Dış Köşe

‘Devlet’ her zaman haklıydı… – Murat Sevinç

0

Bu yazı diken.com.tr sitesinden alındı

Devlet, 1924 Anayasası ile 1921 Anayasası’nın muhtariyet (yerel özerklikler) sistemini çöpe atar ve katı üniter yapıyı benimserken, haklıydı. Doğrusu oydu. Karşı çıkanlar, haindi.

Devlet İstiklal Mahkemeleri kurduğunda haklıydı, yargılamalar adalet duygusu gözetilerek, adil yapıldı. Karşı çıkanlar, haindi.

Devletin Sünni-Türk temelli kuruluşu, asimilasyon ve sindirme siyaseti doğruydu. Karşı çıkanlar, haindi.

Devlet 1930’da kendi kurdurduğu partinin kapanmasını isterken haklıydı. Karşı çıkanlar, haindi.

Devletin Şark Islahat Planı doğruydu, kusursuz ve gerekli bir plandı. ‘Tedil ve tenkip’ yöntemini/siyasetini benimsemek doğruydu ve gerekliydi. Karşı çıkanlar, haindi.

Devletin Güneş Dil Teorisi ve muadili projeleri doğru adımlardı. Karşı çıkanlar, haindi.

Devletin Tunceli Kanunu, doğru bir adımdı, gerekliydi. Karşı çıkanlar, haindi.

Devletin 1938 Dersim Harekâtı doğru ve gerekliydi. Karşı çıkanlar, haindi.

Devletin 1930’larda ve 1940’larda uyguladığı laiklik siyaseti, yorumu son derece doğruydu, gerekliydi. Karşı çıkanlar, dinci ve haindi.

Devletin 1940 tarihli Milli Korunma Kanunu doğruydu, gerekliydi. Karşı çıkanlar milli menfaatlere aykırı davranan, hainlerdi.

Devletin 1942 tarihli Varlık Vergisi Kanunu ve ‘sermayenin milli unsurlara transferi’ doğruydu, gerekliydi. Gayrimüslümlerin Aşkale’ye sürgün edilmesi doğru ve gerekliydi. Karşı çıkanlar, milli menfaatlere aykırı davranan, hainlerdi.

Nazım Hikmet’in, diğerlerinin, cezaevinde tutulması, mahkûmiyetleri, sürgünleri doğruydu. Yargı bağımsızdı. Âli menfaatler söz konusuydu. Karşı çıkanlar, komünist hainlerdi.

Devletin Dünya Savaşı sonrası tercihleri doğruydu, ABD’nin kuyruğuna takılmak bir mecburiyetti. Karşı çıkanlar, milli menfaatlere aykırı davranan komünist hainlerdi.

Devletin 1945 sonrası, iktidar-muhalefet ortaklığıyla Türkiye solunu, parti ve örgütlerini tasfiye etmesi doğru ve gerekliydi. Karşı çıkanlar, milli menfaatlere aykırı davranan, komünist hainlerdi.

Devleti 1950’lerde doğru siyaset yürüttü. Kore’ye asker göndermek son derece yerindeydi. Anti-demokratik yasalar gerekliydi. Petrol Kanunu elzemdi. Köy Enstitüleri’nin kapatılması doğruydu. 1957 seçimlerinde Kırşehir’in ilçe yapılması, Malatya’nın ikiye bölünmesi bir gereklilikti. Bölükbaşı dâhil milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılıp yargılanması gerekiyordu, yargılandılar. Nisan 1960’ta Tahkikat Komisyonu son derece gerekliydi. Karşı çıkanlar, ‘mili irade’ye baş kaldıran, memleket menfaatlerine karşı çalışan bozgunculardı, hainlerdi.

Devletin 27 Mayıs Darbesi’ni ‘Hürriyet ve Anayasa Bayramı’ ilan etmesi bir gereklilikti, doğruydu. Karşı çıkan gericiler, hainlik ediyordu.

Devletin üç siyasetçiyi idamı gerekliydi, doğruydu. O yargılamalar adildi. Asılmaları gerekiyordu. Asıldılar. Karşı çıkanlar, milli menfaatlerden habersizdi.

Devletin 12 Mart müdahalesi, hükümetin istifası, anayasa değişiklikleri, yargılamalar, işkenceler doğruydu, gerekliydi. Karşı çıkanlar, doğru menfaatin ne olduğunu bilmeyen hainlerdi.

Devlet 12 Mart sonrası üç genç devrimciyi idam ederken haklıydı. Doğru karardı. Demirel ve muadilleri, TBMM’de idama el kaldırmakta haklıydı. Karşı çıkanlar, komünist hainlerdi.

