Alkışlıyoruz – Aydın Engin

Aydın Engin’in bu yazısı Cumhuriyet Gazetesinden alındı

MHP desteği yetmeyen AKP’ye, oylamanın sonucu belirleyecek aşamasında yaklaşık 20 milletvekillik bir destek vererek dokunulmazlıkları kaldıran, anayasayı çiğneyen, hukukun ırzına geçen değişikliğin referanduma filan kalmadan Meclis’ten geçmesini sağlayan sosyal demokratımtrak CHP’yi alkışlıyoruz!..
Referandum koşullarında “evet” deseler AKP ile el ele tutuşmuş görülecekleri için, “hayır” deseler HDP’nin yanında saf tutmuş görüneceklerine inandıklarından muhteşem bir siyasal çözüm bulup, AKP ile Meclis’te el ele tutuşup meydanlarda muhalefet (muhalefet?) yapacak CHP’yi alkışlıyoruz!..
Hiçbir CHP milletvekili “Ben evet oyu verdim” demiyor; hepsi “Hayır” oyu verdiğine yemin billah ediyor. Bu durumda bizleri çözümü imkânsız 316 AKP + 40 MHP = 376 denklemi ile başbaşa bırakan CHP’li siyaset cambazlarını alkışlıyoruz!..
Daha dokunulmazlıklar konusu Meclis’e geldiği günlerde “evet” oyu vereceklerini (vereceğini değil vereceklerini) ilan eden genel başkanlarına rağmen oylama günü grup kararı almadıklarını, hiçbir milletvekilini yönlendirmediklerini, onları özgür iradeleri ve vicdanları ile başbaşa bıraktıklarını söyleyerek övünen ve bizleri salak yerine koymakta sakınca görmeyen CHP’lileri alkışlıyoruz!..
Eğer anayasa değişikliği referanduma gidecek olsaydı yaz boyunca yurttaşlara neden “hayır” demeleri gerektiğini ayrıntısıyla anlatma fırsatı çıkacaktı. Çalışkan bir siyasetçi için bulunmaz bir fırsattı bu. Ancak ödlek siyasetçiler “Hayır, anlatamayız, halk bizi dinlemez. Çünkü halk cahil, Erdoğan ne derse koyun gibi onun dediğini yapar” dediler ve referanduma gitmeden demokrasinin işini Meclis’te bitirmeyi yeğlediler. Siyasal taşlamanın büyük ustaları Kurt Tucholsky ve Bertold Brecht’i bir kez daha haklı çıkardılar. Tucholsky ve Brecht’in otokratlar, diktatörler için söylediklerini Türkiye’ye uygulayıp “Bu halk bu muhalefete layık değildir, derhal feshedilmelidir” diye yazma olanağını bize veren ödlek siyasetçileri alkışlıyoruz!..
Dokunulmazlıklar konusunun tartışılmaya başlandığı ilk günlerden düne kadar “HDP ile yan yana görünmemek için” dokunulmazlıkların kaldırılmasına “evet” oyu vereceklerini açıklayan ve bunu söylerken “Peki, o zaman kimlerle yan yana görüleceksiniz” sorusunu aklına getirmeyenleri alkışlıyoruz!..

***

Not: Alkışlamaktan ellerim kızardı, kollarım yoruldu. Yazının da, alkışın da devamını siz getirin lütfen…

 

Aydın EnginAydın Engin – Cumhuriyet

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR