Kültür-SanatManşet

Bu kalp sizi unutur mu? Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Fikret Kızılok’u anıyoruz

0

Bugün Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun 42’inci, Fikret Kızılok’un ise 15’inci ölüm yıl dönümü.

Anadolu’nun kedisi Bedri Rahmi Eyüboğlu

1911 yılında Görele’de (Giresun) doğan Bedri Rahmi Eyüboğlu, ressam, seramikçi ve şairdir. Yapıtlarında geleneksel Türk öğelerine yer verir. Trabzon Lisesi’ndeki öğrenciliği sırasında öğretmeni Zeki Kocamemi sayesinde resme ilgi duymaya başlar. 1931’de Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun  olduktan sonra Paris’e gider. 1936’da kendisi gibi ressam olan Ernestine (Eren) ile evlenir. Birlikteliklerinden oğulları Mehmet Hamdi doğar.

Batılılaşma sürecindeki Türk resim sanatının gelişmesine katkı sağlatan D Grubu’nun 4. sergisine katıldıktan sonra ilk kişisel sergisini 1935’te Bükreş’te açar. 1936’da Akademi’nin diploma yarışmasına katıldığı “Harman” isimli tablosu ona birincilik ödülünü getirir.  Aynı yıl Moskova’da açılan Çağdaş Türk Sanatı sergisine katılır. Akademi’de Löopoid Levy’nin asistanlığına başlar. 1940’da duvar resimlerine ilgi duymaya başlar. Kabartmalar ve mozaik panolar yapar. İzmir Pasaport’ta bulunan PTT binasındaki eseri hala varlığını korumaktadır.

1947’de Beyoğlu Asmalımescit’te kendi ismini taşıyan atölye ve galerisini açar. 1950’de Ankara’da retrospektif sergisi düzenler. 1958’de Brüksel Uluslararası Fuarı’nın büyük ödülünü kazanır ve fuar için 272 metrekarelik bir pano düzenler. Bir sonraki yıl NATO binası için 50 metrekarelik bir pano daha hazırlar. Devlet Resim ve Heykel sergilerinden ödüller kazanır. 1969’da Sao Paulo Bienali’nde onur madalyasına değer görülür.

Han Kahvesi, 1973

Ölümüne dek Akademi’deki öğretim üyeliği sürer. Küçük yaşlardan itibaren öyküler yazmaya başlayan Eyüboğlu’nun yazıları, şiirleri 1938’den sonra dergilerde yayınlanmaya başlar, kitaplaşır.  Sanat ve kültür sorunları üzerine yazılar kaleme alır. Sait Faik Abasıyanık’ın en iyi dostlarından biri olan Eyüboğlu, 21 Eylül 1975 tarihinde İstanbul’da pankreas kanserinden yaşama veda eder.

Yaşar Kemal’in “Anadolu’nun kedisiydi, koklamadığı yer kalmamıştı” sözleriyle tarif ettiği Bedri Rahmi Eyüboğlu, İstanbul’a olan hayranlığını İstanbul Destanı adlı eserinde ortaya koyar.

İstanbul Destanı’ndan

İstanbul deyince aklıma martı gelir.

Yarısı gümüş, yarısı köpük

Yarısı balık, yarısı kuş.

İstanbul deyince aklıma bir masal gelir,

bir varmış, bir yokmuş.

 

İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir,

Anadolu`da, toprak damlı bir evde,

Gülcemal üstüne türküler söylenir.

Süt akar cümle musluklarından,

direklerinde güller tomurcuklanır.

Anadolu`da, toprak damlı bir evde çocukluğum,

Gülcemel`le gider İstanbul`a,

Gülcemal`le gelir.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Aşık Veysel ile olan yakın ilişkisi bu sazla simgeleniyor. 

Modern zamanlar ozanı Fikret Kızılok

10 Kasım 1946’da doğan Münir Fikret Kızılok söz yazarı ve Türk müziği sanatçısıdır. Galatasaray Lisesi’nin ilkokulunda başlayan eğitim-öğretim hayatı bu yıllarda doğum gününde hediye olarak aldığı kırmızı renkli bir akordeon ile değişir. İlk müzik dersini sınıf arkadaşının klarnetçi babasından alır. 23 Nisan kutlamaları kapsamında Taksim Belediye Gazinosu’ndan düzenlenen müsamerede ilk konserinin verir. Sınıf arkadaşlarıyla kurduğu müzik grubunun ismi “Kızılok ve Orkestrası” olur.

