi olduğunu savunuyor ve dışarda yemek yerken kanunun hayvansız yemek bulabilmesi için tek yol olduğunu düşünüyor. Bu ben merkezcilik düzeyi nasıl? Kişisel olarak çölyak hastalığına sahibim, lokantaların bana hitap etmesini bekleyemem. Eğer yaparlarsa, harika, kısıtlamalarıma hitap etmeleri için kanun tarafından zorlanmaların etik olduğunu düşünmüyorum. Dışarıda belli gıdalara maruz kaldıklarında ölecek insanlar var ancak halen lokantaların fındıksız, glutensiz, ya da başka bir özel diyete zorlayacak bir kanun yok. Vegan diyeti için neden özel bir kanun olsun? Bir kişinin belli bir şekilde yemek yemeyi seçmesi üzerine bir sorunum yok ancak bunun kanunla karşılanması için diğerlerinden talepkar olunması konusunda kesinlikle sorunum olur.

EAT Lancet beslenme tavsiyeleri küresel olarak et-fobik beslenme ideolojisini dayatıyor ve bu düşüncelerini (zayıf bilimsel verilere dayalı) devlet politikaları ile uygulamaya geçirmeye çalışıyor .

17-Herkes , Etten Daha fazla Emisyona Sahip , Taze Ürünlere Ulaşamıyor

Taze ürünler, yıl boyunca tüm bölgelerde yetişmiyor, herkese de kalori, para, mikrobesin olarak da uygun değil ve etten daha pahalı. Ohh ve marul domuz pastırmasından 3 kat fazla sera gazı salımına sahip, meyve kalori başına en fazla su ve enerji taşıyor. EAT Lancet raporunda buna dikkat çekildiğini görmedim.

18- Beslenme Tarzımızı Geliştirmenin Başka Yolları Var

Gerçek şu ki , beslenme üzerine çok da bir şey bilmiyoruz ancak kesinlikle epidemilojiye dayalı küresel beslenme politikaları belirlenemez. Neden bölgenin iklim koşullarına uygun üretilen, yüzyıllar boyunca geliştirilen geleneksel gıdalarımızı hesaba katmıyoruz ve gıdayı saklamıyoruz ?

İnsan beslenmesi üzerine ne kadar az biliyoruz. İşlenmiş gıdalar genel olarak besin değeri düşük ve insanların yemek evrimleştiği şeyler değil. Tam olarak buradan, insanların evinde yemek pişirmesini ve yemek olarak daha az ultra işlenmiş gıda yemeklerini desteklemeye başlamaya ne dersiniz?

Brazilya’nın rehberine benzer genel bir benzeri benimsemeye ne dersiniz ?

1-Beslenmenizin temelinde doğal ya da minimum düzeyde işlenmiş gıda olsun

2-Çeşnilendirme ve pişirmede küçük tutarda yağ , tuz ve şeker kullanın .

3-İşlenmiş gıda tüketimini sınırlayın. (ekmek ve konserve meyve gibi)

4-Ultra işlenmiş gıda tüketiminden uzak durun (şekerli içecekler , şekerleme cips gibi)

5-Düzenli ve dikkatli olarak uygun çevrede yemek yiyin , iş yerinizde ne zaman mümkün ise

6-Doğan ve minimum işlenmiş gıda çeşidi satan yerlerden alışveriş edin.

7-Pişirme becerilerinizi geliştirin , tecrübe edin ve paylaşın .

8-Hayatınızda yemek yapmak ve yemek için zamanınızı planlayın .

9-Ev dışında taze pişmiş yemekleri servis edebilen yerleri tercih edin.

10-Gıda reklamlarında ve marketde dikkatli olun.

EAT Lancet küresel beslenme tavsiyelerinde tümüyle farklı birçok farklı beslenme şekilleri de tip 2 diyabete dönüşebilir. Klinik deneyler gösteriyor ki yüksek yağ, ortalama protein, düşük karbon (ketojenik) diyetteki diyabet azalması EAT Lancet’in tavsiye ettiğinden daha fazla hayvansal ürün içeriyor. Ketojenik beslenmenin küresel beslenme çözümü olabileceğini düşünmediğimden, Virta çalışmaları gösteriyor ki tüm insanlar için tek bir beslenme şekli olmaz ve eğer tip 2 diyabet krizini çözmek istiyor isek alışagelmişin dışında düşünmeliyiz. Geleneksel olarak makrobesin porsiyonları çeşitli olduğu yerlerde insanlar sağlıklı bir hayat sürüyorlar, ne zaman ki modern, ultra işlenmiş gıdalar hayatımıza girdi çarkların dönüşü bozuldu .

19-Karbon Ayak İzi Azaltmanın Başka Efektif Yolları Var

Bireylerin karbon izlerini azaltmak için yapabilecekleri nelerdir? Son yapılan meta analizine göre 1 çocuk az sahip olmak (endüstriyel toplumlarda) arabasız yaşam, trans Atlantik uçuş yapmamak ve temiz enerji kullanımının karbon ayak izimiz üzerine beslenme tercihinizden daha büyük etkisi olacaktır .

20-Kırmızı Et Haksızca Günah Keçisi Haline Geldi

Frederic Leroy, iklim değişimi ve bozulan sağlığımızın stresi sebebi ile kırmızı etin günah keçisi haline geldiğine inanıyor ve ben de tümüyle katılıyorum. Tüm sağlık koşulları ve ekolojik bölgeler için tek bir insan beslenme şekli yoktur ve birini tüm dünya için buyurmak saçmadır. Zaman sahip olduğumuz kanıtları inceleme, bilmediklerimizi kabul etme, eti küresel ısınma ve modern hastalıkların sebebi olarak hedef göstermeyi bırakma zamanıdır. Net olarak bizim gıda üretim sistemimizle sorunumuz var. (hem tarım hem de endüstriyel et üretme sisteminde) 60 yıldan daha az sürede geldiğimiz tarım toprağının bozulması oranıyla ( iyi yönetilen hayvan kullanımı da içerecek şekilde) toprağın sağlığına odaklanmamız kritik hale geldi. Ürettiğimiz gıdayı nasıl ürettiğimizi geliştirmemiz ve ürettiğimize odaklanmaktan daha efektif olacaktır .

Kırmızı et sağlıksız ve çevre için kötü olduğuna dair haksız yere yerilmektedir . #yes2meat

.

Makalenin İngilizce Orijinali

Yazar: Diana Rodgers

Yeşil Gazete için çeviren: Nilüfer Ağaç

.

(Yeşil Gazete, Sustainabledish)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.