Şehir senin – İkbal Polat

2014 yerel seçimlerine doğru ilerliyoruz. İttifaklar ve adaylar üç aşağı beş yukarı belli oldu. AKP içindeki kavganın görünür olması dışında sürpriz bir durum yok. CHP-MHP ittifakı uzun bir süredir var zaten. Aralarına cemaat de katılınca daha bir taçlandı durum. Sosyalist sola gelince, 2007’den bu yana yaşanan ayrışma ve oluşan birleşme süreçleri sürüyor. Sürecin en somut görüneni ise Halkların Demokratik Kongresi ve Partisi. Diğerleri ise henüz kendilerini tam olarak konumlandırabilmiş durumda değiller.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 2007 bağımsız vekiller, 2009 Birlikte Başarabiliriz yerel adayları, 2011 Emek Özgürlük Demokrasi Bloku’nun devamı olarak partileşerek 2014 yerel seçimlerine hazırlıyor.  HDK, ülkenin batısında HDP, doğusunda ise BDP olarak yerel seçimlere girecek. 2014 yerel seçimlerinde elde edilecek başarıyla hedeflenen ise 2015 seçimlerinde ülkenin kaderinde rol oynamak.

2014 yerel seçimlerinde HDK’nin amacı yerinden yönetimin güçlenmesini sağlamak. 27 Aralık gecesi düzenlenen şölende, HDP’nin seçim sloganını olarak “Şehir Senin” öne çıktı.

Durup bir düşünüyorsun, ne demek bu?

Bu bir cevap aslında, “Şehir kimin?” sorusunun cevabı.

Şehirler şu an halkların değiller malum. Hatta onları yönetmesi gereken “şehreminilerin” bile değil. Başbakan ve Bakanlarının yönettiği şehirlere sahibiz.

Erdoğan Bayraktar, giderayak itiraf etti: “Ne yaptıysam Başbakan’ın onayı ile yaptım” dedi. Çünkü Başbakan, şehirleri kendisinin sanıyor.

Taksim Gezi Parkı’nda başlayan isyan da tam da buna karşı idi.

Taksim gezide direnenler, Başbakan’a “şehirler bizim!” dedi. Yüzyılın en muhteşem halk ayaklanmalarından biri olan Taksim Gezi’de Başbakan’a, kentimizi istediğiniz gibi yönetemezsiniz dendi. Bir plan notu ile park alanlarına AVM kuramazsınız, Ankara’dan İstanbul’u yönetemezsiniz dendi.

Şehirler, vatandaşların sorumluluğundadır.
Şehirler kadınlarındır…
Şehirler halklarındır…
Şehirler çocuklarındır…
Şehirler engellilerindir…
Şehirler gençlerindir…
Şehirler LGBT’lerindir…
Şehirler o şehirde yaşayanlarındır, hemşehrilerindir.

2014 yerel seçim süreci şehirlerde kimin karar vereceğinin belirleneceği bir mücadeledir. Şehirlerin hemşehrileri mi yoksa Başbakanlar mı?

İkbal Polat -www. turnusol.biz

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR