“Benim adım Claude Lorius ve sonsuza dek 23 yaşında kalacağım” diyerek başlıyor belgesel film. Hayatını buz bilimine adayan Claude Lorius, buz ile tanışmasını sağlayan 1956 yılındaki ilk antarktika ekspedisyonuna katılma tarihinde donduruyor yaşını, “Bundan sonra sonsuza dek 23 yaşında kalacağım.”
Yıl 1956, Fransa’da 23 yaşındaki bir delikanlı için kendisini serüvene çağıran bir ilan, “Fransız kutuplar keşif ekibi bir yıl sürecek Antarktika bilimsel çalışmaya katmak için genç bir öğrenci arıyor. Adayların mükemmel bir fiziksel kondisyona ve mecerasever bir ruha sahip olması beklenmektedir.”
Bunları bize 2015 yılında kendi çalışmalarını aktardığı ve yönetmenliğini dünyaca ünlü belgeselci Luc Jacquet’in “Buz ve Gökyüzü” (La Glace Et Le Ciel) belgeselinde tane tane aktarıyor artık 83 yaşına gelmiş olan bilim insanı.
Film boyunca buzullarda geziniyor, gökyüzüne bakıyor. Hayatını adadığı bilimin ona öğrettiklerini bizlere açıyor.
1956 – 2015 yılları arasındaki 60 yıl içinde 22 defa kutup ekspedisyonlarına katılmış Lorius, önceleri öğrenci olarak, yıllar geçtikçe ve deneyim kazandıkça uzmanlığının da katkısı ile kendi ekiplerinin liderliğini üstlenerek. Yeni Zelanda, Sovyetler Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve daha birçok ülkeden bilim insanların oluşturduğu sinerji ile her sene buzullar hakkında bilinmezlerin üzerini teker teker çizerek.
Ve bir gün. Yeni Zelanda ekibi bir kutlama sırasında viskilerine buzulların o güne erişebildikleri en dip bölgeden elde ettikleri buzu attıklarında hayatı boyunca aradığı gizeme ulaştığını hissediyor Fransız bilim insanı.
Buzulların en derinindeki buz viski kadehinde erirken ortaya çıkan hava kabarcıklarının binlerce yıl öncesinin iklim koşulları hakkında kesin veriler sunacağını öngörüyor Lorius ve bilimsel çalışmalarının o andan sonraki sürecini bu öngörüsünü ispatlamak üzerine kuruyor. İspatlıyor da. “Her kar tanesi yeryüzüne düştüğü zamanın iklim bilgisi ile yeryüzüne düşer. Buzullara düşen kar taneleri ise bu bilgiyi depolayarak buzulun bir parçası olur” diyerek özetliyor keşfini.
Louis’in bu aşamadan sonraki hedefi olabilecek en eski zamana dair bilgilere ulaşmak, bunu sağlamanın yolu da buzulun olabilecek en derin bölümüne ulaşmaktan geçiyor. 40 bin yıl öncesi ile başlıyor mesai, derken 200bin, 400bin ve en nihayet 800bin yıl öncesine ait buz kalıplarına ulaşıyor kutup kaşifleri ekibi.
İklimi insanın değiştirdiği bilgisi de buzulların yüzbinyıllar öncesinden sakladığı bilgi ile ortaya çıkıyor. “Gezegen, bizim tespit ettiğimiz en eski tarihinden bu yana 5 derecelik iklim değişikliliklerine maruz kalmıştır” diyor Claude Lorius kendisine “Yeni buzul çağı ne zaman başlayacak?” diye soran gazeteciye ve ekliyor, “Günümüzde insanın yol açtığı iklim değişikliğine karşı gereken tedbirleri almaz isek yeni bir buzul çağı da yaşanmayacak maalesef”
Bu keşfinin ardından iletişim kanallarını kullanarak insanlığı uyarmayı görev ediniyor Lorius. Televizyonlara çıkıyor, gazetelere röportajlar veriyor.
Peşinden İklim Zirveleri başlıyor, daha aşina olduğumuz kısaltma adı ile COP’lar. Filmde hızlı bir şekilde arz-ı endan ediyor BM İklim Değişikliği zirveleri. Bazılarında Claude Lorius de konuşamalar yapıyor zirveye katılan tüm liderlere. Filmin sonlarına doğru, “Bazen 60 yıllık çalışmalarımın beyhude olduğunu düşünüyorum” diye sesleniyor izleyiciye Lourius, “Bu kadar çalışma, bu kadar veri sağladık ama hala insanlık gerekena adımları atmaya başlamadı.”
“Henüz geç değil” seslenişi ile sona eriyor film. Buzullardaki sonu gelmez adımlarını 2015 yılında da atmaya devam eden daima 23 yaşındaki bilim insanı bize seslenerek bitiriyor, “Artık siz de gerçekleri biliyorsunuz. Şimdi harekete geçme zamanı”
LA GLACE ET LE CİEL
Yönetmen LUC JACQUET
Fransa, 2015
*Türkiye’de Başka Sinema kapsamında vizyona girmiştir