Enerji üretiminde, üretim araçlarnda -mesela 30 yıl içinde diyelim- hızla bir değişiklik, bir devrim gerçekleşti. Bir şeyler oluyor, daha bir kaç ay önce Konya’da en büyük GES hizmete girdi. Kurulu gücü 22,5 MW. 200 tane böyle GES kurulsa Akkuyu nükleer santrali hayallerinden fazlası yapar. Bunları okuyucu biliyor.
Güneş Gönüllüsü ismiyle yazdığım yazılarda güneş enerjisinin başka bir yönüne dikkatinizi çekmeye çalışıyorum. Tekellerin devasa santrallerinin yanına yurttaşlar evlerinin çatılarına kurdukları pek mütevazi güneş santralleri ile geliyorlar. Öyle ki kimi ülkelerde kurulu güneş enerjisi santrallerinin kurulu gücünün yarısı şahıslara ait (Bu oran bunun için konulan sınıra bağlı tabii).
İşte ben bunun üzerinde duruyorum ve okuyucuyu ve tek tük yaptığım sunumlarda dinleyicileri, evet konuştuğum herkesi bu adımı atmaya teşvik ediyorum, toplumsal dinamizmi harekete geçirmeye çalışıyorum. Güneş enerjisinden elektrik üretmek politik bir eylemdir, diye yazdım. Bu sizin Soma’ya, Ermenek’e cevabınızdır dedim.
Güneş enerjisi teknolojisi bireyi üretici yaparken yepyeni bir kollektiviteyi beraberinde getiriyor. Bir köy düşünün, bütün evlerde GES ve akü var ve bütün evler bir networkk oluşturuyor, bir smart grid, akıllı şebeke. Elektrik cereyanı evden eve akıyor ama GES sahibi yurttaşlar bunu birbirlerine satmıyorlar, veriyorlar. (Ama köyün toplamda üretim fazlası şebekeye satılıyor.)
İşte heyecan veren güneş enerjisinden elektrik üretmenin getirdiği sosyolojik, ekonomipolitik, siyasi ve kültürel fırsatlar ve üretim proseslerinde, kullanımda ve organizasyonundaki çeşitlilik, “diversity”. Pek çok insan bi sürü şey düşünüyor. Başka ülkelerden de öğreniyoruz, bu arada Zihni Sinir projeler de çıksa da, bütün yollar güneşe gidiyor.
2015 yılı başlarında yaptığım seminerden sonra arkadaşlara belediye yönetimlerine sunulabilecek bir mektup iletmiştim ve kimi belediyeleri de kendim ziyaret ettim:
“GES alanında eksikler ve fırsatlar da görünür hale geliyor. Bizim dikkatimizi çeken bu alanda yaygın yurttaş katılımını öngören uygulamalar için zemin yaratılmamış olmasıdır. Çevre dostu ve katılımcı demokrasi anlayışlarını temel alarak size bazı önerilerde bulunmak istiyoruz.
Belediye-halk işbirliği ile kentimizde güneş enerjisinden yararlanmayı yaygınlaştırabiliriz. Bunun için şu imkanları görüyoruz: Belediye halk ortaklığı ile kentimizde irili ufaklı güneş enerjisi santralleri kurabiliriz. Bunun ideal biçimi enerji kooperatiflerinin kurulmasıdır ancak mevzuat bu konuda kolaylaştırıcı değildir. Halkın ortak olacağı belediye iktisadi kuruluşu konusu ilk elde ele alınır ve kooperatif kuruluşu için ise uygulanmanın netleşmesi beklenebilir. ….”
Lisansız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde 23 Mart 2016 tarihinde yapılan değişiklikle belediye halk ortaklı kooperatifler de mevzuat değişikliğinden yararlanıyorlar. Birkaç gün önce de Avukat Arif Ali Cangı‘nın Facebook sayfasında haberi ve bu haber nedeniyle Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ve beni kutladığını okudum:
“Türkiye’nin ilk “sakin şehri” olan İzmir’in Seferihisar ilçesinde güneş enerjisinden elektrik üretimi için belediye öncülüğünde enerji üretim kooperatifi kurulması için girişim başlatıldı.
Güneş tarlası oluşturma ve binaların çatılarına yerleştirilecek panellerle enerji üretimini öngören çalışmayla ilk etapta 1 megavat elektrik üretilmesi planlanıyor.
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, yılın 300 günü güneş alan Ege’de güneş enerjisi yatırımlarının yetersiz olduğuna dikkati çekti.
Yenilenebilir enerji yatırımlarına küçük sermayenin de çekilmesi halinde bu potansiyelin hızla değerlendirilebileceğini inandıklarını dile getiren Soyer, güneşli gün sayısı çok daha az olan Almanya’da uygulanan kooperatif modelinin Türkiye için uygun olduğunu gördüklerini ifade etti“.
………………
Burada Belediyelere ve Güneş enerjisinin yaygınlaşması için çaba gösteren herkesi Seferihisar örneğini, belediye-halk işbiliğine (ortaklığına) dayanan Enerji Kooperatif örneğini çoğaltmaya çağırıyorum.
Güneş enerjisinde doğru olan bunun çatılara kurulmasıdır, katılımcı demokrasi ve milyonlarca insanın üretici olmasıdır, kendisini ifade etmesidir. Belediyeler öncülük etmeli , yol göstermelidir.
Ama tek yol kooperatif değil, tek yol güneş
Gelecek yazıda yeni önerilere yer vereceğim.
Y.E.S! Yapabiliriz
Alper Öktem
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…