Biz Ermeniyiz, siz kimsiniz? – Nurcan Baysal

Cizre’de devletin polisi Cizre halkına resmi araçlardan anons yapıyor:

“Ermeniler sizinle gurur duyuyor. Hepiniz Ermenisiniz, Ermenisiniz…”

Kendince Kürtlere hakaret ettiğini sanan bu zavallı polisler belli ki Kürtleri hiç tanımıyor. Oysa Kürtler son 10 yıldır Ermeni soykırımı ve yaşananlar konusunda ciddi sorgulamalar yapmış, bir soykırım yaşandığını kabul etmiş, yapılan bu soykırımın bir parçası olduğu için utanmış ve Ermenilerden defalarca af dilemiş bir toplum. Bırakın okumuşunu, şehirlisini, bugün hangi Kürt köyüne giderseniz gidin, Ermenilere yapılan vahşeti ve bu yaşananlardan dolayı üzüntüsünü anlatır. Yıllarca çalıştığım Tatvan köylerinde köylülerin çoğunluğu Ermenilere yapılan soykırımda atalarının da yer almasından öyle utanıyorlardı ki, Ermenilerden ne zaman konu açılsa “onlar o kadar güzelmişler ki, herkes hayran kalırmış…”, “onlar o kadar iyilermiş ki bütün yetimleri doyururlarmış”, “onlar o kadar yetenekliymiş ki en zor taşları bile incecik işlerlermiş”, “buralarda güzel ne varsa Ermenilerden kalmış…” gibi Ermenilerle ilgili olumlu her şeyi öne çıkararak, bire bin vurgu yaparak anlatırlardı.

Ancak Kürtlerde yaşanan bu dönüşümün, maalesef Türklerde ve Türkiye’nin Batısında yaşandığını söyleyemeyiz! Kendini efendi olarak görenler bu konuyu sağduyu ile tartışmayı beceremedi. Hrant’ın cenazesinde doğan umut, çok hızlı bir şekilde söndü. Ermeniler hala ürkek güvercinler gibi yaşamaya devam ediyorlar bu ülkede.

Bu anonsu yapan cahillere bir çift sözüm var:

Biz Ermeniyiz, Romanız, Aleviyiz, Suriyeli mülteciyiz, Ezidiyiz, Kürdüz… velhasıl senin nefret ettiğin her şeyiz! Ve tüm bu kimliklerle gurur duyarız. Baskı yapmayıp, egemenlik dayatmaktan vazgeçince, Türk de oluruz. Bu kimliklerin hiçbiri bizim için sorun değildir. Ama sizin  gibi ırkçı, faşistler ise tüm dünya için, insanlık için sorundur!

Ermeniler bizim kardeşimizdi, sizin gibi Türkler ve Kürtler yok etti. Keşke bir gün bizi affetseler de, dediğiniz gibi bizimle gurur duysa Ermeniler… Emin ol, Ermenilerin bizi tekrar kardeş kabul edeceği o günü büyük bir özlemle bekliyorum.

Evet, biz Ermeniyiz!

Peki ya, yaptığı zulümlerden dolayı korkudan yüzünü gözüne kadar kapatıp halkın içine çıkamayan, kafasını bile uzatmaya korktuğu TOMA’dan insanlara gaz sıkan, yaptığı yığınakların arkasına saklanarak halkı kurşunlayan, 75 yaşındaki adamı elindeki ekmeklerle katleden, evlere bombalar atan, yakıp yıkan, uykudaki insanları öldüren, küçücük çocukların cesetlerinin gömülmeden bozulmasına neden olan… sizler, siz kimsiniz?

Bu yazı t24.com.tr/ den alınmıştır

8.Nurcan Baysal

 

 

Nurcan Baysal

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR