Yeni bir araştırmaya göre, tropikal ormanların kenarlarındaki ağaçların tahribatı daha önce düşünülenden daha yaygın.
Nature dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, ormanın kesilmiş ağaçlarının bulunduğu veya bozulmuş bölgelerinin yakınındaki ağaçlar, kuraklığa ve kerestecilik gibi insan faaliyetlerine karşı daha savunmasız. Yazarlar, bu “kenar etkilerinin” ormanın 1,5 km içine kadar ölçülebildiğini buldu.
Yazarlar, bunun “inanılmaz bir sonuç” olduğunu söylüyor çünkü önceki çalışmalar bu etkileri yalnızca orman kenarının ilk 120 metresinde tespit etmişti. Yeni rakam, kalan tropikal nemli ormanların yüzde 18’inin kenar etkilerinden etkilendiğini gösteriyor; bu, daha önce tahmin edilenin yüzde 200’ünden daha büyük bir alana denk geliyor..
Çalışmaya dahil olmayan uzmanlar Carbon Brief‘e tropikal orman bozulmasını ölçmenin “sinir bozucu derecede zor” olduğunu söylüyor.
Daha uzun ağaçlardan oluşan ormanlar daha az bozuluyor
Tropikal ormanlar, küresel orman örtüsünün yaklaşık yüzde 45’ini oluşturuyor. Bu ormanlar, yüksek biyolojik çeşitlilikleri ve sağladıkları önemli ekosistem hizmetleriyle biliniyor . Ayrıca , tüm kara tabanlı karbonun yaklaşık dörtte birini tutuyorlar.
Yeni çalışma, ormansızlaşma ve bozulmanın ” nemli tropikal ormanları ” nasıl etkilediğini değerlendiriyor. Buna göre, tropikal nemli ormanların yaklaşık yüzde 17’si, 1990 ile 2021 yılları arasında büyük ölçüde ağaç kesimi ve yangınlar gibi insan faaliyetleri nedeniyle ortadan kayboldu. 2019’da küresel olarak kalan 1.071 milyon hektarın yaklaşık yüzde 10’u da yine insan kaynaklı nedenlerle bozuldu.
Tropikal ormanların kenarlarındaki ağaçlar, yangın ve kuraklık gibi durumlara daha fazla maruz kaldıkları için, merkezdeki ağaçlardan daha yüksek ölüm oranlarına sahip. Bozulmamış ormanlar kesim, yangın, kuraklık veya yol yapımı gibi nedenlerle parçalandığında, bu ” kenar etkileri ” daha fazla orman bozulmasına yol açıyor.
Yazarlar, Uluslararası Uzay İstasyonu‘ndaki Küresel Ekosistem Dinamikleri Araştırması (GEDI) aracı tarafından toplanan verileri kullanarak son dört yılda orman yapısını (örneğin, gölgelik yüksekliği ve yer üstü biyokütlesi) değerlendirdi.

Çalışma, en uzun bozulmamış nemli tropikal ormanların, ortalama gölgelik yüksekliğinin 34 m olduğu Güneydoğu Asya’da bulunduğunu buldu. Batı ve Orta Afrika ile Orta ve Güney Amerika‘nın ortalama orman yükseklikleri 29 m.sYazarlar, bunun nedeninin, genellikle “sert ağaç rüzgarıyla dağılan türler” tarafından domine edilen Asya’daki bozulmamış tropikal ormanların genellikle daha uzun olması olduğunu söylüyor.
Haritada ayrıca bozulmuş ormanların, orman kenarlarının ve ormanlık alanların ortalama olarak daha kısa ağaç oranına sahip olduğu görülüyor.
‘Kenar’
Çalışmada, orman kenarı etkilerinin iki farklı türü araştırılmış ve ormansızlaştırılmış ve bozulmuş arazi alanlarının yakındaki ağaçları nasıl etkilediği araştırılmış.
Uluslararası Kalkınma için Fransız Tarımsal Araştırma Merkezi’nde araştırmacı olan, çalışmanın yazarı Dr. Lilian Blanc, yakınlardaki bozulmuş arazinin etkisinin “önceki çalışmalarda dikkate alınmadığını” söyledi.

Yazarlar, ormansızlaşmanın en büyük kenar etkilerinin, yüksek parçalanma seviyeleriyle işaretlenen Borneo ve Sumatra kıyılarında ve Kongo havzasının sınırlarında, bulunduğunu tespit etti.
Ayrıca Amerika, Afrika ve Asya’da ormansızlaşan kenardan itibaren sırasıyla 350, 400 ve 1.500 metreye kadar gölgelik yüksekliğinde azalma kaydediliyor.
Yazarlar, ağaç kesimi ve yangın nedeniyle zarar gören ağaçların 120 metre çevresindeki alanda, bozulmamış ormanlardaki ortalama gölgelik yüksekliğinin de sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 22 daha düşük olduğunu tespit etti.
Orman bozulmasının ormansızlaşma olasılığını da artırabileceğini belirten uzmanlar, orman parçalanmasının ormanın iç kısımlarını oduncular için daha erişilebilir hale getirmesi nedeniyle, orman yüksekliğinin ve ormanın kenarına olan mesafenin “ormansızlaşmanın güçlü öngörücüleri” olduğu uyarısı yapıyor. Çalışmaya göre, Afrika ve Amerika’da orman sınırından 500 metre içeride, Asya’da ise daha derinlerde seçici kesim yapılıyor.
Eleştiriler: Yerel bilgilere yer verilmedi
Çalışmanın sonuçları, alanda çalışan bilim insanlarının “karışık” tepkilerine yol açtı.
Maryland Üniversitesi coğrafya bölümünde uzaktan algılama bilimcisi olan Prof. Matthew Hansen , orman bozulmasının “ölçümlenmesi sinir bozucu derecede zor bir dinamik” olduğunu belirtirken, çalışmayı “çok açık ve iddialı” bularak övdü.
Hansen ile birlikte araştırma yayınlayan Potapov ise sonuçların mevcut bulguları genel olarak doğruladığını, ancak çalışmada bazı “önemli sınırlamalar” olduğunu; örneğin, yöntemin insan yönetiminin ağaç yüksekliği üzerindeki etkisini yükseklik, toprak kalitesi ve seller gibi doğal faktörlerden ayırmak için bir “eşleştirme tekniği” içermediğini söyledi: “Yazarlar Gabon’daki seçici ağaç kesimini büyük ölçüde hafife alırken, Güney Amerika’daki nehir kıvrımları ve rüzgarla devrilen ağaçlar gibi yangın dışı doğal bozulmalar muhtemelen insan kaynaklı bozulma olarak ele alındı.”
Uydu görüntüleme firması Planet Labs’ta orman ve arazi kullanımı program yöneticisi olan Dr. Flávia de Souza Mendes , araştırmayı “iyi yazılmış” bulsa da benzer çalışmalar yürüten bilim insanlarının “daha fazla yerel araştırmacıyı katılmaya davet etmesi” gerektiğini belirtti.
Brezilya‘daki Maranhão Federal Üniversitesi‘nde Amazon ekolojisi ve uzaktan algılama alanında araştırma yapan Prof. Celso Silva-Junior da Carbon Brief’e yaptığı açıklamada, çalışmanın “2016’dan beri uzaktan algılama teknolojilerini kullanarak büyük ölçekli orman kenarı etkilerini araştıran araştırma grubunun bulgularını yeniden ürettiğini” belirtti ancak o da “tropikal bilim insanlarının yerel bilgisinin” önemini vurguladı.