12 Mart ardından SBF Dekanı Mümtaz Soysal’ın cezaevine gönderilmesi doğruydu. Tuvalet temizlettirilmesi gerekliydi. Soysal komünistlik etmişti. Milli menfaatlerle bağdaşmayan satırların yazarıydı. Diğer onlarca hoca ve yazar gibi. Yargılanmalı, cezaevinde tutulmalıydı. Karşı çıkanlar, ‘Sovyet uşağı’ hainlerdi.

Devlet Milli Nizam Partisi ve Türkiye İşçi Partisi’ni kapatmalıydı. Bölücülük, dincilik ve komünistlik yapıyorlardı. Partilerin kapatılması, doğruydu. Milli menfaatler bunu gerektiriyordu. Yargı, her zaman olduğu gibi bağımsızdı ve tabii ki kararları Yüce Türk Millet adına veriyordu. Karşı çıkanlar, dinci ve komünist hainlerdi.

Devlet 1970’lerde grevlerin üzerine gitmeliydi. Olacak iş değildi. Anayasal özgürlükler fazla boldu, Türkiye’ye çoktu, elbise daraltılmalıydı. Sermaye korunmalıydı. Sermayedarın dediği olmalıydı. Karşı çıkanlar, milli menfaatlerden habersiz yabancı unsurlardı, hainlerdi.

Devlet 1980’de gereğini yaptı. Siyasetçiler yönetmeyi beceremiyordu, paşalar geldi. Üç yıl boyunca çıkarılan tüm yasalar gerekliydi. Karşı çıkanlar haindi.

Devlet 1982 Anayasasını yapmalı, sermaye ve devletin menfaatlerini yurttaştan ve işçiden korumalıydı. Doğrusu buydu. Yapım sürecinde anayasayı eleştirmek dahi yasaktı, haklıydılar. Eleştirenler, haindi.

Devlet 1980’lerde çok sayıda gazeteciyi cezaevine gönderdi. Gâvur Avrupa’dan bir soru yöneltildiğinde, Kenan Evren ve çevresinde pervane olan siyaset/basın erbabı, “Onlar gazeteci değil, terörist” diyordu. Haklıydılar. Hepsi teröristti. Kenan Evren doğru söylüyordu. Karşı çıkanlar, bölücü hainlerdi.

Devlet Anayasa ile siyasetçilere siyaset yasağı getirmekte haklıydı. 1987’deki halkoylamasında ‘Dönmesinler, dönerlerse ülke kan gölüne döner’ propagandası yapan ‘demokrat’ Turgut Özal haklıydı. Doğru bir tavırdı. Evren’in yasakladığı siyasetçiler, bir süre daha dönmemeliydi. Karşı çıkanlar, ülke menfaatlerini umursamayan hainlerdi.

Devlet Diyarbakır Cezaevi’nde doğru işle yapıyordu. Yapmalıydı. Akıl almaz işkenceler gerekliydi. Karşı çıkanlar, bölücü hainlerdi.

Devlet solu ezip geçerken haklıydı. Dinciler palazlandırmalıydı. Yeşil kuşağa gereksinim vardı. Karşı çıkanlar, milli menfaatler aleyhine çalışanlardı, haindi.

Devlet neo-liberalizmi benimsemekte haklıydı. Serbest piyasa tek seçenekti. Canımız, sermayenin varlığına armağan olsundu. Karşı çıkanlar, örümcek kafalı solcu ve hainlerdi.

Devletin 1990’lardaki Kürt siyaseti doğruydu. Çiller ve Ağar doğrusunu yaptı. Asker haklıydı. Hepsi haklıydı. Karşı çıkanlar bölücüydü, haindi.

Devlet Ahmet Kaya’ya o davaları açarken haklıydı. Gazeteler ‘Vay şerefsiz’ manşetlerini atarken haklıydı, en doğrusu buydu. Ahmet Kaya elbette linç edilmeliydi. Haklıydılar ve evet, ‘Herkes oradaydı.’ Karşı çıkanlar, vatan haini bölücülerdi.

Devlet partileri kapatırken haklıydı. Tüm İslamcı ve Kürt partileri, komünist partiler kapatılmalıydı. Siyasal sorunlar mahkemede çözülürdü çünkü! Elbette haklıydı, devletin menfaatleri doğrultusunda o kapatma kararlarını verenler. Karşı çıkanlar, kendini bilmez hainlerdi.

