Editörün SeçtikleriEğitimKentManşet

Bayraklı’da bir garip kentsel dönüşüm: İlkokulun yanındaki bina ortadan yıkılıyor, çocuklar maskeli

0

İzmir, Bayraklı’da bulunan Şehit Polis Fethi Sekin İlkokulu’nun karşısında bulunan, kentsel dönüşüm kapsamında gerçekleştirilen üç blokluk binanın yıkımı, eğitim öğretim dönemi sürerken başlatıldı. Veliler bir senedir yıkımı beklenen binanın eğitim öğretim sürecinde yıkılmaya başlanmış olmasına tepkili ve neden olacağı tehlikelerden dolayı tedirgin ancak seslerini duyurabilmiş değil.

Belediye yönetimine defalarca kez ulaşmaya çalıştıklarını ancak çabalarının karşılıksız kaldığını gören veliler, kendi aralarında imza da toplamaya başladı. Haftalardır yıkımın ara dönemde başlaması için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ve Bayraklı Belediyesi’ne taleplerini ileten velilerden biri de Avukat Burcu Karakoç.

Çocukların asbest olma ihtimalinden korktukları binanın yanı başında okula giderken yıkılmasına karşı harekete geçmiş ve belediyeyle iletişime geçmeye çalışmış olan Avukat Karakoç, belediyeden ismini vermek istemediği CHP’li bir meclis üyesinin kendisine şunu söylediğini belirtiyor:

“[Bayraklı Belediye Başkanı] Serdar Sandal buranın yıkılmasını çok istiyor. Artık uzun süredir bekliyor yıkılsın diye. Ama isterseniz kendisiyle randevu alın görüşün.”

Yıkımın ayrıca mevzuata uygun yapılmadığını da söylüyor Avukat Burcu Karakoç.

Üç bloktan oluşan 11 katlı binalardan biri yedinci kattan, kepçeyle oyuluyor. Bu kepçenin yıkıma ortadan başlamış olması çevrede büyük endişelere neden oluyor. Yıkım hem iş güvenliği ve işçi sağlığı açısından hem de ani bir yıkılma ihtimalini ortaya çıkarmasından dolayı oldukça tehlike arz ediyor.

Belediyeden cezai işlem kararı

Bugün (3 Nisan) belediye ekiplerinin yerinde yaptığı incelemeler sonucunda velilerin endişesinin haklı olduğu da ortaya çıkmış durumda. Belediye kaynakları tarafından Yeşil Gazete’ye yapılan açıklamaya göre; yıkım sırasında fenni kuralların ihlaline ilişkin, ilgili firmaya cezai işlem uygulanacak.

Ayrıca binada asbest bulunmadığı, bununla ilgili raporların yıkım izni öncesinde zaten belediyeye teslim edildiği yönünde açıklama da yapıldı.

‘‘Tek adam yönetimini’ çağrıştırıyor’

Yıkımın durdurulduğuna ilişkin karara yönelik olarak Avukat Burcu Karakoç, şunları söylüyor:

“Her ne kadar yıkım sakıncalı olsa ve ceza da kesilse bu ceza yıkımın yanlış yapılmış olmasını değiştirmiyor. Şu noktada yıkıma 11. kattan devam da edilse artık hassasiyet oluştuğunu biliyorlar. O yukarıda asılı kalan dört kata kepçe vurulduğunda zaten çökecek.

Belediye de bir şekilde zorla görevini yerine getirdi. Bunlar tamamen göstermelik. Hakkımızdan öte bir şey istemiyoruz. Sadece iki ay beklenecek. Niyetleri çok belli. Bu bana ‘tek adam yönetimini’ çağrıştırıyor.”

Öte yandan Bayraklı Belediyesi tarafından uygulanacağı belirtilen cezai işleme rağmen, şirket yıkımda fenni kuralları yerine getirilmesi durumunda yıkıma devam edebilecek. Tam da bu noktada, cezai işlem uygulaması kararının akabinde, velilere yıkımla ilgili okul aile birliğinden gönderilen bir mesaja ulaşıyoruz:

“Bayraklı Belediyesi ile yapılan görüşme sonucunda gelinen en son nokta şu: Yıkıma devam edilecek ancak bu giriş ve çıkış saatleri dikkate alınarak yapılacak. Sabah 08.00’den önce , öğlen 12.00-14.00 arası ve akşam 17.00’den sonra yıkım yapılmayacak.”

Saatlere ilişkin ise Bayraklı Belediyesi tarafından Valiliğe işaret edilerek bir teyitleme yapılamadı.

