Dış Köşe

Bol Kar, Az Kış – Cenk Demiroğlu

0

İklim değişikliği, her geçen sene olduğu gibi bu sezon da kış sporları faaliyetleri ve başta turizm olmak üzere ilgili sektörleri olumsuz etkilemeye devam ediyor. Ülkemizde, geçtiğimiz sezona kıyasla kar açısından çok daha bereketli bir hava yakalansa da, özellikle batı kesimlerde bol ancak geç gelen kar, koca bir Aralık ayının son derece boş geçmesine neden oldu. Üstelik bu duruma, Palandöken’deki bir istisna hariç, yapay karlama sistemlerine yeni yatırım yapan bazı merkezlerimiz de maruz kaldı. Zira yeterli yağış olmadığı gibi, bu sistemlerin kar yapmasını sağlayacak soğuklukta havalara da kavuşamadık.

Kuzeybatı Anadolu’da bir kayak merkezi, 3 Ocak 2014.

Kuzeybatı Anadolu’da bir kayak merkezi, 3 Ocak 2014.

Yurt dışındaki merkezlerde ise farklı senaryolar söz konusu. Alpler’de kış geç geldi, fakat büyük oranda yapay karlama sistemlerini hayata geçirmiş olan bu dev destinasyon, insan eliyle de olsa sezonunu zamanında açabildi. Kuzey Amerika’da ise durum enteresan. Pasifik kıyısındaki eyaletlerde kuraklık had safhada. Oregon ve Kaliforniya’da sekiz büyük kayak merkezi sezon ortasında kepenk kapatmış durumdayken, ABD’nin kuzeydoğusunda ve özellikle Göller Bölgesi çevresinde kutup girdabı fenomeninin tekrar kendini göstermesiyle göller üzerindeki buharlaşmanın karşılaşması sonucu, çok ciddi miktarlarda kar yağışı oluştu.

Peki iklim değişikliğinin kayak merkezlerine olumsuz etkilerini inceleyen onlarca bilimsel yayın ortadayken arada bir normalleri aşan kar yağışlarına rastlamak, olumsuz etki hakkındaki genel kanı ile çelişmez mi? Bence hayır. Hatta bu kar yağışlarındaki artışın da ana sorumlusunun ısınma olabileceğini gösteren önemli çalışmalar (1, 2) da mevcut. Bu takdirde kış turizmi sektörü ısınmaya bağlı iklim değişikliklerinden korkmamalı mı? Ne de olsa bu eğilim, kar yağışlarında da bir artış sağlıyor ve kimi kayak merkezlerini bol kara gömebiliyor. Ancak kazın ayağı öyle değil. Çünkü çeşitli hesaplamalar, tek seferdeki kar yağışı miktarlarında artışlar öngörürken, toplam kar yağışında ve zamanlamasında bir daralma da tespit ediyor. Sezon öncesi ve sonrası yeterli kar örtüsünün olmaması, özellikle Batı dünyasında kış turizmi için popüler sayılan Noel ve Paskalya dönemlerine denk geldiğinde, işin finansal maliyeti çok daha fazla oluyor. Genelde sezon ortasında yağan bol kar ise, belki ilk başta taze toz kar meraklısı sporcuları dağlara çağırıyor, ancak beraberinde yol açma ve pist düzeltme maliyetleri ile çığ risklerini de getiriyor. Kaldı ki, ısınmaya bağlı bu kar yağışı fenomeninin ömrü pek de uzun olmayacak gibi. Muhtemelen 30-40 sene içerisinde birçok bölge bu maliyet ve risk getiren ancak yine kış sporlarına doğal zemin sağlayan yağışlara da hasret kalacak.

Bu yazı havadelisi.com/ dan lınmıştır

 

Osman Cenk Demiroğlu

 

Dr. Osman Cenk Demiroğlu

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi
Mercator-İPM Araştırmacısı

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.