Başdöndürücü bir yıl geçirdik. Adetimiz olduğu üzere yine geride bıraktığımız yıl dünyada ve Türkiye’de neler oldu diye dönüp bakmak istedik. Önümüzdeki yılın bütün gezegene barış, iyilik ve güzellik getirmesi dileğiyle…
Bu daha başlangıçtı. Ama neyin başlangıcı?
Son büyük yokoluşun mu? Son büyük ayaklanmanın mı?
Yaklaşan yıkımın mı? Yükselen umudun mu?
Yoksa, hem o, hem de o mu? Aynı anda – ikisi birden?
…
2012 yılı Maya tarihçilerinin yanılmış olmasının rahatlığıyla kendisine atfedilen önemi ”zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü” hatırlatmasıyla bitirirken, dünya yeni bir başlangıç hevesindeydi. Öyle de oldu: 2013 yılı, iyisiyle, kötüsüyle birçok başlangıcı birden yaptı.
2012’yi kömür yılı ilan eden Türkiye yeni yıla kömür karası-kan kırmızısıyla girdi. İlk dakikalarını Enerji Bakanının doğalgaz üreten tesisin kurdelesini keserek girdiği yeni yılın ilk haftası, Zonguldak Kozlu’da 8 maden işçisinin metan gazı patlaması sonucu hayatını kaybetmesiyle son buldu. Ardından yine Zonguldak ve sonra Çanakkale madenlerindeki başka kazalarda yine işçiler hayatlarını kaybetti.
Yaşanmakta olan iklim değişikliğine katkısı en büyük fosil yakıt olan kömürün, dünya genelindeki kullanımında, yapımı planlanan 49 santralle 4.sırada yer alan Türkiye işçi ölümleriyle gelen uyarıyı görmüyor, Ocak Ayında yeni bir imza daha atarak Afşin-Elbistan kömür havzasında 8 bin MW kapasiteli elektrik santrali yapımı için BAE ile anlaşıyordu.
Halbuki dünyanın en büyük kömür üreticileriyle tüketicilerinin durumu ortadaydı. Kömür ihracat şampiyonu Avustralya’da sıcaklık derecelerini renklerle gösteren haritaya Ocak’ta 2 yeni renk eklenmesi gerekti. Tam o esnada ülkenin birçok yerinde yüzlerce orman yangını yaşanıyor, hava sıcaklığının bazı yerlerde 50.5 derece olarak ölçülüyordu.
Bir diğer kömür devi Çin’de ise son 28 yılın en soğuk Ocak ayı yaşanmaktaydı. Ortalama sıcaklık -15’ti. Ülkede yüzlerce gemi donan göllerde hareketsiz kaldı. Aşırı kömür tüketimiyle ortaya çıkan sis yüzünden uçaklar iniş yapamadı, Fabrikalar kapandı, okullar tatil oldu.
Dünyanın geri kalanında da durum farksızdı. Moskova’da hava sıcaklığı -30 dereceyi görürken, 170’in üzerinden insan aşırı soğuklardan öldü. Almanya, Yunanistan ve Romanya tarihlerinin en soğuk kışlarından birini geçirmekteydi.
Gezegen, 2013’e acayip havalarla başlamıştı. Dünyada nehirler soğuklar yüzünden akamazken, artık başka bir dünya haline gelen Suriye’nin ikinci büyük şehri Halep’te bir nehir, elleri arkadan bağlanıp enselerinden vurularak öldürülmüş insanların cesetleri yüzünden akamaz oluyordu.
BM’nin barış elçisi Suriye’deki çatışmanın “benzeri olmayan korkunç bir düzeye” geldiğini söylerken, örgütü, 2011 Mart’ında başlayan iç savaşta 4 bin 303’ü çocuk 64 bin 207 sivilin öldürüldüğü açıklıyordu.
AB, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a görevini bırakma çağrısında bulunurken, bunun cevabı Rusya dışişleri bakanından geldi. Sergey Lavrov Esad’ın görevi bırakmasının krizin çözülmesi için önkoşul olamayacağını söyledi. Türkiye’nin, kimliği belirsiz bir düşmana karşı sınırlarını korumak için istediği Patriot füzeleri ülkeye ulaşırken, Ocak ayı sonuna kadar Suriye’de yaklaşık 5 bin kişi hayatını kaybedecekti.
