Birleşmiş Milletler Türkiye ülke ekibi, Pınar Gültekin, Bahar Özcan, Fatma Altınmakas ve diğer kadınların korkunç bir şekilde öldürülmesini ve kadınların trajik bir şekilde hayatlarını kaybetmesine neden olan tüm kadın cinayetlerini kınadı. “Türkiye’de kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin önlenmesi ve sonlandırılması için çalışan ve şiddetle mücadele eden tüm kadın ve erkeklerle yine dayanışma içindeyiz” ifadeleri kullanılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet bugün dünyamızda en yaygın, süregelen ve yıkıcı insan hakları ihlali olmaya devam ediyor. Kadınlara yönelik şiddet tüm dünyada milliyet, etnik köken, nesil ve hiçbir toplum kesimini ayırt etmeksizin gerçekleşmekte, hayatlara mal olmakta ve toplumları parçalamaktadır. Her gün, tüm dünyada 137 kadın, eşleri, partnerleri veya diğer aile üyeleri tarafından öldürülmektedir. Kadınların eş ve partnerleri tarafından öldürülmesi, çoğu zaman uzun süredir devam eden şiddetin sonucudur ve önlenmesi mümkündür.”
Türkiye’nin kadınlara yönelik şiddetle mücadeleyi hedefleyen yasalar konusunda gerçekleştirdiği kayda değer ilerlemenin farkında olunduğu belirtilen açıklamada, 2012 yılında Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni ilk onaylayan ülke olduğuna dikkat çekildi:
“İstanbul Sözleşmesi olarak anılan bu Sözleşme, Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi’nin (CEDAW) küresel standartları ile uyumlu olarak şiddetin önlenmesi, şiddete maruz bırakılmış kişilerin korunması ve faillerin mahkeme önüne çıkarılması için kapsamlı bir çerçeve sunmaktadır. Sözleşme kapsamlı politikalar ve kaynaklarca desteklenmektedir.”
İstanbul Sözleşmesi sürekli, tam ve etkin şekilde uygulanmalı
BM’nin Türkiye Ülke Ekibi adına yapılan açıklamada İstanbul Sözleşmesi’nin sürekli, tam ve etkin bir şekilde uygulanması için olan çağrı yinelenerek, “Türk hükümetinin, kadın örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve tüm ilgili paydaşların kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin önlenmesi çabalarına desteğimizi devam ettirmeye hazırız” denildi.
Açıklamada Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın “kimseyi geride bırakmama” taahhüdü de hatırlatıldı:
Kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddet tüm toplumlarda bir hastalık ve sıklıkla sessiz bir kriz olarak devam etmektedir. Ancak bu durum önlenebilir. Türkiye’de kadın cinayetlerine ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete son verme çağrısında bulunan pek çok kurum, organizasyon ve bireylerin yanındayız. 2030 Gündemi’nin “kimseyi geride bırakmama” taahhüdünü içeren Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmaya 10 yıl kala ve Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’nun 25’inci yıldönümünde toplumun tüm üyeleri olarak her birimiz, bu önlenebilir küresel musibeti durdurmaya, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin tüm biçimlerinden arınmış bir dünya oluşturmaya yardım edebiliriz.”