Hafta SonuManşet

Dumanlıdağ’da TATUTA deneyimi: İmece Evi – Büşra Akman

0
İmece Evi'nin gönüllüleri Büşra ve Burak. Foto: İsmail Yenigün

*Yanlış yola sapıp kaybolduğum için akşam vakti karanlık çöktüğünde çiftliğe vardım; ancak uyandığımda nerede olduğumu görebildim. Yolda kaybolup yağmur çamur battığımda gökkuşağına rastlayıp, ne çok yoruldum ama ne çok mutlu oldum diye düşündüm. Ertesi sabah etrafı görünce esaslıca bir memnuniyet duydum, iyi ki gelmişim dedim. Öyle güzel vadiler, tepeler, kırlar, bir yanda meşe bir yanda çam ormanı görünce Ankara’dan kalkıp giden ben, bozkırların ardından Dumanlıdağ’da, sanki bir rüyaya bakıyordum.

Neden TATUTA?

Ekolojik bir yaşam deneyiminin herkesin kabul edeceği bir tanımı yok. Şehirden kırsala göçen orta-üst sınıf insanları gözlemleyerek çevre ve insan ilişkisinin dönüşümleri üzerine çalışıyorum. Gözlemlerimde ekoloji, -uygulamalara çok hakim biri olmayarak daha çok öğrenme ve paylaşma isteğiyle yaklaşıyorum- insan ilişkileri, iş bölümü, dayanışma, cinsiyetçilik, teknoloji kullanımı yer alıyor. Her yerleşimi kendi özelinde değerlendirmeye gayret ediyorum.

TATUTA’da gönüllülerden çok fazla yorum gelmiyor, çoğunda yalnızca projeyi yürüten Berkay Atik’in yorumları var. Ne zaman kimler gidiyor, kim memnun kalıyor, neler yaşıyorlar, bunun üzerine yazılı çizili bir şey bulmak pek mümkün değil. Deneyim paylaşımının önemli olduğunu düşündüğüm bu projedeki en eksik ve en göze çarpan unsur bence budur. Bir de muhatabının kim olduğu bilinmeyen sorunlar var. Çiftlikte yaşayanlar, gönüllüler, yarı gönüllüler, konuklar var ancak hepsinden geri dönüş alınmıyor. Bu yüzden, deneyimlerimi paylaşmak üzere yazıyorum.

TATUTA çiftliklerinden gönüllü olarak ilk gittiğim yer Flora Akdeniz Bahçesi’nde doğaya ve insanlara uyumlanmanın hevesiyle her bir evren parçasıyla tanışma tutkusuna kapıldım. Bana kattığı farkındalıkla, paylaşma enerjisiyle yola koyuldum.TATUTA çiftliklerinde bir sonraki durağım da İmece Evi oldu.

İmece Evi'nin gönüllüleri Büşra ve Burak. Foto: İsmail Yenigün

İmece Evi’nin gönüllüleri Büşra ve Burak. Foto: İsmail Yenigün

İmece Evi, Dumanlıdağ’ın yakınlarında İzmir Menemen’in Turgutlar Köyü’nde ve buranın harika bir doğası var. İmece Evi’nin sayfasında[1] ulaşım, ziyaret, etkinlikler gibi birçok bilgiye ulaşmak mümkün ancak TATUTA üzerinden yaptığım başvuru ve sonrasındaki mailleşme sürecinde bu sayfadan haberdar değildim. Ulaşım, konum, barınma gibi bilgileri maille sordum, öğrendim.

Ulaşım

Ulaşım için, İzmir’den İzban banliyö hattıyla Menemen’e gelip oradan Çukurköy minibüslerine binmek gerekiyor.  Çukurköy’de inerseniz de 7 km yol var ya da vadi içinden kısa bir yoldan giderseniz 4,5-5 km yürünüyor.

Ben kestirme yolla ulaşmayı tercih ettim, maddi olarak minibüs ücreti beni zorlardı. Hava yağmurluydu ve güneş batmak üzereydi. Menemen’den minibüs 13.30, 15.30 ve 16.30’da hareket ettiğini bilmiyordum ve 15.30’dakine binebildim ve geç oldu. Takip ettiğim yolda kömürcülerin çadırlarına ulaştım, yanlış yola gittiğimi onlar söyledi ve geri dönmek zorunda kaldım. Toplamda 4 km kadar yürüdüm, sonra da hava kararmaya başladı. Çukurköy’e dönüp rastladığım ilk kişiye durumu anlattım, biraz rica ve minnetten sonra birilerini aradı ve beni araçla Turgutlu’ya kadar bıraktılar. Minibüste ve arabadaki sohbetlerden yola çıkarak İsmail’in çok sevildiğini, İmece Evi’ne ne kadar çok kişinin gelip gittiğini, buna hayran olunduğunu anladım.

