ManşetTarım-Gıda

Brezilya’da “topraksızlar” 30. yılda sokaklarda ~1

0
Brezilya'daki Topraksızlar hareketinin 30. kuruluş yıldönümünde delegeler Brasila'da düzenlenen kongrede bir araya geldiler. Fotoğraf: Jonathan Watts, The Guardian

Jonathan Watts imzasıyla The Guardian’da yayımlanan yazıyı, Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Ebru Bayhan‘ın çevirisiyle, 2 bölüm halinde sunuyoruz.

***

Faaliyetleri yasa dışı sayılan,marjinalleştirilen ve sıkça kanlı saldırılara hedef olan Brezilya topraksız kır işçileri hareketi, tarımın her zaman ön planda olduğu mücadele ile geçen 30 seneyi

Jonathan Watts

Jonathan Watts

kutlamak için Brezilya’da coşkulu bir şekilde bir araya geliyor. Amaç ; tarım reformu için yapılan kampanyaya yönelik yeni bir rota belirlemek.

Yaklaşık 15,000 kişiyi bulan aktivist çiftçiler ülkenin başkentine ulaştıktan sonra Dünya Kupası stadyumunun çevresinde kamp kurdular,başkanın sarayına doğru yürüyüşe geçtiler ve göz yaşartıcı gaz bulutları arasında polisle çatıştılar.

Yedi yıl sonra yapılan bu ilk kongereye katılmak için ülkenin farklı yerleşimlerinden gelen grup, farklı çevreler tarafından Latin Amerika’daki en önemli kollektif hareket ve Brezilya ekonomisi için de bir tehdit olarak yorumlanıyor.

Brezilya topraksız tarım işçileri hareketi (MST) 30 sene boyunca devlet, bankalar ve büyük toprak sahipleri tarafından elde tutulan verimsiz tarım arazilerine yerleşmek için ve aktivistlerin önderliğinde düzenledikleri kampanyalarla monokültüre (tek tip tarıma, ed.), genetiği değiştirilmiş ürünlere, orman koruma politikalarına ve adaletsizliğe karşı mücadele ettiler.

Şu an itibariyle bu harekete mensup 90,000 üye, mücadele ile kazanılmış arazilerde, durumu belirsiz kamplarda yaşıyorlar fakat MST uzun vadede, hukuki olarak tanınmış yerleşimlerde 350,000 kişiyi barındırmayı hedefliyor.

Brezilya'daki Topraksızlar hareketinin 30. kuruluş yıldönümünde delegeler Brasila'da düzenlenen kongrede bir araya geldiler. Fotoğraf: Jonathan Watts, The Guardian

Brezilya’daki Topraksızlar hareketinin 30. kuruluş yıldönümünde delegeler Brasila’da düzenlenen kongrede bir araya geldiler. Fotoğraf: Jonathan Watts, The Guardian

Azalan yoksulluk, gıda üretimi ve işlenmemiş toprağın daha verimli kullanımı bu hareketin faydaları fakat arazi işgalleri kır işçileri ile arazi sahipleri, tarım tüccarları ve polisler arasında çatışmaya neden oluyor.

Mücadele genellikle ülkenin ücra ve kanunsuz iç bölgelerinde sürdürüldü fakat salı günü eyalet sarayına taşınıyor ve Dilma Rousseff, tarım tekelleriyle kurduğu yakın ilişkilerden dolayı – önceki başkanlara nazaran daha yakın- MST tarafından suçlanıyor.

Davullar, ıslıklar, bayraklar ve afişlerle kırmızı t-shirtlü aktivistler, hükümet karargahının bulunduğu fütüristik mahallelerde kıtalar halinde yürüyorlar-Leninist disiplinin ürünü ve destansı ülke marşlarının eski mirası… Şarkı ve konuşmalarda, küresel ve ulusal çapta giderek yaygınlaşan, hacmen büyüyen fakat bünyesindeki çeşitliliği azalan çiftliklere karşı tepkilerini dile getiriyorlar.

MST ulusal koordinatörü Marina dos Santos “Dilma hükümeti tarımsal reformu geriye götürdü çünkü muhafazakarlarla ittifak halinde. Sanayi sermayesi kırsal bölgeleri özelleştiriyor ve tarımsal reformu sekteye uğratıyor, durma noktasına getiriyor” diyor.

Polis ile bir çok kez karşı karşıya gelen grup, anayasa mahkemesine girmeye çalıştığı zaman duruşma bir saat kadar durduruldu ve bina gözyaşartıcı gaz ve plastik mermilerle protestoculardan temizlendi. Planalto Sarayı -Başkan Dilma’nın konutu- çevresinde çok daha fazla vahşet vardı; 12 protestocu ve 30 polis memuru yaralandı.

