Anadolu’nun Yörük topluluğu Sarıkeçililer – Naime Sürenkök

Ormanevi Kırsalda Sürdürülebilir Gelecek Derneği adına yaptığımız Ekolojik Yerleşkeler Envanteri projesi için yaklaşık 5 aydır Türkiye’de kırsal alanda ya da şehirde birçok topluluğu ziyaret etmekteyim. Listenin tabii ki en ilginci Anadolu’nun son Yörük topluluğu olan Sarıkeçililer.

50

Sizi dağda kendi ördükleri keçi kılından yapılma çadırları altında ve ormandan topladıkları çalı çırpıyla demledikleri çaylarıyla karşılayan Sarıkeçili aileler sorularınızı çekinmeden yanıtlıyor, nasıl isterseniz öyle pozlar veriyor ve bıkmadan siz en iyi ışığı yakalayıp bu anı en “iyi” ve en çok “likelanabilir” çekin diye yer değiştiriyor, sizi keçilerle yürütüyor ve her türlü bitkiyi, havayı, suyu nasıl gözlemlediklerini ve keçi “yoldaşlarıyla” nasıl uyum içinde yaşadıklarını anlatıyor. Sonradan anlatması ne kadar zevkli, tadından yenmiyor. Şehirdeki arkadaş ortamınızda sizi konuşmanın odağı yapıyor, anlatıyorsunuz, durmadan anlatıyorsunuz. Ama bir süre sonra durduğunuzda “diğer konu” deyip konudan konuya atlıyor ve ilgiyi kaybediyorsunuz.

Ama durun bir dakika! Burada yaşadığınız his size aslında çok da yabancı gelmeyen bir his, hatırlamaya çalışıyorsunuz. Hımm, evet, buldum! Bu tam da müze ya da bir şehir gezmeye ve arkasından ballandıra ballandıra anlatmaya benzemiyor mu? Orada resimler ve heykeller dolu ve siz de bir rehber aracılığıyla geziyor ve canınızın istediğinin, kendinize göre önemli bulduğunuzun önünde duruyor ve resimliyorsunuz.

48

“Ne demek ki bu şimdi? Ne güzel diğer insanlara anlatıyoruz, böyle yaşayan insanlar hala var, herkes görsün. Kıyafetleri, yaşamları inanılmaz güzel, ne güzel.” diye düşünüyorsunuz. Hadi bu “şehirli” cümlelerin altyazılarını bir okuyalım: “İyi hoş güzel ama biz şehirleri seviyoruz; sıcak yatağımı, sabit adresimi seviyorum işte” diyorsunuz. Devamı da hemen geliyor: “Yollar olsun, her yere gidebilelim; yeni evime kereste lazım, mermer lazım, çok güzel olacak, süper görünecek; su hiç kesilmesin duşumun ortasında susuz kalmayayım” gibi gündelik kaygılarınıza geri dönüyor ve devam ediyorsunuz tüketmeye, daha da çok tüketmeye, akan deterjanlı suların nerelere gittiğini düşünmeden, düşünmek istemeden. Elektrik hiç kesilmesin istiyorsunuz.

Peki bu dümenin suyu nereden geliyor? O romantize edip bolca likeladığımız Sarıkeçililerin yaşam alanlarından geliyor olmasın sakın? Acaba onlar aslında kendilerine çok yapmacık gelen o fotoğraf ve video çekimlerinden bıkmış olamazlar mı? Her gelene gündelik yaşamlarını anlatırken, ziyaretçiler gittikten sonra baş başa kaldıkları doğanın sorunlarını umursamamamıza içerliyor olamazlar mı?

52

Doğayı tahrip eden barajlar, ağaç kesimleri, yapılan yollar onların yaşam alanlarını her gün biraz daha kısıtlıyor ve seslerini duyurmak için çok çaba gösteriyorlar. Ama onların kıyafetlerinin rengi, çocuklarının koşturmacaları ve çadırlarında bulunan el örmesi çuvallarla ilgilenenlerin kafaları o güçlü ve mücadeleci sesleri alacak durumda olmuyor ne yazık ki. Artık kendilerine klasik fotoğraf çekimi için gelen insanları istemiyorlar. Sırtını sıvazlayıp, fotoğraflarını ve videolarını şehirlerdeki sergilerde anlatacak insanlara değil, mücadelelerinde onlarla yan yana yürüyecek insanlara ihtiyaçları var. Aslında en çok dinlenmeye ve seslerinin bolca duyurulmasına ihtiyaçları var. Çocuklarını okula göndermek yerine onlarla gezici olacak öğretmen arayışlarının duyurulmasına ihtiyaçları var. Gözlerinin önünde kesilen yüzlerce ağacın sesini duyuracak medyaya, insanlara ihtiyaçları var.

Doğayı ve kültürlerini koruma mücadelelerini görmek, takip etmek ve desteklemek bizim en büyük görevimiz. Onları sahnenin yanında tutup onların adına fotoşoplanmış görüntüleri sunmak yerine, kamerayı onlara vermenin zamanı.

49

Sarıkeçililer Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Savran, büyük özenle seçtikleri etkinlilere katılarak Sarıkeçililerin haklarını ve isteklerini dile getiriyor ve sorunlarına kamuoyunun dikkatini çekmek için konuşmalar yapıyor. Umuyorum ki, seslerini daha çok duyurup, mücadelelerini anlatmaları için daha çok uygun ortam olur ve başarıya ulaşırlar.

Ben de dayanamayıp bize ders olacak bir olayı da anlatayım: Herkesin aynı tabaktan yemesinin açıklamasını şöyle yaptılar: “Köpekler anlaşamadığından ayrı kaplardan yediririz, biz hepimiz ortak bir kaptan yeriz” Beraber sebeplendiğimiz bu kocaman sofrayı kimlerle ve neden paylaştığımızı ve neden karnımızı tıka basa değil de, doyacak kadar doldurmamız gerektiğini anlattı gitti sanki bu hikaye.

51

Son söz olarak, Sarıkeçililer Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Savran’ın bizlere söyleyecekleri var. “Biz Sarıkeçililer, binlerce yıldır Toroslar’da yürüyoruz. Kış aylarını Mersin sahillerinde, yaz aylarını ise Konya ve Karaman’ın yaylalarında geçiriyoruz. Ancak yaşam alanlarımız giderek daralmakta olduğundan yaşama biçimimizi sürdürmekte zorlanıyoruz. Bizler doğanın çocuklarıyız. Dilini bildiğimiz doğanın çetin şartlarına karşı en iyi bizler dayanırken, insanın yarattığı sorunların içinde boğuluyoruz. Doğaya insan eliyle verilen zararlar (HES’ler, taş ve maden ocakları, ormanların yok edilmesi, Akkuyu Nükleer Santral Projesi gibi) bizi doğrudan olumsuz etkiliyor. Bizim damarlarımızdaki akan kanı yok ediyor. Bu yok oluşlar içinde varlığımızı sürdürmeye çalışırken bir yandan da yaşamımızı zorlaştıran bürokratik engellerin ve çeşitli baskıların çözülmesi için sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. En son, 12-23 Ekim tarihleri arasında Ankara’da gerçekleşen BM Çölleşmeyle Mücadele 12. Taraflar Konferansı kapsamında Sarıkeçilileri Yaşatma ve Dayanışma Derneği olarak yer aldığımız etkinliklerde varlığımızı ve sorunları ortaya koyduk. Özgürce göçerek yaşamımızı sürdürebilmemiz için sorunlarımızın çözüleceğine dair sözler aldık. İlerleyen günlerde bu konuda somut adımlar atılacak. Sarıkeçililerin önümüzdeki Nisan göçü inşallah çok daha iyi şartlarda gerçekleşecek. Umudumuz budur çünkü bizler tüm zorluklara rağmen göçerek yaşamayı sürdürmeye kararlıyız. Devran dönsün, Sarıkeçililer yürüsün. Bu kültür sonsuza dek sürsün…”

Mücadelelerini daha yakından takip etmek ve desteklemek için:
Devran dönsün, Sarıkeçililer yürüsün
https://www.facebook.com/Sarikecililerresmisayfasi?fref=ts

47-Naime-Sürenkök

 

 

Naime Sürenkök

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

AB için ‘küresel net sıfır’ yarışında Çin ve ABD hakimiyeti uyarısı

Uzmanlar, AB ülkeleri 2023'te net sıfır yatırımlarını artırsa da Çin ve ABD rekabetine yenilmemesi için Temiz Sanayi Anlaşması'nın önemine vurgu yapıyor.

Ümraniye barınağında vahşet: Görüntü alan gönüllülere bıçak çekildi

Hekimbaşı Barınağı'na giden hak savunucuları çok sayıda ölü kedi, hasta ve dışkısı içinde yaşayan hayvan buldu. Bir kişi gönüllülere bıçak çekti, barınak 'izinsiz görüntü alanlara yasal işlem başlatacağız' dedi.

BİFED’de büyük ödül yerlilerin mücadelesini anlatan Twice Colonized’ın

11. Bozcaada Ekolojik Belgesel Festivali'nde ödüller sahiplerini buldu. İlk kez mansiyon ve müzik ödülleri verilen festivalde Açık Radyo ve Gebze'de katledilen hayvanlar unutulmadı.

‘İklim krizi Helena ve Milton kasırgalarında hasarı büyüttü, etkisi yıllarca sürecek’

Araştırmacılar, Florida'daki kasırgalar dolayısıyla ortaya çıkan ekonomik kayıplara iklim değişikliğinin katkısını tahmin etti; eylemsizliğin yıkıcı maliyetini ortaya koydu. 

‘Erkeklikle’ zehirlenmiş erkeklere bir arınma kılavuzu- Kürşat Kızıltuğ

Justin Baldoni, 'Erkeklikle Zehirlenmiş Erkekler'de 'yeterince erkek olma' endişesinin biçimlendirdiği kendi erkeklik krizini reddetme ve dönüşüm sürecini anlatıyor.

EN ÇOK OKUNANLAR