Kültür-SanatManşet

Durmak yok, yasaklamaya devam!

0

Ülke olarak çok zor bir dönemden geçiyoruz! Siyaseten atılan her adımın, her açıklamanın zamanlaması manidar olarak kabul ediliyor! Tam bir kavram karmaşası yaşıyoruz. Artık hiçbir ayakkabı kutusu, sadece bir kutu olarak algılanmıyor. Öyle ki %50’nin oyunu alan, onları evlerinde zor tuttuğunu şiar edinmiş bir iktidar partisi ülkeyi yönetiyor. Ülkenin en müslüman, en özgürlükçü en ilerici partisi olduğunu söylemekten çekinmiyor. İstanbul belediye başkanlığı döneminde bu şehrin “hem belediye başkanı hem de imamıyım” deme hakkını gören bir başbakanımız var. O şimdi ülkenin imamı oldu. Her fetvasında kendine benzemeyen bireylerin yaşantısına laf etmekten kendini alamayan bir başbakan. Her kadının bedeninde söz hakkı olduğunu ifade eden, bir ailenin kaç çocuk yapmasını gerektiği konusunda direktifler veren “ hepsi bir arada (all in one)” bir başbakanımız ve bu düşünce yapısının nüfuz ettiği muhafazakar bir iktidar partisi tarafından yönetiliyoruz.

75269-nymphoposter

“Biz iyi biliriz” mantığı

Son olarak Lars Von Trier’in ‘Nymphomaniac’ adlı filminin reyting kaygısı nedeniyle vizyona girmesinin yasaklandığı açıklandı. Bu karara şaşırmamak lazım. Sonuçta bizi yönetenler yatak odamızdan başlayarak hayatımızın her anına müdahale hakkını kendinde görebiliyor.

Birkaç yıl önce Chuck Palahniuk’un ‘Ölüm Pornosu’ adlı kitabının Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından yasaklanması ve kitabın çevirisini yapan Funda Uncu’nun emniyete çağırılıp, ifade vermesini bir korku filmi izliyormuşçasına tanıklık ettik. Ülke gençlerinin ne okuyup, ne izleyeceğini karar vermek isteyen bir yönetim anlayışı hakim.
Televizyonda bira demenin bile yasak olduğu müslüman bir gençlik yetiştirme telaşında olan bir ülkeyiz. Edep, haya konusunda bize yol gösteren bizim yoldan çıkmamızı engelleyen bir devlet yönetimimiz var.

Yasaklar cenneti

Mantık çerçevesi içinde hareket edilmek istense 14 Mart’ta ilk bölümü vizyona girmesi planlanan Lars von Trier’in ‘Nymphomaniac‘ filminin  gösterime gireceği şehir ve salon sayısı bir elin parmakları geçmez. Bağımsız filmlerin çok az kopya ile gösterime girdiğini biliyoruz. Film hakkında bir yasaklama olmasaydı ve vizyona girseydi filmin izlenme oranı gerçek anlamda düşük olacakken, şimdi bu yasaklama ile izlemeyecek olan insanlar bile “yasaklanmış ne olabilir” düşüncesi ile izleme isteği duyacaklar. Halbuki normal şartlarda gösterilecek salon bulması, yoğun bir izleyici kitlesi bulması olanaksız olan bir film şimdi “izlenmek istenen” bir film konumuna geldi. Vizyonda yasaklanması Nymphomaniac filminin farklı yollardan izlenemeyeceği anlamına geldiğini yetkililer de biliyordur. (Acaba amaç izleyiciyi korsana teşvik etmek mi?)

İnternete getirilen kısıtlama ile bu filmin korsan yollarla dağıtılmasına engel olamayacakları aşikar. Bu yasaklama kararından sonra filme daha fazla ilgi duyulacağı kesin. Geçmişte çimlere basmanın, açık havada öpüşmenin yasak olduğu bir toplumdan, yaşamının her alanına yasak getirilen bir topluma evriliyoruz. Yasakçı bir anlayışa tahammül etmek gerçekten zor. Yaşayarak bu yasakçılığın, toplumsal dayatmacılığın nerelere varabileceğini gözlemleme şansımız olacak. Tabii ki doğanın gereği, her yasak ve dayatma zamanla yok olup gidecektir.

Muhittin Kurban

You may also like

Comments

Comments are closed.