*

İmece hali

İmece’de şu an 3 kişi yaşıyor: Burak, Reyhan ve İsmail. Burak ben geldiğimde iki haftadır orada kalıyordu, neredeyse tamamen uyumlanmıştı.

33 imece evi

İmece’nin bulunduğu alan nefis, güneşin doğuşu batışı ayrı güzellikler yaratan yemyeşil bir vadiye bakıyorsunuz

İmece’nin bulunduğu alan nefis, güneşin doğuşu batışı ayrı güzellikler yaratan yemyeşil bir vadiye bakıyorsunuz ve gerçekten çok geniş bir alan. Karanlık ay gününde siesta zamanını bir güne yaydık, sadece vadinin etrafında güneşi takip ederek geçirdim. (: Yerleşkesi de şöyle, saman evler, taş ev ve ilk yapılan şu an ortak alan olarak kullanılan ev var. İlk ev yani ortak alan olarak kullandığımız yerde, sera ve atölye de var. Havanın kapalı olduğu zamanda burada ekim-dikim yaptık. Biraz tadilata ihtiyacı var, saman evler gibi. Saman evlerin bir odası kullanılıyor, cumbalı oda. Ben çok soğuk olmadığı zamanlarda orada kalmayı tercih ettim. İmece deyimiyle “vitrin”. O odada uyanması, kitap okuması, uyuması, etrafı izlemesi ayrı keyifti. Diğer bir evde de İsmail ve Reyhan kalıyor. Güneşten yararlanmak açısından, evlerin doğrudan güneşe göre konumlanmamış olmasına içten üzüldüm. Güneş yalnızca beni sağladığı enerjiyle değil de varlığıyla da etkilediği için. Doğadan nasıl faydalanılmaz, öyle bir yerde ışık nasıl parıldamaz her yerde diye düşündüm.

İmece’de, tatlı dostlarımız da var: köpekler Cacık ve Bulut; kediler Kerem, Aslı ve Çıtır , tavuklar ve ördekler…

Enerji

Oortak alan olarak kullanılan İmece Evinde sera ve atölye de var

Oortak alan olarak kullanılan İmece Evinde sera ve atölye de var

İmece’de elektrik üretimi için iki ayrı güneş paneli var, biri İsmail ve Reyhan’ın evi, diğeri ortak ev için. Gittiğim günlerde hava yağışlı olduğundan güneşten yararlanamadık ve sadece aydınlatma için çok düşük voltlu ampuller bile zor yandı.

Aydınlatma için atık yağlardan yaptığımız kandili kullandım, çok da güzel oldu. Yalnızca telefonumu şarj etmek için elektriğe ihtiyaç duydum. Böyle durumlarda da, bir gönüllünün köydeki eve çamaşır yıkama ve şarj için gittiğinde enerji sağlayabildik. Pilli radyo vardı bir de, sabah ve akşam Nihat’ın Sivrisinek programını dinliyorduk gün içinde. (şarjı idare ediyordu) Sıcak su ve ısınma, yemek pişirme açısından da kuzine şahaneydi. Ocağın altını açmaya alışık olmaktan biraz daha odun atarak ateşi büyütmeye geçiş yaptım. Çocukluğumu geçirdiğim sobalı evi anımsattı: Kül, ocakta kaynayan çaydanlık ve su.

İmece’de günlük işler

Saman Ev

Saman Ev

Günlük yaşamları sayfalarında da belirtildiği gibi sabah kahvaltısı, günlük iş dağılımı, öğle arası, çalışma ya da dinlenme, akşam yemeği, gün sonu şeklinde geçiyor.

Günlük işler yakacak odun toplama, toprak işleri ve mutfak üzerineydi. Ay takvimine göre meyve, ağaç tohumları dikildi. Ormandan ve serada birikmiş topraklar saksılara pay edilip tohumlar atıldı, bostanda yer bulundu, dikilecek alanlar otlardan temizlendi ve dikim yapıldı. Tohumların nasıl dikildiğini, toprağın ne istediğini anlattılar bana. Çok keyifliydi toprağa dokunmak, yağmur yağarken vadiye inen ve içinden geçilen sisle birlikte. (Tohumlara can ulaşmıştır umuyorum.)

