AB, ‘iklim hedeflerini cezalandıran’ Enerji Şartı Anlaşması’ndan çekiliyor

Avrupa Konseyi, şirketlerin yatırımlarına zarar verdiğini düşündüğü politikalar izleyen hükümetlere dava açma hakkı tanıyan Enerji Şartı Anlaşması’ndan çekilme kararı aldığını bildirdi. Oybirliği ile alınan kararda anlaşmanın fosil yakıt yatırımlarını destekleyerek iklim değişikliği ile mücadeleye zarar vermesi etkili oldu.

Avrupa Konseyi, 1998 yılında yürürlüğe giren Enerji Şartı Anlaşması’ndan (ECT) çekilme kararını açıkladı. Belçika Enerji Bakanı Tinne Van der Straeten, kararın ardından memnuniyetini dile getirdi ve kararın alınmasında çaba gösterenlere teşekkür etti.

Toplantıya göre yıl sonunda gerçekleştirilmesi planlanan Enerji Şartı Konferansı’nda anlaşma koşulları yeniden düzenlenecek. Üye devletler anlaşmanın daha iklim dostu hale gelmesini sağlayacak reformları değerlendirecek ve anlaşmada kalma kararları için oy kullanacak.

Almanya, Danimarka, Fransa ve İspanya reformların anlaşmada kalmak için yeterli olmayacağı görüşündeyken Kıbrıs ve Macaristan’ın aralarında bulunduğu birkaç ülke anlaşmada kalmak istiyor.

Son iki yıl içinde İspanya, Fransa, İtalya ve Almanya’nın aralarında bulunduğu 12 Avrupa ülkesi ve Birleşik Krallık, ECT’den çıkış kararı almıştı.

‘ECT içindeki ülkeler de batan gemiyi terk etmeli’

İklim Eylem Ağı Ticaret ve Yatırım Koordinatörü Audrey Changoe, “Hala ECT içinde olan ülkelerin AB’yi örnek alarak batan gemiyi terk etmesini bekliyoruz. Anlaşmanın reform edilmiş hali bile iklim eylemini ciddi ölçüde tehlikeye atacak” dedi.

ECT üyeleri; 51 ülke, AB ve Eurotam olmak üzere 53 katılımcıdan oluşuyor. Türkiye de 1994 yılında anlaşmaya imza atmış ve 2000 yılında da onaylamıştı.

Avrupa Birliği’nin anlaşmadan çekilmesi durumunda AB üyesi olmayan imzacıların AB’deki enerji yatırımları için anlaşmanın fırsatlarından yararlanma süresi 20 yıldan 10 yıla inecek.

Avrupa Parlamentosu geçtiğimiz ay AB’nin anlaşmadan çekilme kararını onaylamıştı. Yeşil Avrupa Birliği temsilcisi Anna Cavazzini, parlamento kararının ardından “Bu saçma anlaşma iklim koruma çabalarını yavaşlattı ve çok uluslu şirketlere yapılan tazminat ödemeleri ile özel tahkim mahkemelerine yapılan yasal masraflar yüzünden vatandaşların milyarlarca dolarına mal oldu” dedi.

ECT iklim çabalarına nasıl zarar veriyor?

1994 yılında Lizbon’da kabul edilen Enerji Şartı Anlaşması’nın (ECT) amacı;  Sovyetler Birliği’nin dağılma dönemindeyken enerji firmalarını koruyabilmek ve sınır ötesi enerji yatırımlarını teşvik etmekti. Ancak 1998 yılında yürürlüğe giren anlaşma maddeleri, imzacı ülkelerde kömür santrallerinin on yıldan daha uzun süre karbondioksit salımı yapmalarına olanak sağlıyor. Bu da Paris Anlaşması ve AB’nin enerji dönüşümü hedefleri ile uyumlu değil.

ECT, şirketlerin yatırımlarına zarar verdiğini düşündüğü politikalar izleyen hükümetlere dava açma hakkı tanıyordu. Yani şirketler, fosil enerji kullanımını azaltmayı veya kısıtlamayı hedefleyen politikaları yüzünden zarara uğradıkları gerekçesiyle hükümetlerden tazminat talep edebiliyordu.

Örneğin ECT kapsamında İsveçli enerji şirketi Vattengall, Almanya hükümetine “nükleer enerjiyi aşamalı olarak durdurma kararı aldığı için” dava açmıştı.

2021 yılında Alman kömür firmaları RWE ve Uniper de Hollanda’ya 2030’a kadar kömürden çıkış hedefi belirlediği için 2,4 milyar Euro değerinde tazminat davası açmıştı.

Gençler ve bilim insanları da anlaşmadan çıkışı destekliyor

Belçika’da gençler, 2022 yılında anlaşmanın iklim kriziyle mücadeleyi baltaladığı gerekçesiyle ECT’den çıkış için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuştu. Aynı dönemde bir grup bilim insanı da Avrupa Birliği liderlerine Uluslararası İklim Değişikliği Paneli’ni referans göstererek ECT’den çıkışın iklim değişikliği ile mücadele için önemini anlatan bir açık mektup yazmıştı.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR