EğitimManşet

Boğaziçi direnişi devam ediyor: 523’üncü gün!

0
Fotoğraf: Can Candan

Bugün itibarıyla Boğaziçi Üniversitesi’nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan rektörler Melih Bulu ve Naci İnci’ye ve bu kişilerin yaptıkları atamalara itiraz eden akademisyenlerin protesto eylemi 523’üncü gününü doldurdu.

Rektör İnci’nin ilgili kurullarının hiçbirini muhatap almadan ve  şeffaf olmayan bir şekilde Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının iki iki yüz seksen sekizinci, 30 Temmuz günü gerçekleştirilen oylamada akademisyenlerin yüzde 95 oranında rektör adaylığına karşı olduğu açıklanan İnci’nin Matematik Bölümü tam zamanlı öğretim üyesi Mohan Ravichandran’ı hiçbir gerekçe göstermeden görevden almasının ise ise iki yüz yedinci gününde, akademisyenler yine sırtlarını rektörlük binasına döndü.

Fotoğraf: Can Candan

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri haftanın her iş günü olduğu gibi bugün de 12:15’te #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek arkalarını 356’ıncı kez rektörlük binasına döndüler.

Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde “Kabul Etmiyoruz”, “Vazgeçmiyoruz” ve “Özerk, Özgür, Demokratik Üniversite” yazan dövizler taşıdılar.

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri 356. nöbetlerinin ardından haftanın her son iş gününde olduğu gibi haftalık açıklamalarını okudular:

Fotoğraf: Can Candan

“Sizlere basının hâlen alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.

Gayrimeşru rektör Naci İnci, çeşitli idari görevleri aralarında paylaşmış iki yardımcısı ve onları destekleyen, üniversite dışından devşirilmiş, kurumda tek bir ders vermemiş yönetici kadrosu, hayallerindeki otoriter ve biat esaslı üniversite modelini ancak Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenlerini yok sayarak gerçekleştirebileceklerinin farkında.

Fotoğraf: Can Candan

Mezuniyet törenleri

Üniversitenin ortak iradesine ve süregiden kitlesel itirazlara rağmen dayatılan bu kendinden menkul yönetim projesinin bir yansıması da eğitim yılı sonunda, mezuniyet törenlerinin lâyıkıyla düzenlenmesine karşı yönetimin ortaya koyduğu engeller ve öne sürdüğü çekincelerde görülüyor.

Geçen sene pandemi koşulları gerekçe gösterilerek düzenlenmesi uygun bulunmayan toplu mezuniyet töreni, bu sene de tepeden inme bir kararla, masraflar bahane edilerek iptal edildi. Öğrenciler ve öğretim üyelerinin karşısına çıkmaya çekinen kayyım yönetimi, bu sene de toplu töreni geçen sene olduğu gibi, ancak seçilmiş sayıda davetlinin yer aldığı, kapalı ve çevrimiçi bir formata indirgeyecek gibi görünüyor.

Fotoğraf: Can Candan

Toplu mezuniyet töreni, öğrencilerin üniversite deneyimini taçlandıran önemli bir dönüm noktası olarak Boğaziçi Üniversitesi tarihi boyunca her yıl aksamadan, coşkuyla gerçekleştirilmiş olan bir etkinlik. Üniversite yönetimini ve hocalarını, öğrenciler, aileleri ve yakınlarıyla bütünleştiren bu anlamlı kutlamanın iptal edilerek etkinliklerin fakülte, yüksek okul ve enstitü diploma dağıtım törenleriyle sınırlı tutulması kayyım yönetiminin aczini ve kendini mahkum ettiği yalnızlığı bir kez daha ortaya koyuyor. Özel güvenlik ordusuna, kampüsleri donatan kamera sistemlerine ve makam araçlarına yüklü harcamaları kolayca yapan gayrimeşru yönetimin mezuniyet törenini bütçe kısıntısı gerekçesiyle iptal etmesini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Dileğimiz, öğrencilerimizin mezuniyetlerini hak ettikleri türden, kapsayıcı, renkli ve coşkulu bir törenle kutlayabilmeleri.

Bütçe kısıntısı gerekçesiyle bir dönem yok edildi

Naci İnci yönetiminin bütçe kısıntısı gerekçesiyle iptal ettiği bir diğer hizmet de hazırlık öğrencilerinin yaz döneminde zorunlu ve ücretsiz olarak aldıkları P1 üçüncü dönem İngilizce eğitimi. 2014’te senato kararıyla zorunlu hale getirilen P1 üçüncü dönemi sayesinde beklemeli olan önemli sayıda hazırlık öğrencisi sisteme kazandırılarak İngilizce eğitim seviyesinde kayda değer bir iyileşme kaydedilmişti. Üniversite öncesinde yabancı dil eğitimi alma ayrıcalığı olmayan öğrencileri bir sene içinde akademik İngilizce kullanımı konusunda donanımlı hale getiren bu programın süresi, geçen hafta, Yaz dönemine haftalar kala, ilgili birim ve komisyonlara haber bile verilmeden, yönetimin ani bir kararıyla üç dönemden iki döneme indirildi.