Yazın kuruttukları üzümleri ayıklarken, neler yapılabilir, nasıl değerlendirilebilir onunla ilgilendik. Üzüm çekirdeği kahvesi yaptık, kınayla birlikte kaynayan üzüm posasının renk verip vermeyeceğini denedik. Çekirdekleri üzümlerden ayıkladık. Elde olanı değerlendirmek, neler olabileceğini düşünmek hepimize ilham verdi. Bu kadar küçük dokunuşlarla maddenin dönüşümünü izledim. Doğada yaşamın kadirşinaslığı diye düşündüm.

Yemek işlerinde gönüllülük esastı. Geldiğim zamandan itibaren mutfak açıktı, çok rahat ettim, yapmak istediğim yemekleri yaptım. Ekmek yapmayı öğrenmek istediğimi söyledim, orada ilk ekmeğimi yaptım. İlk geldiğim anda açık mutfakla karşılanmak beni çok mutlu etti, bir parçası olduğumu hissettim bu da oraya adapte olmama çok yardımcı oldu. Kuzine pişen yemeğin tadı çok ayrı, İmece’yle birlikte sarımsağın kullanım alanı genişledi, yemekler de imece fikirlerle birleşti, yeni tatlarla buluştum.

Burak’ın ve benim eli bolluğumla sineğin yağı[2]nı biraz kaçırdık, Reyhan’ın hatırlatmalarıyla sonrasında daha iyi olduğumuzu düşünüyorum.

Bulaşık da tam tersine gönülsüzlüktü; çoğunlukla “gönüllü olarak” Burak’la ben arasında döndü diyebilirim. Kendi bulaşığın ve ortak bulaşığın bir kısmı şeklinde paylaşım uygulanamadı. Daha temiz ve düzenli olması açısından her gün için bir kişi seçtik. Burak’la ben aramızda birer öğün şeklinde paslaşarak sıralarımızı geçirdik.

İmece kafası ve ilişkileri

Permakültür iyi hamaktan geçermiş

Permakültür iyi hamaktan geçermiş

Kadın-erkek ilişkileri ve iş bölümü konusunda yorum yapacak kadar uzun zaman geçirmedim, eş olarak ne kadar uyumlular bilmiyorum, rolleriyle ilgili sorun yaşayıp yaşamadıklarını… Kadın evde mi  erkek dışarıda mı, teknoloji erkeğin mi kadının mı elinde gibi verilerin kişisellik barındırdığı için anlamsız olacağını düşünüyorum. Anlamlı istatistik üretebilecek imkana ulaştığımda analiz edeceğim.

Gönüllüler açısından  bir kadın bir erkektik, o açıdan değerlendirebilirim. Burak’la odun topladığımızda o daha çok taşıdı, ben daha az taşıdım. Mutfak işlerinde birlikteydik. Bu açıdan iş bölümü konusunda bir ayrım yoktu, işi beraber yapıyorduk. Ayrıca, daha önce odun toplama gibi fiziksel güç gerektiren işler yapmamıştım, daha uzun dönemde  fark kalmayabilirdi.

Gönüllülük deneyimim:

Güzel doğayı yaşayan insanlarla birlikte kalmaya gittiğimde, doğanın insana kattığı güzelliği, dinginliği ve paylaşım ruhunu arıyorum.

İmece Evi

İmece Evi

İlk gittiğimde ben onlara buranın nasıl kurulduğunu, burada neler yaptıklarını sordum. İmece’yle ilgili ne kadar bilgi sahibi olduğumu sordular. Ben TATUTA sayfasından ve Facebook sayfasından yorum edinmiştim, oysa imeceevi.org sayfasından koşullarını öğrenip mektup yazmam gerekliydi. Bu kısmı mailleşirken atlamışız, tabii daha önceden ziyaret sayfasını incelemem daha iyi olurdu.