‘Yeterli tedbir alınmadı’

Velilerin endişeleri bina yıkılırken havaya çıkacak toz bulutunun okuldaki öğrencileri etkileyeceği yönünde. O nedenle talepleri yıkımın yalnızca iki ay ertelenerek tatil sürecinde gerçekleştirilmesi. 300’ün üzerinde imza toplayan veliler yarın da bir basın açıklaması gerçekleştirecek. Verilen cezai işlemin yeterli olmadığı ve mücadelelerine devam edecekleri yönünde konuşan Avukat Burcu Karakoç, şunları dile getiriyor:

“Bugün bir arkadaşımın çocuğu sırada fenalaştı, nefes darlığı yaşayarak hastaneye kaldırıldı. Çünkü bu binalarda yıkım ortadan başlandı. 11 katlı binada yıkım 7. kattan başlandı. Yönetmelik diyor ki; tepeden aşağı yıkılmalı, enkazın güvenli biçimde kayak sistemiyle indirilmesi gerekir, binanın üstü kaplanması bile gerekebilir… Doğrudan ortadan yıkıma başladılar; üstteki dört kat aşağı insin mantığıyla…

Sadece üç parmaklı bir kepçe binayı ortadan ufak ufak yıkıyor ama hiçbir su tazyiği görünmüyor. Bayraklı çok rüzgarlı bir yer. Şu an çok ciddi anlamda rüzgar esiyor. Su bile tutulsa bu su çok zayıf tazyiği düşük ve tek bir kaynaktan geliyor. Tek bir arazöz mevcut. Şu aşamada yeterli tedbir alındığını düşünmüyorum.”

Avukat Karakoç, 13 Ocak’ta Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yıkıma ilişkin sorularını yönelttiklerini ve 16 Ocak’ta okuldan kendilerine binanın yıkılacağı yönünde bilgi geldiğini aktarıyor.

‘Ne yana yıkılacağı belli değil’

İşçi güvenliğine dair ise tek bir kepçeyle ortadan girilen binanın üstte kalan dört katının aniden çökme ihtimali tedirginlik yaratıyor, Karakoç şunları söylüyor:

“Orada binanın yıkım çevresinde bir iş makinesi duruyor, kamyonun içinde bekleyen işçiler var. Yine aynı yıkım çevresinde ve üstelik bu binanın nereye doğru yıkılacağı da belli değil. Rüzgar var ve yakında yağmur da başlayacak. Binalar zaten zayıf olduğu için yıkılıyor. Kentsel dönüşüme girdi bu bina da. Bu aşamada doğa koşulları zaten onu yıkmak için bütün çabayı sarf ediyor. Bir gün çok rahat bir biçimde tık diye ne tarafa devrileceği belli değil, kendi haline terk edilmiş durumda.”

‘Çocukları okula maskeyle yolladık’

Çocuklarını okula maskeyle yolladıklarını söyleyen Avukat Burcu Karakoç, lokal olarak tatil yapılabilir diye de düşündüklerini belirterek “Ama işte niyet önemli. Şu anda o çocuklar o tozun altında eğitim öğretime devam ediyorlar. Okul binasında hem ilkokul hem ortaokul öğrencileri var. İlkokul öğrencileri 12.50-18.00 arasında okuldalar, sabahtan da 07.30’da okula giren misafir, Çamkıran Ortaokulu öğrencileri var. Yaklaşık iki bin öğrenci” diyor.

Talepleri karşısında belediyeden hiç ses çıkmadığını belirten Burcu Karakoç, “Bize sadece ‘Yıkım hafta sonu olacak, çok ciddi denetleyeceğiz. Kesinlikle zarara yol açmasına izin vermeyeceğiz’ denildi. Ama şu an hiçbir denetim olmadığı gibi göz de yumulmuş durumda. Ayrıca yoğun trafiğe sahip bir yer; okul olmasa bile tehlike yaratıyordu ki bir de okul var” diyor ve asbest korkularını dile getirerek son olarak şunları ifade ediyor:

“Serdar Sandal her fırsatta kendisinin bir eğitimci olduğunu vurguluyor ama şu noktada değil gelecek nesillere sağlıklı bir hayat sunmak, bir öğretmen olarak dahi herhangi bir hassasiyet sergilemiş değil. Biz kendisiyle görüşmek için çok çaba sarf ettik, iyi niyetimizi tamamen sergilemek istedik. Yürütmeyi durdurma davası da açabilirdik. Fakat karşı taraftan hiçbir adım yok.

Oyalama taktiği… Bize çocuk muamelesi yapılıyor. Süreci yavaşlatıp tepkileri söndürüp akabinde bildiklerini yapmak istiyorlar. Tek isteğimiz iki ay sonra yapılması.”

You may also like

Comments

Comments are closed.