Birleşik Krallık‘ın haftalık bilim dergisi olan Nature Dergisi‘nde yayımlanan yeni bir bilimsel makaleye göre, iklim krizinin temel tarım ürünleri üzerindeki etkileri önceden düşünülenden daha kötü olabilir.
Dünya çapında yapılan analiz, ısı ve kuru havanın etkilerinin, soya ve mısırda Amerika Birleşik Devletleri‘nin (ABD) bazı bölgelerinde yüzde 20’ye ve Doğu Avrupa ve Güneydoğu Afrika‘da da yüzde 40’a varan ek verim düşüşlerine neden olacağını gösterdi.
‘Bitkiler sudan yoksun kalacak’
Araştırma, güçlü ve hızlı emisyon kesintileri olmadan temel gıdaların aşırı iklim olaylarından giderek daha fazla etkileneceğini gösteriyor. Söz konusu durum, gelişmiş ülkelerde dahi gıda fiyatları ve gıda kıtlığı risklerini artıracak.
Çalışmanın baş yazarı ve Columbia Üniversitesi Lamont-Doherty Earth Observatory (LDEO) araştırmacısı Corey Lesk, makaleyle ilgili şu açıklamalarda bulundu:
Çalışmamız, mevcut değerlendirmelerde göz ardı edildiğine inandığımız tarım ürünleri üretimine yönelik küresel ısınma kaynaklı yeni bir riski ortaya çıkarıyor. Gezegen ısınmaya devam ettikçe, su ve ısı birçok bölgede daha güçlü bir şekilde birbiriyle ilişkili hale gelebilir, bu da kuraklıkları daha sıcak ve ısı dalgalarını daha kuru hale getirir. Bitkiler, en çok ihtiyaç duydukları anda giderek daha fazla sudan yoksun kalacaklar ve tarih boyunca bu, özellikle tarım ürünlerine zarar veriyor.”
‘Tarımın küresel ısınmaya uyumu planlarında şeffaf olunmalı’
Corey Lesk konunun herkes için önemli olduğunu vurgulayarak, hükümetler ve büyük tohum şirketlerinin tarımın küresel ısınmaya uyumu ile ilgili planlarında şeffaf olması gerektiğinin altını çizdi:
En önemlisi, çalışmamız, tarım ürünlerimizi uyumlaştırmak için motivasyon olmalı ve tarımsal faaliyetlerimiz çakışan aşırı iklim olaylarına ve birleşik etkilere göre şekillenmelidir. Örneğin, yükselen sıcaklıklara dayanacak yeni mahsul çeşitlerine ihtiyacımız var, ancak bu onların kuraklığa toleransları pahasına olamaz. Herkes için önemli bir konu olduğu için, hükümetler ve büyük tohum şirketleri, tarımın küresel ısınmaya uyumu ile ilgili planlarında şeffaf olmalıdır.”