Onlar da bana benim orada neler öğrenmek istediğimi, nelere ilgi duyduğumu sordular. Gezi medyasını ve Yeşil Gazete’nin durumunu tartıştık. Gündelik alışkanlıklarını öğrenmeye çalıştım, adapte olma sorunu yaşamadım gündelik işlerle ilgili. İsmail’in öğretmeye ve öğrenmeye hevesli bir duruşu var. Reyhan’la samimiydik, açık sözlü birisi. Burak ve ben gönüllüydük, iş bölümünde beraberdik ve organik ilişkiyi onunla kurduk, komün hayat deneyimi açısından bakarsak bunu iki kişi de olsa yaşadığımızı söyleyebilirim.

Burak, gerçek bir gönüllü, öyle ki onun iyilik taşıyıcı güzel enerjisi beni çok etkiledi. İnsanlara nasıl yardım edebilirim diye düşünüyor, İmece için güzel tasarımları var. Ekolojik yaşam ve paylaşım konusunda İmece olabilen ve bu çiftliğin ismini yaşatan ve bana sonra da orayı hatırlatacak biri.

Komünal hayat ve İmece değerlendirmesi

Genel olarak komünal hayat deneyimi enerjisi yayabilen bir yer diyemem. İmece’de kalmak, öğrenmek, yeni gözlerle o doğada yeniden her şeye bakmak güzeldi. O enerji ise ayrı bir durum, neden olmadığını da düşündüm. Nedenlerinden biri, sistemsel olarak iki kişi de yaşasa yirmi kişi de gelse uygulanabilir bir gündelik yaşam sistem işlerliğindeki pürüzlerdi, ufak tefek bulaşık sırası gibi önemsiz gözüken detaylarla düşüncem pekişti.

İmece'den dönüşte geçtiğim vadi yolu

İmece’den dönüşte geçtiğim vadi yolu

Son olarak böyle düşünmemin sebebi, geri döndüğümde internet sitesini incelemem oldu. Sitenin teknik kusurlarının –yazı tipleri özellikle, fazladan ünlemler- yanı sıra hitaplar, uyarılar başta beni cezbeden özelliklerinden soğuttu. TATUTA sayfasındaki her mevsim herkesi kabul etmeleri gibi bazı özellikleri orayı ziyaret etmem için cazip kılmıştı. Gelecek olan kişinin nereye geldiğini, ortamı öğrenmesi gerekiyor. Ben haberdar olmamıştım ama sorun da yaşamadık. Bazı sorunlar yaşadıkları için belli birtakım özen gösterdikleri durumları çiftlikteyken konuşmuştuk, çıkış noktasını anlayabiliyorum, hak da veriyorum ancak ifadesel olarak okuyan kişi için rahatsız edici. Ziyaret için ayrılan bölüm ise içeriği itibariyle dayanışma ruhundan uzaklaştırıyor, yaklaşımıyla çıkarcılığın ekolojisi kurulmuş gibi duruyor. Neden böyle bir üslup kullandıklarını anlayamadım. İsmail ve  Reyhan imecan[3], doğacan, bakcan, görcan ve öğrencan basamaklarını anlatmışlardı, çok da hoşuma gitmişti, onları anlatsalardı keşke. İmece’ye gitmeye niyetlenirken diye başlıyor ziyaret sayfası[4], hani istedin de bakalım diyor… İnternet sayfasını bulup incelememiş olmam başta benim hatam, bir yandan da okusam gitmezdim ki gidip gördüğüm, deneyim ettiğim için memnunum.

Çevre olarak muhteşem bir doğada yaşıyorlar, harika bir vadi. Bu izolasyon ve köyün terkedilmiş olması, yolun bozuk olması ya da olmaması onların da vadinin bozulmaması isteğine uygun. (Belki de internet sitesi de benzer düşüncede oluşturuldu.) Kendileri üretmek ve çevrelerinde de bunu gerçekleştirebilecek insanlarla birlikte dayanışmacı ekonomik ve ekolojik bir sistem kurmak niyetindeler, -sistemi biraz anlattılar- gerçekleşirse komünal hayat ve dayanışmacı topluluk oluşabilir.

İmece’den aldığım notlar bu kadar, birlikte yaşam deneyimlerini gözlemlemeye devam edeceğim.



[2] Doğada yaşarken temel konulardaki deneyimi ifade eden basamaklar bunlar; imecan ve doğacan temel becerilere sahip kişiler hatta imecan toplumsal hassasiyete de sahip kişi oluyor; görcan ve öğrencan  ve bakcanların ise deneyime ihtiyacı var.

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.