Hayvan HaklarıManşetTürkiye

Aktivistler Gaziantep’ten seslendi: Hayvanat bahçeleri kölelik merkezleridir, kapatın!

0
hayvan

Hayvan Hakları İzleme Komitesi‘ne (HAKİM) bağlı Hayvan Hapishaneleri Kapatılsın (HayHapKap) platformu, 12 yıl önce Gaziantep Hayvanat Bahçesi‘ne getirilen ve dünyadaki ilk tüp bebek fil olarak bilinen Gabi adlı filin akıbetini sorgulamak üzere hayvan hakları savunucuları ile bir araya geldi.

Saat 14.00’te Gaziantep Hayvanat Bahçesi önünde bir araya gelen hayvan hakları aktivistleri yaptıkları basın açıklamasında “Bugün burada, Gaziantep Hayvanat Bahçesi isimli esaret merkezinin önünde, hayvanların insan müdahalesi olmadan özgürce, sömürülmeden ve istismar edilmeden yaşama hakkını savunan kişiler olarak bir araya geldik” dedi.

“İnsan türünün esaret altına alıp, sergileyerek üzerlerinden para ve çıkar elde ettikleri tüm işkence merkezlerine karşı Hayvan Hapishaneleri Kapatılsın Platformu olarak buradayız” diyen aktivistler, “Bizler gibi duyguları olan, acı çeken, hissedebilen, duyarlı, yaşamak isteyen ve yaşamak için mücadele eden,  aile ve arkadaşlık bağları kuran canlılar olan hayvanlar da tıpkı bizler gibi kendi yaşamlarının biricik özneleridir ve insan türü tarafından tahakküm altına alınmadan, köleleştirilmeden özgürce yaşama hakkına sahiplerdir” diye belirtti.

hayvan

‘Hayvanat bahçeleri kölelik merkezleridir’

Hayvanlar üzerindeki tüm tahakkümü, sömürüyü, kullanımı, istismarı, şiddeti ve yaşam hakkı ihlallerini asla kabul etmediğini ve etmeyeceğini bildiren platform, “Hayvan hakkı savunucuları olarak Gaziantep Hayvanat Bahçesi isimli bu esaret merkezi de dahil tüm esaret merkezleri kölelik merkezleridir ve 21’inci yüzyılda kölelik hayvanlar üzerinden devam etmektedir. Mezbahalarda, yunus parklarında, hayvanat bahçelerinde, üretim tesislerinde, akvaryumlarda, hipodromlarda ve diğer esaret merkezlerinde insan ırkının çıkarı ve zevki için köle edilen tüm hayvanlar için mücadelemiz ve hayvanlarla dayanışmamız devam edecek ve bu hak ihlallerini gerçekleştiren her türlü kişi ve kurumun karşısında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Basın açıklamasında şunlar kaydedildi:

“Bizler, hukuka inancını yitirmemiş avukatlar; hak ihlallerini şikayet etmek, suçluların ortaya çıkarılması, yasaların değişmesi için buradayız. Bizler, hayvan sömürüsüne ve hayvanların insan türü için mal, kaynak, köle olarak görülmesine karşı olan veganlar, hayvan özgürlüğü mücadelemiz için buradayız. Bizler, öğretmenler; zulmü, esareti, ayrımcılığı değil barışı ve özgürlüğü öğreterek öğrencilerimizin kendileri ve doğayla uyum içinde olduğu yarınlara ulaşmak için buradayız. Bizler; zorla evimizden, mahallelerimizden edilenler, doğal ortamlarından kopartılan ve mahkum edilen hayvanlar için buradayız. Cinsiyet ifadelerimiz ve kimliklerimiz sebebiyle sürekli nefret saldırılarına maruz kalan bizler; LGBTİ+’lar, esir edilen, işkence gören, istismara maruz bırakılan, özgürlüğünden koparılan hayvanlar için buradayız. Depremden sonra hem fiziksel hem de psikolojik olarak enkaz altında bırakılanlar olarak; depremden kaçamayan, canları hiçe sayılan mahkum edilmiş hayvanlar için buradayız. Birçok farklı kimlikten insan, bizler, birleştik ve bu işkenceye son vermek için, diğer hayvanlar için buradayız!”