Fransa Afrika’daki eski sömürgesi Mali’ye askeri operasyonlar düzenlemeye girişirken, Türkiye’nin gündemini Fransa’nın Başkenti Paris’te düzenlenen bir suikast alıyordu. Paris’te düzenlenen silahlı saldırıda aralarında PKK kurucularından Sakine Cansız ile Fidan Doğan ve Leyla Söylemez adlı genç kadın vahşice katledildi. Olay tam olarak açıklığa kavuşmadı. 3 Kadın’ın cenaze törenine Diyarbakır’da binlerce kişi katıldı. Törende konuşanlar barış mesajı veriyordu.
Ocak ayında dünyada da umutsuzluk, saçmalık ve kaos ağır basar haldeydi. Rusya biraya, Azerbaycan toplumsal gösterilere, Obama Sandy mağdurlarına, Milli Eğitim bakanlığı da, Yunus Emre ve Kaygusuz Abdal’ın ardından Amerikalı yazar John Steinbeck’e savaş açmış durumdaydı.
Ülkesinin vatandaşlığından daha fazla vergi ödememek için çıkan Fransız aktör Gerard Depardieu, benim babam da komünistti diyerek Putin’le el sıkışıp önce Rus vatandaşlığı aldı, ardından da zalim Çeçen diktatör Kadirov ile dans ede ede Çeçenistan vatandaşlığını kaptı. Depardieu’nün tüydüğü Avrupa’nın eski gözdesi “örnek ülke” İspanya’da gençler arasındaki işsizlik oranı asrın rekorunu kırarak yüzde 55’e tırmanmıştı.
Türkiye’de ise hükümetten “her şey yolunda” mesajı geliyordu. AB Bakanı Egemen Bağış’ın, “Dünya’nın her yerinde parmakla gösteriliyoruz… Tarihimizin en özgürlükçü dönemini yaşıyoruz….” dediği Ocak ayında, Antalya’da 23 yaşındaki bir gence, 1972’de fiilen son bulan THKP-C örgütüne üyelikten 16 yıl 8 ay hapis cezası kesilirken, Mahkeme başkanının ”Taş atanlara 6 yıl ceza veriliyor. Taş atanı azmettirenlere daha fazla ceza vermemiz normal” gerekçesiyle açıkladığı KCK davasında BDP Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın da aralarında bulunduğu 55 kişinin yargılandığı davada 40 sanık 6 yıl 3 ay ile 17 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılıyordu.
Politik şarkılarıyla bilinen Grup Yorum’un bazı üyeleri ve Çağdaş Hukukçular Derneği Üyesi Avukatlarının gözaltına alınmalarına yönelik tepkiler sürerken, yaşanan olayları protesto eden avukatlara yapılan polis müdahalesi nedeniyle bir çok avukat hastaneye kaldırılıyordu. Üç kez beraat ettiği Mısır Çarşısı davasında yeniden ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Pınar Selek, “sonuçta beni katil yaptılar” diyerek durumun tuhaflığını dile getirirken, Muğla E Tipi Cezaevi’nde tutuklu 5 mahkûm toplu intihar girişiminde bulunuyordu.
Ocak ayı iyi başlamamıştı ama içerilerden bir ses “umudunuzu kaybetmeyin” diye mesaj verir gibiydi.
***
Ayın Sözü:
“Dünyadaki bilim insanlarının büyük çoğunluğu küresel ısınma konusunda hemfikir: İki sene içinde doğru adımlar atılmazsa dünya geri dönülmez bir felakete gidiyor.”
ÖmerMadra – Açık Radyo
Dünyanın önde gelen düşünür ve aktivistlerinden Profesör Noam Chomsky, 2012 Hrant Dink’i Anma Toplantıları konuşmacısı olarak İstanbul’a geldiğinde Boğaziçi Üniversitesi’ndeki panelde Açık Radyo’nun “ne olacak bu dünyanın hali?” sorusuna verdiği cevaptan. (Kaynak: Milliyet)