Hafta SonuManşet

Anne ben yoğurt mayaladım!

0

Çok çalışıyorum! Ağır ev işçisiyim. Ofis işi 09:00-18:00 arasıydı. Şimdi? Gecem gündüzüm belli değil. Çalışırken yirmi dört saat yetmediği için şikayet ederdim. Şimdi de kendi zevk aldığım şeylerin hepsini aynı anda yapmaya çalışıp günü yetiştiremiyorum. Geç yatıyorum, epey yoruyorum kendimi, yemeğe vakit kaybı diye bakıyorum, bağışıklık sistemim çöküyor ve iki günde bir aksırıp tıksırıyorum. Annem “Çok yaşa!” demekten yorulduğu için böyle bir sistem geliştirdi:

‘Çok yaşa’sını peşinen yazdı, git-gel altına çentik atıyor.

‘Çok yaşa’sını peşinen yazdı, git-gel altına çentik atıyor.

Ev insanı olduğumdan beri, yaşam enerjim geri geldi. Aynı gün içinde yoga yapıp, kitap okuyup, elma kabuğu kurutup, yün boyayıp, defter dikip, ayraç üretebiliyorum. Tek günde birkaç işi birden tamamlayabilmek şehirde kolay olan bir şey değil biliyorsunuz. Ya da-biliyor musunuz?

Alışveriş işini devraldığımdan beri mutfakta daha fazla zaman geçiriyorum. Mesela hayatımda ilk kez yoğurt yaptım. Bayramiç-Yeniköy Çiftliği’nde yapmıştık gerçi, ama bu seferki görevde bir başımaydım! Bizim evde yoğurt yapılmazdı, ne anneannemden ne de annemden gördüm. Annem biz küçükken kendi yapmış bir dönem, sonra yoğurt makinalarına geçmiş. Ailenin yeme-içme dönüşümü konusundaki öncüsü ablam Mercan (Yurdakuler Uluengin) oldu. Anne olduktan sonra evine aldığı her tüketim malzemesinin etiketini okumaya, zararlı maddeleri mümkün olduğunca kullanmamaya, sonra da gıdasının büyük kısmını kendi üretmeye başladı. Gündönümü Çiftliği’nin üreticisi Aysun the Sütçü’ye her hafta verdiği süt siparişi listesine beni de ekleyerek sütümün teminatörü ve yoğurdu yaparken danışacağım kişi kendisi oldu.

Anne ben yoğurt mayaladım!

Üç litre sütü orta ateşte bir taşımlık kaynatarak ılınmaya bıraktım.

Ilınma ölçütü şu; serçe parmağın eklemiyle beraber 7 saniye boyunca yanmadan süt banyosu yapabiliyorsa, yoğurt mayalanmaya hazır demek. Bu aşamada, halihazırdaki yoğurttan (o da ev yapımı mümkünse) 3-4 yemek kaşığı alarak başka bir kapta, yine göz kararı birkaç kaşık ılık sütle karıştırdım. Üç litre süt için bu miktarı uygun gördüm ben, deneye yanıla bulunabilir en doğrusu. Bu ön karışımı, mayalamak için kullanılacak yoğurdun ısısını sütünkiyle dengelemek için yapıyoruz. Sonra bu karışımı alıp, ılık sütü koyduğumuz yeni kaba ekliyoruz. Bir iki karıştırdıktan sonra artık elleşmiyoruz, kabı kıpırdatmıyoruz, yoksa yoğurt sulanabiliyor. Kabı kışın battaniye gibi kalın bir şeyle, yazın çok kalın olmayan bir örtüyle örtüp, sarıp sarmalayıp 4-5 saat kendi haline bırakıyoruz.

21

Verdiğimiz mühletin sonunda duvağı açıp bakabiliriz, kıvam iyiyse gelini öpebiliriz, suluysa kalorifer yanında biraz daha bekletebiliriz.

Bu arada, süt soğurken üzerinde biriken kaymak tabakasını tahta kaşıkla alıp onu da ayrıca yiyin. Artık balla mı olur, fındıkla mı olur… Kaymak demişken, piyasadaki kaymaklı yoğurtların kaymağının, margarin eritilerek elde edildiği söyleniyor!

Püf noktaları (Özra Peker Gökçe’nin Buğday Derneği’ndeki ‘Kendin Yap’ atölyesinde aldığım notlar):

. Mayalamak için toprak kap ve tahta kaşık daha iyi.
. Sütü 8 çizerek karıştır. Amaç, dibe çöken süt proteinini havalandırarak karışımı homojenize etmek.
. Sabredemeyip sıcakken mayalarsan yoğurt sulu olur.
. Mayaladıktan sonra kabı kıpırdatma.
. Yoğurt olduktan sonra 1 saat kapağı açık dinlendir, sonra dolaba koy.

Dayanıklı beyaz eşya mı, bozulan yoğurt mu?

Prof. Yavuz Dizdar, piyasadaki bozulmak bilmeyen süt ve yoğurtlar için ‘dayanıklı beyaz eşya’ tanımını kullanıyor. Dayanıklılıkları arttırılmak üzere pastörizasyon ve UHT (Ultra High Temperature-Çok Yüksek Sıcaklık) tekniği uygulanan ürünler, mikroorganizmalardan arındırılıyor. Fakat UHT sütler ve piyasa yoğurtları kapakları açıldıktan sonra bakterilerle temas etmelerine rağmen ne hikmetse uzun süre bozulmuyorlar, bu iyiye işaret değil. Sevinmeyelim yani aldığımız şey uzun süre gidiyor diye. Üreticisine güvendiğimiz yerlerden sütü temin edip kendi yağımızla kavrulmak en iyisi.

Üstelik, kendi ürettiğiniz yoğurdu yemenin ve yedirmenin keyfi o kadar büyük ki! O sütün ılınıp ılınmadığını kontrol etmek, o yoğurdun mayalanması için saatlerce beklemek, tutacak mı tutmayacak mı diye düşünmek, bebeğin üstünü örter gibi yoğurdu sarıp sarmalamak ve sonra tadına bakmak… Hepsi emek, zaman, merak, endişe, heyecan, mutluluk…

Sadece yoğurdu değil, her hangi bir şeyi kendiniz ürettiğiniz zaman daha büyük ölçekli düşünmeye, marketten aldığınız gıdanın evinize kadar gelme sürecine kafa yormaya başlıyorsunuz.

‘Ben mi kurtaracam dünyayı?’ demeden (ki ben demiştim vaktiyle), bireysel olarak attığımız her adımın tüm dünyayı etkilediğinin bilincinde olmak, kendi mayamızı bozmamak dileğiyle…

19-Ceylan-Yurdakuler

 

 

Ceylan Yurdakuler

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.