‘Hayvan haklarını tanımayan siyasetçilere verecek oyumuz yok’

Hayvan özgürlüğü mücadelesinin ortak bir mücadele olduğunu hatırlatan aktivistler, “Seçimden bir hafta önce, ‘hayvanların en temel haklarını tanımayacak olan siyasetçilere verecek oyumuz yok’ demek için bir araya geldik” dedi.

Hayvan hakları savunucuları öğretmenleri; hayvan hapishanelerine gezi düzenlememeye, gezi düzenlemek isteyen idarelere ve meslektaşlarına hayvan hapishanelerinin gezi düzenlenebilecek yerler olmadığını, esaret merkezleri olduğunu anlatmaya ve öğrencilerine hayvan hapishanelerinde gösterilmek istenenin aksine hayvanların mutsuz ve yalnız hissettiği, fiziksel ve psikolojik olarak acı çektikleri yerler olduğunu anlatmaya davet etti.

Ebeveynleri, çocuklarına esaret altında hiçbir doğal davranışını sergileyemeyen hayvanları hayvanat bahçelerinde tanıyamayacaklarını anlatmaya ve okul idarelerince çocukların eğitimine olumlu hiçbir katkı sağlamayan aksine hayvanların acısına gülmeyi ve başkalarının acısını yok saymayı öğreten hayvanat bahçelerine düzenlenen gezilere karşı çıkmaya çağıran hayvan hakları savunucuları, “Veteriner hekimleri, hayvan sağlığını rantın önüne koymayan gerçek ve dürüst hekimlik adına, hayvanların hakları ve esenliği için yaşamdan yana olmaya çağırıyoruz” diye ekledi.

Talepler net

Demokratik kitle örgütlerine de çağrıda bulunan aktivistler, yaşam ve hak savunucularını, tüm türlerin özgürlüğü için mücadele etmeye ve esir edilen hayvanlarla dayanışmaya davet etti.

Aktivistler, karar alıcılara seslenerek taleplerini dile getirdi:

  • Hayvanat bahçelerine yasak getirilerek yenilerinin açılması önlenmeli, bu amaçla yurtdışından getirilen egzotik türler de dahil olmak üzere yabanda yaşayan hayvanların, evcil hayvanların getirilmesine müsaade edilmemelidir.
  • Çoğu ruhsatsız olan ve benzinlik, restoran/kafe gibi yerlerde faaliyet gösteren korsan ve “butik” hayvanat bahçeleri kapatılmalı, buralardaki yabandan koparılan hayvanlar insan menfaatleri uğruna kullanılmayacakları yerlere taşınmalıdır.
  • Mevcut ruhsatlı hayvanat bahçeleri yeni hayvan eklenmeden, uzman veteriner hekim, akademisyen, yerel ve uluslararası doğa koruma kuruluşlarının aktif katılımıyla, hastanesi olan yabanda yaşayan hayvanları kurtarma ve rehabilitasyon merkezlerine dönüştürülmelidir.
  • Şehir merkezlerinde veya AVM gibi kapalı alanlarda da hayvanat bahçesi kurulması yasaklanmalıdır.
  • Hayvanat bahçelerini desteklemek ve yenilerini açmak yerine, hayvanları doğal ortamlarında korumayı iyi bir şekilde planlayan programlar oluşturulmalı ve bu programlar devlet bütçesi ile desteklenmelidir.
  • Koşulları ne olursa olsun tüm hayvanat bahçeleri esir kampıdır, kölelik merkezleridir,  acilen kapatılmalıdır.

En az 45 platformdan destek

Hayvan hakları aktivistleri “Tüm hayvanlar özgür olana dek, tüm kafesler kırılana dek mücadelemizi sürdüreceğiz” diye belirtti.