Fotoğraf: Can Candan

Uzun çalışmalar ve istişareler sonucunda oluşturulmuş olan müfredatın bütünlüğü bozularak üçüncü dönem eğitimi zorunlu olmaktan çıkarıldı, seçmeli ve ücretli hale getirildi. Son anda alınan bu karar yüzünden hazırlık programını gerekli görülen seviyede tamamlamak isteyen tüm öğrenciler paralı eğitim seçeneğine zorlandı ve hak ihlaline uğradı. Bu uygulamayla Boğaziçi Üniversitesi’nde nitelikli eğitimin temel unsurlarından biri olan Yabancı Diller Yüksek Okulu devre dışı bırakılarak yıllardır büyük emek ve özveriyle oluşturulmuş olan İngilizce programına ciddi bir darbe vuruluyor. Bu ani ve hakkaniyetsiz karar, Boğaziçi Üniversitesince benimsenen ve uluslararası standartlarda eğitimin ön koşulu olan yabancı dil yetkinliğini kayyım yönetiminin önemsemediğini akla getirmekte ve bir kamu üniversitesi olmanın gereği olan erişilebilir ve ücretsiz eğitim şiarıyla da uyuşmamaktadır.

Fotoğraf: Can Candan

Boğaziçi Üniversitesi, ciddi bir kurum olarak öğrencisine verdiği sözü tutmak ve senatosunca onaylanmış müfredatları uygulamak zorundadır; tüm hazırlık öğrencilerinin bu yaz P1 programına devam etmeleri sağlanmalıdır.

Boğaziçi’nde Söz 101 dersleri: Mekan 101

Direnişimizin başından beri Güney Meydan‘da gerçekleştirdiğimiz ve dayanışmamızın önemli mecralarından biri olan Söz 101 derslerine, bu hafta MEF Üniversitesi Mimarlık Bölümünden İpek Yürekli’nin verdiği Mekân 101 dersiyle devam ettik.

Fotoğraf: Can Candan

Yürekli, hem pratik yararı olan, hem de olmayan hayal etme süreçleri bağlamında mekân tasarlama eylemi ve üniversite eğitimi ilişkisini ele aldı. MEF Mimarlık Bölümü stüdyosunda bu dönem Boğaziçi Üniversitesi odaklı yürütülen projede mekânsallık, üniversite-kamu ilişkisi ve akademik özerklik kavramlarının nasıl ilişkilendirildiğini anlattı. Açık dersten sonra stüdyo öğrencileri projelerini Güney Kampüste sergileyerek fikirlerini ziyaretçilerle paylaştılar.

Gözaltı ve cezalar

Mücadelemizin tüm baskı ve hak ihlâllerine rağmen kamu tarafından sahiplenilmesi bizim için çok değerli. Direnişimize ses verenlerin cezalandırıldığı yeni bir mahkeme kararını kamunun vicdanına sunuyoruz.

Gözaltına alınan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek vermek için Şubat 2021’de Çağlayan Adliyesi’nde toplanan ve polis müdahalesiyle gözaltına alınan dokuz kişinin yargılandığı davada bu hafta karar aşamasına gelindi. 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sekiz sanığa Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu ihlâl ettikleri iddiasıyla beşer ay hapis, bir sanığa da ‘görevi yaptırmamak için polise direnme’ suçundan altı bin lira adlî para cezası verildi. Sadece öğrencilerle dayanışma amacıyla bir araya gelen ve uyarılmadan polis müdahalesine maruz kalan bu gruba verilen ağır cezaların ilerleyen adlî süreçte yeniden değerlendirilmesini ve hakkaniyetli bir karar verilmesini umut ediyoruz.

‘Üniversitedeki gayrimeşru uygulamalar bir an önce sona ermeli’

Her hafta olduğu gibi süregiden hukuksuzluklara dair yaptığımız çağrımızı yineliyoruz:

Üniversitedeki gayrimeşru uygulamalar bir an önce sona ermelidir. Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları, enstitü müdürleri ve yüksek okul müdürü seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz ve haksızca işlerine son verilen dekanlarımız bir an önce görevlerine iade edilmelidir. Atama ve yükseltme kriterleri hiçe sayılarak, bölüm ve fakültelerin onayı alınmadan, tepeden inme kararlarla yapılan tüm atamalar gayrimeşrudur, geri alınmalıdır.

İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir.

Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz. Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarımızın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz. Üniversitemizi yılmadan ve kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.”

More in Eğitim

You may also like

Comments

Comments are closed.