Kırsaldaki diğer gruplarla beraber 2 milyona yakın topraksız çiftçinin olduğu düşünülüyor ki bu 200 milyona yakın nüfusa sahip olan Brezilya’da mütevazi bir politik güç.MST Ekim’deki başkanlık seçimlerinde ilk turda hiçbir adayı, ikinci turda en sol eğilimli adayı destekleyeceğini açıkladı. MST temsilcileri şu an itibariyle gösteri planları olmamakla birlikte, eğer dünya kupası süresince işçi hareketleri şehirlerde protesto gösterileri yaparsa, onlara arka çıkacaklarını belirtti.

Aktivistler Brezilya’da kongre ve konser salonuna dönüştürülen Nilson Nelson Tesisi’nde yeni inşa edilen Dünya Kupası Stadyumu’nun gölgesi altında çadırlarını kurdular. Pazar gününe kadar orada olmayı planlıyorlar.

Atmosfer yer yer miting, yer yer ticari fuar ve müzik festivali tadında. İçeride, politikacılar ve delegeler işçi dayanışmasının önemi, Marksist ideoloji, cinsiyet eşitliği ve eğitim sistemi hakkında alkışlar ve dalgalanan bayraklarla desteklenen konuşmalar yaparken; dışarıdaki tezgarlarda Che Guevera, Gandhi ve Bob Marley t-shirtleri, devrimi konu alan kitaplar ve filmler, beyaz güvercin, kırmızı yıldız, çekiç ve orak temalı rozetler satılıyor. Birçok konser alanı, çocuk kampı ve halk müziği sanatçılarından oluşan gezici bir orkestra var. Bunların çevresindeki çadırlar zengin yöresel ürün yelpazesini sergiler nitelikte- KuzeyBatıdan manyok (kasava) ve şeker kamışı, güneyden elma ve süt, Amazonlar’dan bal ve yemiş.

Amaç; monokültüre kıyasla daha çeşitli, sağlıklı ve ekolojik olan ürünlerinin pazarını genişletmek. MST’nin yeni stratejisinde, eğitim ve kadın meselelerine daha fazla odaklanıyor; bu, tarımsal devlerle girdikleri ezici rekabette başarıya ulaşmak için de bir gereklilik olarak kabul edilmiş durumda.

MST, uzun yıllar boyunca Brezilya ve Latin Amerika'daki en önemli toplumsal hareketi oldu. Fotoğraf: Gerivaldoneiva.com

MST, uzun yıllar boyunca Brezilya ve Latin Amerika’daki en önemli toplumsal hareketi oldu. Fotoğraf: Gerivaldoneiva.com

1984 senesinde “Katolik Kilisesi’nin Özgürleştirici Dini Hareketi”ne (Liberation Theology movement of Catholic Church) bağlı bazı gruplar tarafından kurulan MST, bu kongreyle birlikte yeni dönemde değişen şartları tartışmak ve yeni bir yol haritası oluşturmayı hedefliyor. MST’ye göre nüfusun 3% den azı toprağın üçte ikisine sahipken, milyonlarca çiftçi ekilebilir tarım arazilerinin yarıdan fazlasının atıl durumda bırakılmasından dolayı işsizlikle boğuşuyor. MST bu yarı-feodal yapı ile, özellikle ülkenin kuzey doğusunda oldukça etkin biçimde mücadele etmişti.

Brezilya’nın askeri diktatörlük tarafından yönetildiği zamanlar da oldu. Ancak bu dönemin ardından demokrasinin yeniden tesisi bile toprak temelli çatışma ve sorunları azaltmadı. MST’nin işgaller için temel savunması olan ve anayasada yer alan; ülke topraklarının toplum çıkarları için kullanılmasını zorunlu kılan hükme rağmen mülkiyet yasası onların aleyhine işliyor. Bundan dolayı polis şiddetine maruz kalarak araziden sınır dışı ediliyorlar ya da arazi sahipleri tarafından tutulan çetelerce bu ‘yasadışı toprak işgali’ne karşı savaş açılıyor.

Kırsal Araziler Komisyonu’nun (Pastoral Land Commision) değerlendirmelerine göre 1985 ve 2006 yılları arasında 1.465 arazi reformu aktivisti ve köylü öldürüldü. Failler, cinayetlerin yalnızca onda birinde hakim karşısına çıkarıldı. Fernando Henrique Cardoso ve Luiz Inácio Lula da Silva’nın başkanlıkları zamanında daha çok arazi dağıtılmıştı fakat MST’ye göre Dilma zamanında bu durma noktasına geldi.

Bu, 3.,000 ailenin tekrar yerleştirildiğini söyleyen devlet yetkililerince yalanlanıyor. Köylüler bu durumların çoğunda arazi sahiplerinin elinde bulunan verimsiz topraklardan pay almak yerine, ‘düzenlenmiş’ arazilere, ve genellikle Amazonlar’a gönderiliyorlar.

Yeşil Gazete için çeviren: Ebru Bayhan

(The Guardian, Yeşil Gazete)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.