Devletin mahkemeleri üniversitede türbanı yasaklayan kararları verirken haklıydı. Kararlar doğru ve gerekliydi. Karşı çıkanlar, liberal ya da dinci hainlerdi.

Devletin AYM’si 367 kararını verirken haklıydı. Karar doğruydu. Mahkeme kural uyduracak değildi ya. Haklıydı AYM. Yargı bağımsızdı, yansızdı nihayetinde. Karşı çıkanlar, ya liberal ya da dinci hainlerdi.

Devlet İstanbul Belediye Başkanını, okuduğu şiir nedeniyle hapse atarken haklıydı. Karar doğruydu. Muhtar bile yapmamak gerekiyordu. Ayrıca şiir nedeniyle değil yahu, ‘halkı kin ve nefret…’ gibi tumturaklı bir gerekçeyle ceza almıştı. Yargı tarafsızdı. İddianame doğruydu. Karar doğruydu. Karşı çıkanlar, hiç kukusuz hainlik ediyordu.

Devlet 2010’da yargıyı ‘kankasına’ teslim ederken haklıydı. HSYK’deki seçim doğruydu. Yüce Allah verdikçe veriyordu! Ergenekon, Balyoz, şu bu… Hepsi kusursuz ve adil yargılamalardı. Devlet bağırsaklarını temizliyordu. TV’ye çıkan ‘devlet adamları’, devlet kadrolarının Cemaat’e peşkeş çekildiği iddialarına ‘kargaların dahi güleceğini’ buyuruyordu, yılışık yüz ifadeleriyle. Olup bitene karşı çıkanlar, ‘darbe sever’ hainlerdi.

Devlet hep haklıydı. Yurttaş çoğunluğu hep alkışladı. Merkez basın her zaman devletinin yanındaydı. ‘Sadece soruyorum’ tipi yazalar hiç eksik olmadı. Alkışlamayanlar, haindi.

Vesaire, vesaire, vesaire, vesaire…

Devlet bugün de tüm eylem ve işlemlerinde haklı kuşkusuz. Köprü, yol ihalelerinde en doğrusunu yapıyor. Her uygulaması şahane. Mesela TEOG’un iyi bir sistem olduğuna karar verirken de, berbat bir sistem olduğuna karar verirken de, haklı. Karşı çıkanlar bozguncu ve hain.

AKP’nin ve Devlet’in başı “AKP kaybederse Türkiye kaybeder” derken çok haklı. Doğru bir yorum bu. Muhalefet partileri kendilerini feshetmeli ve memleket menfaatini düşünen her yurttaş AKP için çalışmalı. Karşı çıkanlar, kuşkusuz bozguncu hainler.

Devlet “İçeridekiler gazeteci değil, terörist” derken haklı. Doğru değerlendirme. Katılıyorum. Katılmayanlar, hainler ve teröristler.

Devlet kimi siyasetçilerin cezaevinde olması gerektiğine karar verdi. Haklı. Ayrıca kararı veren yargı organları, bağımsız. Hatta hiç bu kadar bağımsız olmamıştı. Haklı ve doğru kararlar bunlar. Karşı çıkanlar, vatan haini.

Devlet şimdi de, imzacı akademisyenleri yargılayacak. Çok doğru, yerinde bir karar. Okuyabildiğimden anladığım, şahane bir iddianame. İddiayı destekleyecek delil yok! Olsun, delil dediğin fuzuli iş. Peki, AİHM ve AYM kararları? Ne kararı ulan, ne hukuku ulan, ne yasası ulan! Özür dilerim, aklım bir an hukuka gidiverdi. Nefis ve kesinlikle doğru bir karar. Yargılanmalılar. Bedel ödemeliler. Kanlarında banyo yapmak isteyenler, ödüllendirilmeli. Doğrusu bu. İddianameyi yazanı ve söz konusu kararlılığı takdirle karşılıyorum. Karşı çıkanlar vatan hainleri, kuşkusuz.

Devlet haklıdır. Yargı bağımsızdır. Sorgulamak, karşı çıkmak, ihanettir.

Allah akıl fikir versin. Ama verecek olsa herhalde yüz yılda verirdi.

Vermeyecek belli ki…

Bir teşekkür: Oyuncu Meltem Cumbul’u ‘yerinde eylemi’ nedeniyle kutlarım. Herkesle tokalaşmamakta ve selam vermemekte büyük yarar var. Ah tabii, eleştirenler kesinlikle haklı ve Cumbul bozgunculuk ediyor. Yine haklılar, hiç kuşkusuz!!!

Murat Sevinç – Diken

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.