Hafta SonuManşet

[Çamtepe İzlenimleri 2] Adatepe ve Nusratlı – Ece Elbeyi

0

Çamtepe İzlenimleri yazı dizisi

Bilgi Üniversitesi ve Buğday Derneği işbirliğiyle bu sene 4.sü düzenlenen Ekolojik Sosyal Girişimcilik Yaz Okulu izlenimlerimi anlatmaya devam edeceğim bu yazının konusu Adatepe ve Nusratlı Köyleri olacak.

***

Organizasyonun gerçekleşeceği Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi’ne yerleştikten, birbirimizi ve içinde bulunduğumuz ortamı tanıyıp, Ekolojik Sosyal Girişimciliğe dair ilk bilgilerimizi edindikten sonra, eğitim süresince ziyaret edeceğimiz yerlerden ilki olan Adatepe Köyü’ne doğru yola koyulduk. Burada bize köy ve daha sonra değineceğim Taşmektep hakkında bilgi verecek olan Mahmut Boynudelik tarafından karşılandık.

Adatepe Köyü

Aldığımız bilgiye göre, Roma Dönemi’nden kalıntılar barındıran Adatepe Köyü’nde Antik çağlardan beri yerleşim olduğu düşünülmekte. Cumhuriyet öncesine kadar Rum ve Türk Halkı’nın bir arada yaşadığı köyde, geleneksel olarak taş yapı mimarisi mevcut ve 1989’dan beri bölgedeki tek korunan köy olma özelliğine sahip. Günümüz itibariyle, köy muhtarlığına kayıtlı 64 hane var ancak köyde yaz kış yaşayan yaklaşık 10 hane bulunmakta.

Özellikle turizm faaliyetlerinin etkisiyle, 1993 yılından itibaren köyün bir değişim geçirdiğini söyleyen Mahmut Bey, eskiden tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin köyde yaşayan herkes için yeterli olduğunu bu nedenle kimsenin neredeyse hiçbir şey satın almaya gerek duymadığını belirtti. O zaman sadece haftanın bir günü merkeze yürüyerek inilirken, şimdi yapılan araba yoluyla günde birkaç sefer merkeze gitmek için servislerin bulunduğunu, bu üretim ve tüketim değişikliğinin aslında, atılan çöplerin içeriğinden, eskiden köylünün buluşma yeri olan Çınaraltı’nın şimdi turistik bir alan olmasına kadar birçok alana nüfuz etmiş, bundan dolayı ziyaretçi kitlesi de yavaş yavaş değişmekte. Yine de köyün kültürel dokusunun bozulmaması için ellerinden gelen çabayı sarf ettikleri çok belirgin.

44

Mahmut Boynudelik, Adatepe Köyü hakkında bilgi veriyor

Görür görmez tarihi dokusuyla sizi etkileyen ama özellikle içine girdiğinizde zaman yolculuğu yaptığınızı hissedeceğiniz bir yer Taşmektep. Avlusundan merdivenlerine, duvar taşlarından tavanına kadar her şey aslına uygun ve uyum içinde görünüyor ve sizi anneannelerinizin çocukluğuna götürüyor. Geçmişe dair fazlaca döküman bulunduran bu yapı aslında bir bellek odası.

Hikâyesine gelecek olursak, 1943’ten 1985’a kadar eğitim öğretime açık olan Taşmektep daha sonra öğrenci azlığından dolayı kapatılıyor. 1997 yılında ise Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan sanat tarihçisi Zerrin Boynudelik, Mimar Sinan Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Kamil Fırat ve fotoğraf sanatçısı Erhan Sengör tarafından oldukça bakımsız bir halde bulunup, Çanakkale Valiliği’nden kiralanıyor.

Öyle güzel düşünülmüş ki, bir gün ayrılmaları durumunda, Taşmektep’in farklı amaçlara hizmet etmemesi için valilikten kiralanırken binanın sadece kültürel faaliyetler için kullanılabileceği şerhi konuluyor. Büyük çabalarla tüm bakımları yapılan ve aslına uygun olarak restore edilen binada, o günden bu yana kültürel faaliyetler devam ediyor. Sanat ve felsefe ağırlıklı yaz seminerlerinin verildiği Taşmektep’te Mete Tunçay’dan İlber Ortaylı’ya, Hilmi Yavuz’dan Murat Belge’ye kadar alanında uzman birçok kişi dinleyicilerle buluşuyor.

Katılımcılar ise bu ilgi çekici seminerlere katılıp aynı zamanda tatillerini gerçekleştirirken, Adatepe Köyü’nde yaşamı deneyimleyip, en az seminerler kadar değerli sohbetler aracılığıyla diğer katılımcılarla sosyalleşebiliyorlar.

Nusratlı Köyü

Adatepe Köyü’nden sonra diğer ziyaret mekanımız Nusratlı Köyü oldu. Burada köyün gelişiminde kilit bir rol üstlenen Süheyla Doğan tarafından karşılandık. Emekli bir mühendis Süheyla Doğan. Antalya’da geçirdiği yıllar sonrasında daha sakin bir yerde yaşamak üzere yerleşiyor Nusratlı Köyü’ne. Ancak çevresi için faydalı olma bilinci ve girişimci ruhu onun peşini bırakmıyor ve yaşadığı bu köyü geliştirmek için kolları sıvıyor. 2002 yılında yerleştiği Nusratlı Köyü’nde, köyün muhtarı ile görüşerek başladığı çalışmaları sonrasında valilik ve devletin diğer kademelerindeki makamlara taşıyor. Nihayet 2005 yılında NusratDer kuruluyor.

45

Bir zamanlar okul olan ve artık öğrenci azlığı sebebiyle kullanılmayan bina, eğitim atölyesine dönüştürülüyor. Ayrıca burada köydeki kadınların evlerinde yaptıkları birçok doğal malzeme satışa sunuluyor. Bu sayede kadınlar ekonomik bir gelir elde ederken, bir arada üretmenin ve üretilenleri dayanışma içinde başkalarıyla paylaşmanın hazzını yaşıyorlar.

Süheyla Doğan’ın vizyonu bununla sınırlı değil, bilgisayar ve İngilizce eğitimleri düzenleniyor, daha önce köyün dışına çıkmamış kadınlar için geziler düzenleniyor. Bu sayede sadece ekonomik değil sosyal gelişim de sağlanmış oluyor.

Köyde çevre bilincinin gelişmesi için de çalışmalar yapılıyor. Kurumlardan aldıkları proje destekleriyle organik tarım ve ekoturizm faaliyetlerine de başlanıyor.

Bu çalışmalar hem köyün çocuklarına hem de diğer köylere örnek oluyor.

Yine de yapılacak daha çok şey olduğunu düşünen Süheyla Doğan yorulmadan çalışmalarına devam ediyor. Girişimci ruh ve özgüven ise köydeki kadınlara çoktan işlemiş. Gözlerinde içinde yaşadıkları toplum ve doğaya faydalı olma isteği ve kendilerine duydukları inancın ışıltısını görebiliyorsunuz. Artık onlar için her şey mümkün ve gelişmenin sınırı yok.

 

Ece Elbeyi

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.