Yapılan çağrıya şu ana dek Adana Ekoloji Platformu, Alakır Nehri Kardeşliği, Anadoluda Ekolojik Yaşam, Albatros Ekoloji Platformu (Diren Albatros), Animal Save Türkiye, Antalya Ekoloji Ağı, Antalya Vegan Platformu, Antep Queer, Başka Bir Hayat Diliyorum Derneği, Bir Pati Çetesi Derneği, BurHak – Burak Özgüner Hayvan Hakları Merkezi, Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, Deneye Hayır Derneği, Doğa Dostu ve Hayvanları Koruma Derneği, Doğanın Çocukları, Ege Vegan Topluluğu, Eğitim-Sen Gaziantep Şubesi, Gaziantep Canlar İçin Derneği, Gaziantep Sokak Canları, Hayvan Hakları İzleme Komitesi, Hayvan Hakları ve Etiği Derneği, Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi, Hayvanlara Adalet Derneği, Hormona Erişim Kampanyası, İstanbul 31. LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi, İstanbul Üniversitesi Vegan Topluluğu, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Deney Merkezine Hayır Platformu, Kadıköy Kooperatifi, Kadın Meclisleri, Karşılıklı Yardımlaşma Ağı, Lavender LGBTİ+, Mersin Nükleer Karşıtı Platform, Özgür Hukukçular Derneği Gaziantep Şubesi, Özgür Renkler Derneği, Polen Ekoloji, Rengarenk Umutlar Derneği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Gaziantep Şubesi, SYKP Kadın Meclisi, Türkiye İşçi Partisi Hayvan Hakları Komisyonu, Üniversiteli Vegan Öğrenci Platformu (UniVeg), Vegan Derneği Türkiye, Yaşamdan Yana Derneği, Yeryüzü Ekoloji Kolektifi, Yeşil Sol Parti Gençlik Mecisi, 10. İstanbul Trans Onur Haftası olmak üzere en az 45 platform imzacı oldu.

Gabi’ye ne oldu?

Hayvan Hapishaneleri Kapatılsın grubu, Gabi ile ilgili yaptığı açıklamada “Gabi’ye ne oldu? 12 yıl önce Türkiye’ye zorla getirilen, seyirlik malzeme olarak tutsak edilen, dünyadaki ilk tüp bebek fil olmasıyla övünülen Asyalı fil Gabi, Gaziantep ‘Hayvanat Bahçesi’nde artık yok!” ifadelerini kullandı.

Platform, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin‘e ve Gaziantep Hayvanat Bahçesi Müdürü Celal Özsöyler‘e seslenerek şu soruları yöneltti:

“Fatma Şahin’e soruyoruz: Fillerin doğal ortamlarında yaşama ömrü 70 yıl iken, 18 yaşındaki Gabi’ye ne oldu? 12 Ağustos 2022’de ‘Dünya Fil Günü‘nde nesli tükenme tehlikesinde olan fillerin, Gabi ve Pili‘nin sayısını artırmak için çaba harcadıklarını ifade eden Celal Özsöyler’e soruyoruz: Gabi’ye ne oldu?”

Aktivistler, “Bizler oradaki her hayvan için ayrı ayrı mücadele edeceğimizi, süreçlerinin takipçisi olacağımızı buradan bir kez daha duyuruyoruz!” diye ekledi.

Mersin’deki hayvan hakları savunucularına çağrı

Platform, 8 Mayıs Pazartesi günü Mersin‘in Tarsus ilçesinde hayvanlar için adil bir yaşamı savunan aktivistlerle bir araya geleceğini kaydederek, hayvan hakları savunucularını saat 10’00’da Tarsus Hayvanat Bahçesi önünde buluşmaya davet etti.

Ne olmuştu?

Hayvan Hapishaneleri Kapatılsın Platformu, 12 yıl önce Türkiye‘ye getirilen ve dünyadaki ilk tüp bebek fil olarak bilinen Asyalı fil Gabi’nin, artık Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nde olmadığını duyurmuştu.

Çalışma grubu, 5 Mayıs günü yaptığı basın açıklamasında, Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nde hak ihlalleri ve sistematik şiddet yaşandığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullanmıştı:

“6 Şubat Maraş merkezli depremler sonrası, Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nde hayvan hakları savunucuları olarak yaptığımız incelemeler ardından, burada yaşanan hak ihlallerini ve sistematik şiddeti kamuoyuyla paylaşmıştık. Hayvanların esareti üzerinden çıkar elde eden bu ticarethanelerin halen açık olması ve teşvik edilmesi; 21’inci yüzyılda devam eden bir kölelik gerçeğidir, utanç vericidir.”

HayHapKap, “adına hayvanat bahçesi veya doğal yaşam parkı denen, koşulları ne olursa olursun hayvanlar için esir kampları olan bu yerlerin acilen kapatılarak rehabilitasyon merkezlerine dönüştürülmesi talebimizi bir kez daha haykırmak üzere” söz konusu hayvanat bahçesi önünde bir protesto gerçekleştirileceğini açıklayarak hayvan hakları savunucularına çağrıda bulunmuştu.

HayHapKap, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’den, Gabi’nin nerede olduğunu açıklamasını talep etmişti.

You may also like

Comments

Comments are closed.