Ses Dergisi – 12 Subat 1972 – Sayi 7

Elvis Presley’den etkilenir. Gitara ilgili duymaya başlar. Timur Selçuk ve Barış Manço en büyük destekçisi olur. 1964’te arkadaşı Cahit Oben ile “Cahit Oben 4” adlı grubu kurar. Davulda Erol Ulaştır, bas gitarda Koray Oktay vardır. Gece kulüplerinden çalarlar. İki 45’lik plak çıkarırlar. İlk bestesi “Hereke” bu şekilde yayınlanmış olur. Arkadaşı Cahit Oben müzik kariyerine nişanlısı Füsun Önal ile devam etmek istediği için gruptan ayrılır. İlk plağı “Fikret Kızılok ve Üç Veliaht” ismiyle 1965’ye yayınlanır. “Cahit Oben 4” ile çalışmalarına devam ederken diş hekimliği yüksekokulundaki eğitimine devam eder. Bu sürede 4 parçalık ilk solo plağını yapar. Grup Kaygısızlar ve Barış Manço ile birlikte çalışır. Manço’nun ilk eşi Marie Claude ile çıkan aşk dedikodusu oradaki çalışmalarını bitirir.

1969’da diş hekimliği son sınıftayken Aşık Veysel ile tanışır. Yoldan dönünce “Uzun İnce Bir Yoldayım” türküsünü yeniden düzenler ve 45’liğe kaydeder. 1969 Kasım ayında Aşık Veysel’in yanına gider, 3 ay onunla yaşar. 1970’te “Yumma Gözün Kör Gibi / Yağmur Olsam” plak çalışmasını yapar. Plağı çok satar ve ilk kez Altın Plak ödülünü alır. 1970’te “Yılın Müzik Oskarları” anketinde “Yılın Erkek Sanatçısı” seçilir. 1971’de “Bir Ali Var” isimli bir oyun yazar ve oyunun şarkıları plak olarak yayınlanır. Oyun hiçbir zaman sahneye konulmamıştır.

Aşık Veysel 1973’te hayatını kaybeder. Kızılok sazını kırar. Müziğe ara verir. Diş hekimliğine yönelir. Eşi Şeyda Kızılok ile evlenir. 1974’te “Tehlikeli Madde” isimli yeni grubuyla Anadolu turnesine çıkar. Aynı yıl iki plak çıkarır. 1976’da Nazım Hikmet’in şiirinden etkilenerek “Darağacı” şarkısıyla yaptığı 45’liği yayınlanır. Mahzuni Şerif ve Aşık Veysel’den yorumladığı türlüler çok eleştirilince 1980’e kadar müziğe ara verir. Bülent Ortaçgil ile tanışmasıyla “Çekirdek Sanatevi” projesi başlar. Popüler müziğin dışında kalan sanatçılara destek vermek amacıyla kurulan projeden “Ezgi’nin Günlüğü, Yeni Türkü ve Erkan Oğur da yararlanır. Dönemin yasaları nedeniyle albüm yayınlamak zorlaşınca çıkan uyuşmazlıklar Ortaçgil ile ortaklığı bitirir.

Ses Dergisi – 12 Subat 1972 – Sayi 7

1998’de Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını Atatürk’ün ağzından anlattığı, metin yazarlığı, söz ve bestesi kendine ait olan veda albümü “Mustafa Kemal – Bir Devrimcinin Güncesi” adlı albüme imza atar. Hayatına şarkı sözü yazıp oyun müzikleri yaparak devam eder. 1960’larda 45’liklerinin bir bölümü “Gün Ola Devren Döne” albümünde toplanır. Kalp rahatsızlığı geçiren Kızılok, 22 Eylül 2001’de hayatını kaybeder, son yıllarını geçirdiği Bodrum’a defnedilir.

 

(Yeşil Gazete)

You may also like

Comments

Comments are closed.